
Gıynık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Bilbay Eminoğlu, “Medya Etik Kurulu’ndan ölümlü kaza haberine ilişkin kınama” başlıklı haberle ilgili “cevap hakkını” kullandı.
Medya Etik Kurulu Başkanlığı, Lefkoşa,
Sayın başkan ve değerli üyeler,
Gıynık, dünyada haberciliğin temel mecrasına dönüşen dijital alanda faaliyet gösteren, Kıbrıs Türk medyasının genç, dinamik, üretken ve varlığını tamamıyla okuyucusuna yaslayan kurumlarından biridir. Gazetemiz, toplumsal konuları öne çıkarma ve halkın gerçek gündemiyle ilgilenme ilkesiyle hareket etmektedir. Bu sayede geniş bir okuyucu kitlesiyle etkileşimli ve güçlü bir bağ oluşturmuştur.
Gıynık künyesiz, kadrosuz ve emeksiz bir yayın organı değildir. KKTC’de mesleğin en deneyimli ve itibarlı isimleriyle, genç ve eğitimli mensuplarını buluşturan, gerçek bir gazetedir.
Gazetemiz 24 saat boyunca aktif biçimde üretmekte ve okuyucusunu bilgilendirmektedir. Haberlerimiz ekip çalışmasının bir sonucu olarak hazırlanmakta ve yayın aşamasına kadar çeşitli süzgeçlerden geçmektedir.
Dijital yayıncılığın doğasından ileri gelen “hız” baskısının, aceleciliğe ve hataya yol açma riskinin farkındayız. Buna karşılık “doğruluk” prensibini “hız”a feda etmeyecek bir anlayışla organize olmaya özen gösteriyoruz. Yine de tüm yayınlarımızın hatasız ve eksiksiz olduğunu iddia edecek değiliz. Dünyanın çok daha geniş imkanlara sahip büyük dijital yayın platformlarının da zaman zaman hataya düştüğü bir alanda elbette bizlerin de yanlışları olmaktadır. Fakat bunları en aza indirgemek için sürekli bir arayış içinde olduğumuzu ve her geçen gün daha da iyi bir noktaya ulaşmaya çalıştığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Bu sayede ülkemizde örnek gösterilebilecek bir düzey yakaladığımızı düşünüyorum.
Kurulunuzun 23 Ağustos 2024’te gazetemiz hakkında ürettiği ve kamuoyuna açıkladığı kınama kararının, çeşitli yönleriyle sorunlu ve hakkaniyetten uzak olduğunu değerlendiriyoruz. Her şeyden önce bu türden bir “yargılama” sürecinin gerektirdiği asgari gerekliliğin yerine getirilmeyerek, karar öncesinde tarafımızdan görüş ya da savunma nitelikli herhangi bir açıklama talep edilmemesi, sürecin bir tür “yargısız infaza” dönüşmesine yol açmıştır. Öncelikle bu durumu şaşkınlıkla karşıladığımızı belirtmek isterim.
Hayrete neden olan ikinci husus, bizzat Kurulunuzun “Gazetecilik Meslek İlkeleri”nin birinci maddesine tamamen ters ve aykırı bir dil kullanmayı tercih etmesidir. Bildiğiniz gibi birinci madde “gerçekleri sansürsüz biçimde” aktarmayı “gazetecinin temel görevi” olarak tanımlamaktadır. Oysa kararınızda “sansürsüz yayın” kınama gerekçesi olarak ifade edilmektedir. Kastedilenin “sansür” değil, “otokontrol” ya da “özdenetim” olduğunu düşünmekle birlikte, dünyada tarihsel olarak sansüre karşı yükselmiş “etik” nosyonunu geliştirmekle görevli bir kurulun bu türden vahim bir terminoloji hatasına düşmesini başlı başına “kınama” nedeni olarak gördüğümüzü ifade etmek isterim.
Üzerinde durmak istediğim üçüncü husus, karar metninin aslında yayınlanmamasına ilişkindir. Resmi internet sitenizdeki en son kararın tarihi 5 Nisan 2023 olup, gazetemize ilişkin karar metni hiçbir yerde bulunmamaktadır. Ortada haberleştirilmiş ve bütünlüğünü kaybetmiş bir açıklamadan başka hiçbir şey yoktur. Kararın muhatabı olan bizlere gönderilmemiş olması ayrıca çok garip bir durumdur. Sonuç itibarıyla, hakkımızda üretildiği söylenen fakat bize iletilmeyen ve başka hiçbir yerde yayınlanmadan sadece devletin haber ajansı üzerinden haber yoluyla dolaşıma sürülen bir kararı görmeden yorumlamak gibi zorlu bir görevle baş başa bırakılmış durumdayız. Her bir sözcüğün büyük önem taşıdığı böylesi bir karara tam haliyle ulaşılamaması siz de takdir edersiniz ki kabul edilebilecek bir durum değildir.
Bütün bunlar bir yana esas itirazımız kararın özüne ilişkindir. Anlaşıldığı kadarıyla kınama kararınızın yegâne gerekçesi “kaza ve cinayet haberlerinde kan ve şiddet unsurları içeren fotoğraf ve görüntüler kullanılmamalıdır” şeklindeki 27’nci maddedir. Gıynık’ın “kınama” nedeni sayılan haberinde ne kan ne de şiddet unsuru vardır. Sözü edilen maddede “şiddet” sözcüğünün “cinayet haberlerine” ilişkin bir ifade olduğu son derece açıktır. Ayrıca medya etiği külliyatında ayrıntılı olarak irdelenen “şiddet” kavramının, trafik kazasında devrilen aracın görüntüsünü kastetmediğini söylemeye bile gerek yoktur. Kurulun hangi görüntüyü, hangi gerekçeyle “şiddet” bağlamında değerlendirdiği karar metninde ifade edilmemektedir. Tek kınama dayanağının böylesine yüzeysel ve genel geçer ifadeyle geçiştirilmesini kabul edilemez bulduğumuzu belirtmek zorundayım.
Aynı maddede “kan” unsurundan da söz edilmektedir. Gazetemizin kazaya ilişkin yayınlarında kanlı tek bir görüntüye dahi yer verilmemiştir. Kazada şehit olan askerin görüntüsü de yayınlanmamıştır. Yayınlanan görüntüler, ülkemizdeki trafik sorununu çarpıcı bir biçimde yansıtmaya yöneliktir ve bu yönüyle tam da “kamu yararı” perspektifine sahiptir. Kaza yeri görüntülerinin yayınlanması dünyada ve ülkemizde yeni bir durum değildir. Tüm kazalar ve bu kazalara ait her türlü görüntü sarsıcıdır fakat olayın sarsıcı olması haberi etik dışı kılmamaktadır. Bu tür “gerçekleri” sizin ifadenizle “sansürlemeyi” öğütleyen anlayış, ülkeyi trafik gibi en büyük ve en yakıcı toplumsal sorunları resmi açıklamalar ve klişe ifadelerle geçiştiren bir haberciliğe mahkum etme tehlikesi taşımaktadır. KKTC’de büyük bir trafik sorunu vardır ve bu sorunu “görünmez” kılacak her türlü anlayış “kamu yararı” ilkesine terstir. Bu durum elbette ölçüsüz yayıncılığa ve kaza pornografisi olarak nitelendirilebilecek bir istismara yol açmamalıdır. Fakat kaza anını “şiddet” sayma, sedyeyle taşınan, yüzü belirsiz ve stabil durumdaki kazazede görüntüsünü “kanlı” niteleme kestirmeciliğine de kapı aralanmamalıdır. Bu noktada medya etiğinin önemli referans metinleri arasında gösterilebilecek olan Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesinin “Trafik kazaları” başlıklı maddesinin, diğer pek çok evrensel ilke metni gibi kaza yeri görüntülerini “sansürleme” anlayışından tamamen uzak olduğunu anımsatmakta yarar vardır.
Üzerinde durulması gereken önemli bir diğer husus, kurulunuzun kaza anı ve kaza yeri görüntülerini yayınlayan -ve belki de kararda vurguladığınız ve kamuoyunda tepkiye yol açan ihlali işlemiş olan- diğer internet gazetelerinden hiç söz etmeden kamuoyunun tüm tepkisini Gıynık üzerine yönlendiren çerçevelemesidir. Biz kendimizden sorumluyuz ve başkalarının neyi nasıl yaptığıyla ilgilenmiyoruz. Diğer yayınlarda ihlal olup olmadığını değerlendirme durumunda da değiliz. Fakat Gıynık’taki kaza anını “şiddet” sayan kurulun, aynı görüntüleri paylaşan diğer yayıncıları nasıl olup da görmediği yanıta muhtaç bir sorudur. Hakkaniyet ilkesiyle bağdaşmayan bu tutumu şaşkınlıkla karşıladığımızı sanırım söylemeye bile gerek yoktur.
Bu noktada bizim açımızdan izahı mümkün görülmeyen bir konuya daha değinmek istiyorum: Kararınıza konu edilen haberimiz ve haberin görselleri, çok kısa bir süre yayında kalmıştır. Haberde “şiddet” ve “kan” unsuruna yer verilmemiş olsa da özellikle olayı takip etme olasılığı bulunan asker ailelerinin duygu durumunu gözeterek haberi kaldırma kararı aldık. Tekrar ediyorum; haberimiz etik dışı bir yöne sahip olduğu için kaldırılmamıştır. Olayın sıcaklığını en gergin biçimde yaşayan ailelere duyulan saygıyla ve tamamen bizim tek taraflı irademizle alınmış bir karardır. Kurulunuzun 22 Ağustos’ta en fazla 10 dakika yayında kalan bir haberi, ertesi gün toplanarak “incelediği” anlaşılmaktadır. Doğrusu bunun nasıl mümkün olduğu izaha muhtaçtır. Olmayan bir haber nasıl incelenmiştir? Eğer ekran görüntüsü alınarak inceleme yapılmışsa kararın çok daha net ve dayanaklı olarak hazırlanması gerekirdi. Oysa kullanılan ifadeler, duyumlarla yetinilerek ve hangi gazeteye yönelik olduğu belirsiz tepkilerin etkisi altında kalınarak hareket edildiği izlenimi yaratmaktadır.
Sayın başkan ve değerli üyeler,
Kamuoyunu en doğru biçimde bilgilendirmeye ve toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlamaya gayret eden gazetemiz, temel gazetecilik ilkelerini ve etik çerçeveyi önemsemekte ve bu doğrultuda daha da gelişmeye açık bir anlayışla hareket etmektedir. Bu süreçte Medya Etik Kurulunun bizim için yol gösterici ve ufuk açıcı olmasını samimiyetle umuyoruz. Ne var ki gazetemize karşı aceleyle ve kazanın şokunu yaşayan kamuoyundaki tepkilerin etkisiyle alındığı belli olan, geçerli dayanaktan yoksun, hakkaniyetten uzak ve savunmasız biçimde üretilmiş kararınız büyük bir hayal kırıklığına neden olmuştur. Bu düşüncelerle kararınızı gözden geçirip düzeltmenizi talep eder, değerlendirme sürecinde her tür iş birliğine açık olacağımızı saygılarımla bildiririm.
Bilbay Eminoğlu
Gıynık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni






































