GenelKıbrısManşet

Söylemez: Kararın aykırı olduğunu iddia edecek tek bir KKTC vatandaşı yok

Alevi Kültür Vakfı Başkanı Tekin Söylemez, Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karara yönelik basın açıklaması yaparak , "Anayasa Mahkemesinden Anayasaya aykırı bir karar üretmesi beklenemez" dedi.

KKTC’nin ünlü avukatlarından ve Alevi Kültür Vakfı Başkanı Tekin Söylemez yazılı açıklamasında, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararda gerçeklerin ortada olduğunu ve Anayasa Mahkemesinin aykırı bir karar üretmediğini aktardı.

Açıklamanın devamında ise , kararın KKTC Anayasasına aykırı olduğunu iddia edecek bir tek KKTC vatandaşı olmadığına inandığını belirterek, “KKTC vatandaşı olmayan ama bu ülke üzerinde kadim hakları olduğunu iddia ederek her konuda bu ülke yönetimine ve hatta yargısına söz söyleme cesaretini kendisinde bulan kesimlerin yaratmak istediği algı var olan kurallara bağlı yaşamak değil birilerinin istediği gibi yaşamak algısıdır. Bu doğrultuda demokratik ve laik bir hukuk devleti olduğumuzun ve kurumlarımızın da bu doğrultuda hareket etmesi gerektiğinin bilinmesini isteriz” ifadelerine yer verdi.

Açıklamanın tamamı ise şöyle:

“Anayasa Mahkemesi, 55/2017 sayılı Din İşleri Dairesi (Kuruluş,Görev ve Çalışma Esasları) (Değişiklik) Yasasının bazı maddelerinin Hizmet Sen tarafından açılan dava doğrultusunda KKTC Anayasasına aykırılığı hususunda değerlendirmiş ve yasanın 8(A) 1, 8B(1), 8(b) 2 (a)(b)(c)(ç) maddelerini Anayasa’ya aykırı bulmuştur. İptal edilen bu maddeler ana başlıkları ile Din İşleri Komisyonunun, Oluşumu, Görev ve Yetkilerin neler olduğunu, Din İşleri Başkanının Atanması, görevleri ve görevden alınma koşullarını ve Din İşleri Komisyonunun, Oluşumu, Görev ve Yetkilerini içermektedir.
Anayasa Mahkemesinden Anayasaya aykırı bir karar üretmesi beklenemez. Gerekçeler ortadadır. Anayasa Mahkemesi kararında , “ Din hürriyeti, inanç hürriyetini, yani kişinin istediği dini seçebilme hakkını içerir. Din hürriyetinin diğer bir unsuru da ibadet hürriyetidir, yani kişinin inandığı dinin gereklerini, özellikle ayin ve törenlerini serbestçe yerine getirilebilmesidir. Anayasa’nın 23(2) maddesine göre ibadet hakkı kamu düzenine, genel ahlaka veya bu amaçla çıkarılmış yasalara aykırı olmadığı takdirde serbesttir. Din ve Devlet işlerinin ayrılığı devletin resmi bir dini olmamasını, devletin bütün dinler karşısında tarafsız olmasını, devletin bütün din mensuplarına eşit davranmasını, din kurumları ile devlet kurumlarının birbirlerinden ayrı olmasını ve hukuk kurallarının din kurallarına uymak zorunda olmamasını içerir demektedir. “ Bu kuralın gereği olarak laik bir devletin dini kurumları devlet fonksiyonları görmemelidir. Aynı şekilde devlet kurumları da din fonksiyonlarını ifa etmemelidir bulgusuna varmıştır.
Varılan bu bulgunun KKTC Anayasasına aykırı olduğunu iddia edecek bir tek KKTC vatandaşı olmadığına inanıyoruz. Ancak KKTC vatandaşı olmayan ama bu ülke üzerinde kadim hakları olduğunu iddia ederek her konuda bu ülke yönetimine ve hatta yargısına söz söyleme cesaretini kendisinde bulan kesimlerin yaratmak istediği algı var olan kurallara bağlı yaşamak değil birilerinin istediği gibi yaşamak algısıdır. Bu doğrultuda demokratik ve laik bir hukuk devleti olduğumuzun ve kurumlarımızın da bu doğrultuda hareket etmesi gerektiğinin bilinmesini isteriz.
Bu ülkede yaşayan halkın konulmuş olan kurallar çerçevesinde güvence altında yaşamasını kimse engelleyemez. Birilerinin kendi istedikleri doğrultusun da yaşam şeklini değiştirmesini kimse dikte edemez, tehdit hiç edemez. Bu doğrultuda yapılan her girişim halkımız nezninde cevabını bulacaktır. Bugüne kadar yaşanan gerek ekonomik gerek siyasi hayata yapılan müdahale ve tehditlerin bir son olması beklenirken, Anayasa Mahkemesi kararlarına yönelik yapılan despotik açıklamalar kabul edilemez.
Ne yazıktır ki yapılan açıklamalar insanların dinini öğrenmesi ve/veya dini vecibelerini yerine getirmesinin engellendiği yönündedir. Oysa verilen karar bu eğitimin kim tarafından verilmesi ve denetlenmesi gerektiği yönündedir. Anayasaya aykırılık bu noktada oluşmaktadır. Dini eğitimin zorla ve dikte edilerek verilmesi kişilerin özgür iradesine vurulan en büyük darbedir. Tek tip insan yaratabilmek amacı güdenlerin bu karara karşı çıkması kadar doğal bir şey olamaz. Toplumumuzun yapılan bu aşağılayıcı, tehditvari açıklama ve paylaşımlara gerekli cevabı verebileceğine olan inancımız tamdır.
Bizler yapılan bu açıklamaları, hiç kimsenin bu halkın yaşam tarzına müdahalesini doğru bulmadığımızı, korku, sindirme, tehdit, vaat, veya üstünlük taslayarak hakimiyet kurmaya çalışmasını kabul etmediğimizi protesto ettiğimizi duyururuz.
Anayasa Mahkemesinin yaptığı bulgunun gerçeğin ta kendisi olduğunu Din, inanç ve ibadet hürriyetinin kimsenin tekelinde olmadığını ve bırakılamayacağını, bunun aksine yapılacak tüm açıklama, paylaşım, tehdit, yaptırım ve baskılara karşı olduğumuzu belirtmek isteriz.
Saygılarımızla.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu