Var mı ötesi ben artık bilmiyorum..İddialar almış başını gidiyor, ve çok
düşündürücüdür bu iddialarda adı geçenler arasında devletin zirvesinde
oturanlar başı çekiyor olması.. Bilhassa sahte diploma olayına adı
karışanların devletin zirvesinde makam tutanların yakınlarına kadar
uzanması ülkenin içinde bulunduğu çürümüşlük halinin açık ve net
göstergesidir.. Bunu başka bir yazı konusu olarak değerlendireceğiz
elbette ve fakat şimdi Yüksek Öğretim alanındaki en büyük sorunlardan
bir tanesine gelmek istiyorum. Nedir o? Öğrenci vizesi ile ülkeye gelip
herhangi bir üniversiteye kaydını yaptıktan kısa bir süre sonra kayıt
dışına düşen, suç işleyen kişilerin hangi okullar üzerinden öğrenci
vizesi aldığı, kimlerin o kişilere aracılık ettiği de iyice araştırılırsa,
yüksek öğretim yönetiminde çevrilen daha nice alengirli işlerin ortaya
çıkma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu öncelikle belirtmek
isterim.Dolayısıyla konu öğrenci getirmek ya da şöyle belirteyim, ülkeye
öğrenci getirmek gibi bir algıda ele alınmamalıdır.Zira sahte diploma
yanında, insan kaçakçılığı ve insan ticareti suçları görmezden
gelinemez. Nitekim belli ki bu kamufle edilerek esası örtbas etmeye
yönelik bir çaba sarf ediliyor bir takım güç odakları eliyle. Peki bu güç
odaklarını oluşturan kimlerdir?Bunun cevabını da bulacak olan kolluk
güçleridir. Yani polis teşkilatı. Dolayısıyla ortaya çıkan durumun
medyatik boyutundan daha derinlere inilmesi gerekiyor ki ayyuka
çıkanın yanında ülkedeki çürümüşlüğün getirdiği ve meşru sektörlerin
giriştikleri ve haksız kazançlar elde ettikleri legalden illegale yöneldikleri
alanlar ortaya çıksın.
