ManşetSağlıkToplumYaşam

30 yaş sendromu

30 yaş sendromu günümüzde sıklıkla yaygınlaşan bir sendromdur. Kadın ve erkek her iki cinsiyetin yaşadığı bu sendrom, kişilerin olumsuz ve sıkıntılı günler yaşamasına neden olmaktadır

30 yaş sendromu günümüzde sıklıkla yaygınlaşan bir sendromdur. Kadın ve erkek her iki cinsiyetin yaşadığı bu sendrom, kişilerin olumsuz ve sıkıntılı günler yaşamasına neden olmaktadır. Bu durum her iki cinsiyette farklı şekilde ortaya çıkmaktadır. Genellikle kadın ve erkeğin bu durumdaki düşünceleri birbirinden oldukça farklılık göstermektedir. İnsanların bedeni ve kendisiyle yaşadığı en büyük sınav 30 yaşında başlamaktadır. Bu sendromu yaşayan kişiler 30 yaşından sonra da yaş aldıkça farklı sendromlar yaşayabilirler. Yetişkinlerin en çok etkilendiği sendrom ise 30 yaşında yaşadığı 30 yaş sendromudur.

Kişilerin yaşadığı sorunlar, hayat şartları, zorluklar, depresyon, arkadaşlık ilişkileri, ikili ilişkiler gibi birçok durum bu sendroma neden olan faktörlerdir. Genellikle bu sendromdan etkilenen kişiler büyük şehirlerde yaşayan insanlardır. Kalabalık şehir, yaşam şartları insanların bu durumu yaşamasını tetiklemektedir. Bazı kişilerde 25 yaşında başlarken, bazı kişilerde ise 35 yaşına kadar devam etmektedir. Genellikle şehirde yaşayan insanlarda görülen bu sendrom, kişinin kendini sorguladığı bir döneme girmesine neden olur. Kişilerin 30 yaş öncesi geçmişini ve 30 yaşından sonra nasıl bir hayatının olacağını sorgulamaktadır.

Doğru kararlar verip vermediğini, iyi bir hayat yaşayıp yaşamadığını, bu yaşına kadar yapmak istediklerini yapıp yapmadığını, 30 yaşından sonra nasıl bir hayatı olacağını, bu yaşından sonra istediklerine kavuşup kavuşamayacağını düşünerek hayatını sorgulamaktadır. Bu durum kırsal kesimlerde yaşayan insanlarda çok nadir görülür. Kırsal kesimlerde yaşayan kişiler, genellikle hayatı için endişe duymamaktadırlar. Bu insanlar genellikle hayatları belli bir düzen içinde oldukları için kaygı duymazlar. Kırsal kesimlerde askerliğini tamamlamış, erken yaşta evlenmiş ve iş sahibi olmuş kişiler kendilerini sorgulamayı ortadan kaldırır. Şehir hayatında eğitimli kişiler, birçok durumu daha geç yaşamaları nedeniyle bu sendroma yakalanırlar.

Bu sendromu yaşayan kişiler uzmanlar tarafından tutuklu kalmış ergenlik dönemi ya da gelmemiş yetişkinlik dönemi olarak tanımlanır. Bu sendromun oluşmaması için insanlarda başarısızlık duygusunun, geç kalmışlık hüznünün ve bulunduğu hali beğenmeme halinin olmaması gerekir. Gelmemiş yetişkinlik tanımı, yaşamı zevk ve neşe işinde yaşayabilmek için sorumlulukların ertelenmesi ve kendi zevklerinin peşinde koşarak bu şekilde bir yaşam sürmek anlamında kullanılır. Bu nedenle 30 yaş sendromu gelmeyen yetişkinlik döneminin bir parçasıdır.

Yetişkinliğin gelmesiyle birlikte kişilerin telaşa kapılması, hüzün yaşaması ve ağır bir mesuliyete girmesi söz konusu olmaktadır. Erkekler sorumluluk, hüzün ve korkuyu daha fazla yaşamaktadır. Bu nedenle erkeklerde sosyal çevrenin, ailenin baskısıyla 30 yaş sendromu oluşmaya başlıyor. Kadınlar açısından evlenmemiş ve çocuk sahibi olamamış olmak etkili oluyor. Bunun nedeni kadınlar için çocuk sahibi olmak için riskli bir döneme girilmiş olmasıdır. Bu nedenle bunları yaşayan kişilerin uzman desteği alması son derece faydalı olacaktır.

Bu sendroma yönelik özel bir tedavi henüz bulunamadı. Bununla birlikte 30 yaş sendromu belirtileri depresyon başta olmak üzere anksiyete ve panik bozukluk gibi psikolojik rahatsızlıklarla benzer özellikler gösteriyor. Dolayısıyla bu sendromdan muzdarip kişilere psikiyatrik bozukluklarda uygulanan tedavi uygulanıyor. 30 yaş sendromu yaşadığını düşünüyorsan, bir psikolog ya da psikiyatristten destek alabilirsin

Diğer Haberler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu