KıbrısManşetSiyaset

2021 de elimizden kayıp gidiyor…

Dolayısıyla bu şekilde toplumun yüzde 70'ini aşılayıp normale yakın bir yaşama dönmemiz daha çok uzun bir zamana yayılacak

Kuzey Kıbrıs ekonomisini bir nebze ayakta tutan, turizm, yüksek öğretim ve inşaat  sektörleri ve bu sektörlerin yan sektörlerini oluşturan yüzlerce iş kolu için pandemi sürecinde nasıl bir planlamaya gidileceği son derece önemli bir konudur.

Şu ana kadar kısa, orta ve uzun vadede kademeli olarak yapılması gerekenlerin hayata geçirildiğini söylemek güç!

Tabii ki burada bir planlamanın nitelikli ve işlevsel olabilmesi için her şeyden önce içinde bulunduğumuz koşulların gerektirdiği düzenin tesis edilmesi gerekir.

Peki nedir bu koşullar?

Pandeminin varlığı ve dayattığı yaşam tarzı.

O halde bunu aşmanın yollarını bulmak zorundayız.

Ve aşı bu yaşam tarzının anahtarı olarak karşımızda duran ilk koşuldur.

Yeni normale yakın bir yaşamı yeniden tesis edebilmemiz için aşı olmazsa olmazımızdır.

Öncelikle bunu bileceğiz.

Peki aşı konusunda ne durumdayız?

Ülkeyi yönetenlere göre çok iyi gidiyoruz.

Hatta aşılama organizasyonunda Avrupa ile yarışır durumundayız.

Ve hatta ve hatta Avrupa üçüncüsü bile olduk.

Peki bu gerçek mi?

Gelin bunu birlikte anlamaya çalışalım.

Biz aşı tedarikini nereden sağlıyoruz?

Büyük oranda Türkiye’den ve bir miktar da Güney Kıbrıs’tan.

Türkiye bugüne kadar aldığı yaklaşık 10 milyon aşının 100 binini, bize gönderirken, Kıbrıs Cumhuriyeti ise AB üzerinden aldığı yaklaşık  100 bin aşının 10 binini bize gönderdi.

Bu aşılar biliyorsunuz hibe..

Ve tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de hayati öneme haiz.

Öncelikle tabi ki başta Türkiye olmak üzere, AB ve Güney Kıbrıs’a   teşekkür ediyoruz.

Lakin görüyoruz ki bu yeterli değil.

Zira  toplumun büyük kesimi hala aşısızdır.

Dolayısıyla bu şekilde toplumun yüzde 70’ini aşılayıp normale yakın bir yaşama dönmemiz daha çok uzun bir zamana yayılacak.

Ki turizm diyoruz, yüksek öğretim hedefimiz var, inşaat ve emlak sektörlerinde de olumlu bir ivme yakalamayı bekliyoruz ve tabi ki bu sektörlerin hayat verdiği yan sektörler var..

Lakin aşı tedarikinde yaşanan sıkıntıları aşamadık.

Oysa Türkiye ve Güney Kıbrıs üzerinden gelen aşıların yanında yeni aşı bulmak için maddi kaynak yaratılması elzem bir icraat olmalıydı.

Hükümet bu yönde bir çalışma içine girmiş olsaydı iş çevrelerinden de gerekli desteği alacaktı.

Lakin bu yönde hükümetin herhangi bir çabasının olmadığını görüyoruz.

Bu da çok üzücü!

Zira bu aşı miktarları ile beklenen verimi almamız mümkün olmadığı gibi,sosyal ve ekonomik yaşamda öngörülen hedeflere de ulaşmamız  çok zor görünüyor.

Ve tünelin ucundaki ışığa rağmen aydınlığa bir türlü ulaşamıyoruz.

Turizm diyoruz, bu sektörde 20 bin 500 kişi için hala bir aşı programı yok! Bugün artık aşının ortaya çıkması ile birlikte turizmi pazarlamada önemli rol oynayacak olan güvenli ülke imajını sadece çıkan vaka oranı üzerinden sağlayamayız.. Zira bizi tercih edecek turistler ülkemizde nüfusun hangi oranda aşılandığını bilmek isteyecek. Hatta ilk bakacakları bu olacak.

Yüksek Öğretim diyoruz, bugün bu sektörde 22 bin 500 kişinin varlığından söz ediliyor. Oysa bugüne kadar üniversitelerimizde akademisyenleri, idari ve yönetsel personeli ve diğer çalışanlara dair bir aşılama planı hayata geçirilmemiştir.

Okul öncesi, ilk ve orta eğitimde de yüz yüze eğitimin sağlıklı koşullarda ve  randımanlı bir şekilde başlayabilmesi için öğretmenlerin ve diğer okul çalışanlarının aşılanması gerekiyor.

Şu ana kadar böyle bir planlamada yapılmadı.

Hatta düşünün ki  polis teşkilatı gibi stratejik öneme sahip bir kuruma yönelik da herhangi bir aşılama programının olmadığını da görüyoruz. Bütün bunlar ortada dururken 2021 için konulan  hedeflere nasıl ulaşılacak?

Elbette zor.

Lakin maalesef bizim ülke olarak 2021 yılını kaybetme gibi bir lüksümüzün olmadığını hala idrak etmiş bir yönetim anlayışımız da yok! Ve sanırım bu durum istisnasız  hepimizin adına büyük bir talihsizliktir.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu