
ARTUN ÇAĞA
Kuzey Kıbrıs ile Güney Kıbrıs arasındaki ekonomik fark son 40 yılda yapısal bir uçuruma dönüştü
İki yaka arasında artık “yakınsama” değil, açık bir “ekonomik ayrışma” yaşanıyor
Prof. Dr. Mustafa Besim’in çalışması iki taraf arasındaki derin farkı gözler önüne serdi
KALICI DERİN AYRIŞMA
Kuzey Kıbrıs ile Güney Kıbrıs arasında artık “yakınsama” değil, açık bir “ekonomik ayrışma” yaşandığı, verileriyle ortaya konuldu. Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) İşletme ve Ekonomi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Besim’in hazırladığı kapsamlı çalışma: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY -Kıbrıs Cumhuriyeti -) arasındaki ekonomik farkın son 40 yılda nasıl yapısal bir uçuruma dönüştüğünü rakamlarla anlatıyor. 1980’li ve 1990’lı yıllarda görece sınırlı olan kişi başı gelir farkı, 2000’li yılların başında yaklaşık 10 bin ABD doları düzeyindeyken, 2024 itibarıyla 20 bin ABD dolarını aşmış durumda. Bu tablo, iki ekonomi arasında artık geçici dalgalanmalarla açıklanamayacak, kalıcı ve derin bir ayrışmaya işaret ediyor.
KUZEY’DE GELİR ADALETSİZLİĞİ
Ekonomik ayrışma yalnızca gelir seviyelerinde değil, gelirin nasıl paylaşıldığında da kendini gösteriyor. “Sıfırdan uzaklaştıkça gelir dağılımın bozulduğunu gösteren Gini katsayısı” 2008’de Kuzey Kıbrıs’ta 33 iken, özellikle son 7 yılda hızla kötüleşerek 2022’de 37’ye yükseldi. Bu artış, gelir eşitsizliğinin geçici değil, yapısal bir sorun haline geldiğini gösteriyor. Güney Kıbrıs’ta ise tam tersi bir eğilim söz konusu. 2008’de 31,7 olan Gini katsayısı, 2022’de 31,5’e geriledi. Kriz sonrası uygulanan maliye ve sosyal politika araçlarının, gelir dağılımında kalıcı bir iyileşme sağladığı görülüyor. Kuzey-Güney gelir eşitsizliği farkının 2022’de dramatik biçimde 5.5 puana çıkması özellikle dikkat çekiyor. Kuzey’de üç yıldır Gini katsayısı açıklanmıyor.
YAPISAL KRİZ RİSKİ
Bu gelişmelerin arkasındaki temel belirleyicinin hiç kuşkusuz maliye ve para politikaları olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Besim’in tespiti net: “İki ekonomi arasında artık yakınsama değil, kurumsal kapasite, dış ekonomik ilişkiler ve para rejimi farklılıklarının da etkisiyle belirgin bir ekonomik ayrışma yaşanmaktadır. Kuzey Kıbrıs’ta bugün ekonomik bir sorun gibi görünen bu tablo; yarın sosyal uyumu, hukukun üstünlüğünü ve demokratik meşruiyeti tehdit eden çok daha derin bir yapısal krize dönüşme riski taşıyor.”





































