KıbrısManşetSiyaset

Erdoğan’ın Dünya ile ilişkileri ve biz!

Bizim siyasi pozisyonumuz gereği, ekonomimizi düzeltebilecek yollara ulaşmak, sarp kayalıklarla, dikenli teller ve çalılarla hatta patlamamış bombalarla dolu monobadilerin aşılmasını gerektirir…

ABD eski Başkanı Donald Trump’ın “çok yakını” olan Benjamin Netanyahu artık İsrail Sultanı değil…

Elbette etkili bir siyasetçi…

Ve kesinlikle 12 yıllık başbakanlığından sonra ana muhalefete geçmek, karizmasını çizdirmez.

Ama İsrail siyaseti, bazı taktik değişiklikler yapacaktır.

Çünkü artık Trump da yoktur.

-*-*-

İsrail’in yeni Başbakanı Naftali Bennet, saldırgan ve buyrukçu siyasetin yerine, daha sağdan bir lider olsa da, Biden’ın da onaylayacağı bir yeni model seçecektir.

Efendim, Filistinlilerin faydasına mı?

Elbette değil!

-*-*-

Ama bölge siyaseti adına, ciddi değişiklikler olması olasılığı bir hayli yükselmiştir.

İşte bu ortamda gerçekleşen NATO Zirvesi ve özellikle “Erdoğan – Biden” görüşmesinin sonuçları – mesajları büyük önem arz etmektedir.

-*-*-

Amerika – Türkiye ilişkileri Kıbrıs meselesini ilgilendirir mi?

“Sorun hemen çözülür” noktasında bir ilgilendirme kesinlikle yoktur.

Ancak, unutulmamalıdır; Amerika – Türkiye ilişkisi, bizim mevcut tavrımızı mutlaka değiştirebilir bir ilişki çeşididir…

-*-*-

Gittik taaa Cenevrelere; “egemen eşit iki devlet” dedik; mesela bu tavır ya da siyaset değişir mi?

Daha taze taze, “bizi boşu boşuna olmayacak bir çözüm şekliyle uğraştırdılar” diyen Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, yine eskisi gibi “federasyon görüşmesine dönüyoruz canım” diye kendisine ulaşacak bir “kripto”ya veya “telefon mesajına” nasıl cevap verir?

Dağa çıkar mı?

Sanmam!

-*-*-

İşte bizim “zavallı” durumumuz budur!

Yanlış olan, bu ilişki türüdür!

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve ekibi de Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu da “egemen eşit iki devlet” konusunda ısrarcı ve belki de bu öneri veya talepleri konusunda haklıdır.

Ama esas önümüzdeki pilavın; yağıyla, suyuyla, pirinciyle, tuzuyla ve biberiyle; hatta şehriyesiyle ya da içine konabilecek ince kuzu etcikleriyle tamamen Türkiye’de hazırlanıyor olduğu gerçeğidir.

-*-*-

Çok kısa süre içerisinde Türkiye’nin Kıbrıs siyaseti yani pilav tarifi değişmeyebilir…

Ama gelecek dönemde, iyileşen Amerika – TC ilişkileri; İsrail – TC ilişkileri bu tarifi değiştirme potansiyeli içermektedir!

-*-*-

Diyeceksiniz ki; ayrımız – gayrımız yoktur!

Anavatan – Yavruvatan birdir!

Hah, ben de zaten oraya gelecektim!

-*-*-

Birilerine, bu konuda “egemen eşit bağımsız devlet” iddiasını savunurken, “hipokrasi yapmaması” gerektiğini söyleyecektim!

-*-*-

Çünkü, bırakın dış siyaseti; KKTC’nin her siyaseti, Türkiye’den yönetilir hale gelmiştir.

Yol ihaleleri, din kursları, pandemi kuralları, kredi olanakları, mali politikası, para politikası tamamen TC’ye bağlı olan KKTC’nin, Meclis’inin, Yargı’sının, Anayasası’nın ve de Hükümeti’nin “hükümleri”, dilendiği takdirde TC Devleti tarafından kabul edilmemektedir.

-*-*-

Diyeceğim şudur; “önce bu ilişki modelimize bir çözüm bulalım; sonra hava keselim lütfen”.

-*-*-

Erdoğan, dün Fransa, Almanya, İngiltere ve tabii ki Amerika’nın liderleri ile görüştü.

NATO, Türkiye için; Türkiye de NATO için çok önemlidir.

-*-*-

Önümüzdeki dönemde, AB – Türkiye tam üyelik sürecinin ele alınacağı önemli zirveler söz konusudur.

-*-*-

Bu süreçte; sık sık bizim yöneticilerimizin demeçler vermesi, Kıbrıs sorunu ile ilgili çözüm modelleri üzerinde görüş belirtmesi yerine; elzem ekonomik sorunların çözümü ve Türkiye ile tamamen yalama olan ilişkileri düzeltme çabası içerisinde olması bana “normal olan” gibi gelmektedir.

-*-*-

Buraya kadar yazdıklarımızdan çıkan sonuç şu mudur?

“Türkiye, her an Kıbrıs sorununa çözüm konusundaki siyaseti çöpe atabilir; yani değiştirebilir”…

Evet, sonuç budur!

-*-*-

Ve üzgünüm ama ilişkilerin gidişatını analiz ettiğiniz zaman; Erdoğan’ın siyasi geleceği de; yukarıda adı geçen aktörlerle kavga edip, ülkesinin ekonomisini daha da batırması ve ülkesini tamamen yalnızlaştırmasından geçmeyecektir.

Bilmem anlatabildim mi?

-*-*-

Tekrar etmek gibi olmasın ama, lütfen içe odaklanalım…

-*-*-

Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı ve Müsteşarı Şahap Aşıkoğlu dün sabahki basın toplantısında, öyle bilgiler verdi ki; “KKTC kesinlikle iflas etmiş durumdadır” sonucunu çıkarmamak elde değil.

Ekonomik anlamda tüm Dünya’da sıkıntılar olabilir ama tüm Dünya; o sıkıntıları çözebilmek adına bize göre daha kolay ulaşılabilecek yollara sahiptir.

-*-*-

Bizim siyasi pozisyonumuz gereği, ekonomimizi düzeltebilecek yollara ulaşmak, sarp kayalıklarla, dikenli teller ve çalılarla hatta patlamamış bombalarla dolu monobadilerin aşılmasını gerektirir…

-*-*-

Ve bütün bu monobadileri aşmak görevinizdir.

Bu görevi, gereksiz yere dış siyasetle ilgili demeç vererek veya partililerinize hellim dağıtarak yerine getiremezsiniz!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu