
Danimarka, Kral IV. Christian tarafından 1624 yılında temelleri atılan 400 yıllık köklü posta geleneğine 30 Aralık 2025 itibarıyla resmen veda ederek Avrupa’da bir devri kapatan ilk ülke oluyor.
Ülkenin fiziksel mektup trafiğinin dijitalleşme nedeniyle son yirmi yılda %90’dan fazla azalması üzerine alınan bu radikal karar, devletin evrensel posta hizmeti sunma yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırıyor.
Posta hizmetlerinin serbest piyasa koşullarına devredildiği bu yeni dönemde, sokaklardaki yaklaşık 1500 ikonik kırmızı posta kutusu birer birer sökülürken, el yazısının ve beklemenin estetiği yerini “dijital rasyonalizm” olarak adlandırılan soğuk ama hızlı bir işleyişe bırakıyor.
Bu dönüşüm sadece lojistik bir değişim değil, aynı zamanda kültürel bir hafıza kaybı olarak da görülüyor.
Sökülen tarihi posta kutularının bir kısmı hayır amaçlı açık artırmalarda satışa sunulurken, Danimarka halkı bu objeleri bahçelerine veya evlerine birer anı olarak yerleştirmek için yoğun ilgi gösteriyor; hatta ilk grup kutu sadece üç saat içinde tükendi.
Dünyanın en dijital toplumlarından biri olan Danimarka’da halkın %97’si resmi yazışmalarını yıllardır MitID ve Digital Post gibi sistemler üzerinden yürütse de, bu durum yaklaşık 271 bin “dijital mağdur” için ciddi bir endişe kaynağı. Özellikle yaşlılar ve teknolojiye erişimi kısıtlı gruplar için kütüphanelerde ve belediye binalarında “Dijital Yardım Merkezleri” (Borgerservice) kurulurken, akran eğitimine dayalı “tele-merkezler” aracılığıyla binlerce gönüllü yaşlılara dijital dünyada rehberlik ediyor. Avrupa’nın geri kalanı için bir test laboratuvarı niteliği taşıyan bu adım, analog dünyanın son kalelerinden birinin yıkılışını ve insan ilişkilerindeki somut bağların yerini tamamen algoritmalara bırakışını simgeliyor.





































