Akıbet belli..

Kıbrıslı Türk Lider Ersin Tatar ile yeni seçilen Kıbrıslı Rum Lider Hristodulidis geçtiğimiz hafta BM’nin organize ettiği gayriresmi bir ortamda sosyal içerikli bir araya geldiler. Her iki lider de bu buluşma sonrası ayrı ayrı açıklama yaptılar. Ersin Tatar  : “Artık yeni siyaset vardır. Eşit egemenliğimiz kabul edilmeden resmi görüşmelere başlamayız.” derken, Hristodulidis de “Bugünkü görüşmede Tatar’dan duymayı beklemediğim bir şey duymadım. Ona yakında eşli bir sosyal buluşma daha yapmayı teklif ettim, sanırım kabul edecektir” dedi.

Sayın Tatar’ın sözünü ettiği yeni siyasetin  aslında Türkiye’nin Kıbrıs’a dair yeni siyaseti olduğunu 7 düvel biliyor.

Dolayısıyla burada amaç hiçbir şekilde Kıbrıs’ta çözümü içinde barındırmadığı gibi 2004 ve sonrası Annan Planı ile elde edilen kazanımların da tek tek yitirilmesine olanak yaratıyor. Diğer taraftan da bu yeni denilen siyasetin uluslararası toplum tarafından destek bulmadığını görüyoruz.

Elbette yeni seçilen Rum Lider Hristodulidis de farkında ve bunun üzerinden ilerleyeceği anlaşılıyor. Nitekim yeni siyaset diye sunulan  aslında mevcut durumu kalıcılaştırmaya yönelik bir çabadır.

Hoş Sayın Tatar’ın ifade ettiği eşit egemenliğimizi tanısınlar resmi görüşmelere başlayalım şartı da bu siyasetin blöfüdür. Yalnız burada bir noktaya parmak basma gereği duyuyorum.

Grant Montana sürecinde dönemin Rum Lideri Anastasiadis’in Türkiye’ye kapılar arkasında yaptığı gayrı resmi teklifti bu.

Böylelikle Kıbrıs’ta bölünmüşlüğü garanti altına alarak mevcut durumun kalıcılaşması sağlanacaktı, tıpkı şimdilerde hızla ilerlediğimiz akıbet gibi.

Hoş Rumlar bunu kabul etseler dahi resmi görüşmelere başlansa da işin sonunda bir anlaşma çıkmayacağını üç aşağı beş yukarı tahmin edebiliyoruz. Zira ortaya atılan ve adına yeni siyaset denen bu anlayışın böyle bir niyet içermediğini hepimiz biliyoruz.