
ÖZEL HABER
ARTUN ÇAĞA
ÇALINTI ARAÇ ÜSSÜ GİBİ…
İngiltere’de her gün yüzlerce araç çalınırken, bu çalıntı araçların ciddi bir
kısmının rotası artık Kıbrıs’ın limanlarına, sanayi bölgelerine ve hurdacılık ağlarına kadar uzanıyor. Direksiyon
uyumundan bölünmüş ada yapısına, gevşek sınır kontrolünden cazip ikinci el pazarına kadar pek çok faktör,
Kıbrıs’ın hem kuzeyini hem de güneyini küçük ama kilit bir merkez hâline getiriyor. BBC geçtiğimiz hafta
yayınladığı yeni bir haberde; çalınan araçların ve parçalarının çoğu zaman 24 saat içinde ülkeden çıkarıldığını
vurguladı. Haberde, “Kıbrıs” adının özellikle kullanılması, adanın “çalıntı araç üssüne dönüştüğü” iddialarını
yeniden alevlendirdi.
KRİTİK BİR SINIR ADASI…
Uluslararası suç raporlarına göre, İngiltere’de giderek büyüyen araba hırsızlığı
dalgasının rotası, son yıllarda dikkat çekici biçimde Kıbrıs’ın iki tarafına kadar uzanıyor. Resmî kayıtlar
Britanya’dan çalınan araçların kayda değer bir bölümünün Kıbrıs’a gönderildiğini, adanın giderek “hem hedef
pazar hem de ara durak” hâline geldiğini ortaya koyuyor. Frontex’in son risk analizlerinde Kıbrıs, İngiltere’den
kaçırılan çalıntı araçlar bakımından kritik bir sınır adası olarak geçiriliyor. Kıbrıs’ın İngiltere ile aynı sürüş
düzenine sahip olması yanında SUV ve lüks araçlara olan talep, hırsızlar için adayı “hazır pazar” hâline getiriyor.
KIBRIS İLK 3’TE…
İngiltere’nin üç büyük limanında (Felixstowe, Tilbury, Southampton) 2020 yılında tespit
edilen çalıntı araçların yüzde 37’sinin nihai varış noktası Kıbrıs idi. Sonraki yıllara ait çalışmalar da tabloyu
doğruluyor: 2021-2024 döneminde İngiltere’den çalınıp yurt dışına gönderilen araçların yaklaşık yüzde 7’si yine
Kıbrıs’a geldi. Thatcham Research ve NaVCIS’in raporladığı bu oran adayı, DR Kongo ile BAE’nin ardından
üçüncü sıraya taşıyor. Afrika ve Orta Doğu’ya “yeniden ihraç” edilen araçlar ise Kıbrıs’ın uluslararası otomobil
kaçakçılığında bir aktarma merkezi olduğunu gösteriyor.
TÜRKİYE-KUZEY KIBRIS ROTASI…
Uluslararası raporlar, Britanya’da çalınan bazı araçların Türkiye
üzerinden Kuzey Kıbrıs’a sokulduğunu, ardından adanın sunduğu bölünmüş yapı nedeniyle takip edilemez hâle
geldiğine işaret ediyor. Polis kaynaklarına göre, araçların bir bölümü parçalara ayrılıp yedek parça olarak
satılıyor, bir bölümü ise sahte belgelerle yeniden trafiğe çıkarılıyor. Kuzey’deki bazı resmî kurumların
kullanımındaki araçların “çalıntı olabileceği” iddiaları ise suç ekonomisi ile devlet mekanizmaları arasındaki
çizginin bulanıklaştığını gösteriyor.






































