Akıncı: Kıbrıs’ta çözüm en çok da gençlerin yararına olacaktır
“Türkiye’den araştırma şirketlerinin seçmenleri yoğun bir şekilde arayarak yönlendirme yaptıklarını, elçinin milletvekilleri ile buluştuğunu, bazı MHP ve AKP milletvekillerinin köylerde ‘Akıncı’ya oy vermeyiniz’ dediklerini, belediye başkanlarından, muhtarlardan ihtiyaç listeleri istendiğini” belirten Akıncı, “Büyükelçilik seçim karargahı haline dönüştürüldü” dedi
Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, katıldığı programda gençlerin sorularını cevapladı, görüş ve düşüncelerini aktardı.
Gençlerle olmaktan her zaman mutluluk duyduğunu belirten Akıncı, gençler aracılığı ile toplumun geneline özellikle de gençlere mesaj iletebilecek olmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.
“HİÇBİR DÖNEMDE BU KADAR AÇIK MÜDAHALE OLMADI”
Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı’nın seçim bürosundan verilen bilgiye göre, Akıncı, geçmiş yıllarda da seçimlere dışardan bazı müdahaleler olduğunu ancak bunun hiçbir dönemde bu kadar yoğun ve açık bir şekilde yapılmadığını söyledi. “Türkiye’den araştırma şirketlerinin seçmenleri yoğun bir şekilde arayarak yönlendirme yaptıklarını, elçinin milletvekilleri ile buluştuğunu, bazı MHP ve AKP milletvekillerinin köylerde ‘Akıncı’ya oy vermeyiniz’ dediklerini, belediye başkanlarından, muhtarlardan ihtiyaç listeleri istendiğini” belirten Akıncı, “Büyükelçilik seçim karargahı haline dönüştürüldü” dedi.
“Tıpkı 15 Temmuz 2016’da darbe girişimi olduğunda Türk demokrasisine bizim sahip çıktığımız gibi, onların da Kıbrıs Türk halkının demokrasisine saygı göstermesini bekleriz” diyen Akıncı, bu mühaleleleri görüp suskun kalanların yanlış bir tutum içinde olduklarını belirtti.
Herkesin, her kesimin Kıbrıs Türk demokrasisi üzerine titremesi gerektiğini ifade eden Akıncı, “Bir makama başkalarının müdaheleleri ile gelirseniz, orada kendiniz olamazsınız, sizi oraya getirenlerin gölgesi olursunuz” dedi.
Demokrasiye yapılan müdahalelerin gerginlik yaratarak toplumda derin yaralar açtığı ve bilinçle hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Akıncı, “Bizim aramızda Türkiye Cumhuriyetinin iyiliğinden başka bir şey isteyen yoktur. Karşılıklı saygı çerçevesinde kardeşlik ilişkisini geliştirmeliyiz” dedi.
Akıncı, Kıbrıslı Rumlarla siyaseten eşit bir yapı oluşturma çabamıza Türkiye’nin katkı sağlamasının yolunun da Kıbrıs Türk demokrasisine saygıdan geçtiğini belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliğinden dün yapılan açıklamayla ilgili görüşü sorulan Akıncı şunları kaydetti: “Açıklamada müdahale edilmediğinden bahsedilmekte. Eğer bu, yanlışın görülüp bundan sonra yapılmayacağı anlamındaysa bundan ancak memnun oluruz. Yok eğer bu yapılanlar müdahale olarak görülmüyor ve sadece pandemi hastanesi gibi yatırımlara atıfta bulunuluyorsa bu da inkarcılıktır. Umarım geçerli olan ilk söylediğimdir. Sürecin bundan sonra Kıbrıs Türk halkının iradesine saygı çerçevesinde gelişmesindan en büyük memnuniyeti yine Kıbrıs Türk halkı duyacaktır.”
Bazı adayların kendisine yönelik ifadelerini de değerlendiren Akıncı, “Akıncı ne istedi de kavgacı oldu; savaş yerine barışı, çatışma yerine diplomasiyi öne çıkardı, Kıbrıs Türk halkının özgünlüğünün korunmasını, kendi kendimizi yönetme becerisine sahip olduğumuzun kabul edilmesini istedi, halkının görüşlerini seslendirdi. Bunları söylediğim için de yapılmayan hakaret kalmadı. İş ölüm tehdidine kadar vardırıldı. Halkın seçtiği bir kişiye yapılan bu hakeretler Kıbrıs Türk halkına yapılmış demektir. Birileri seçim uğruna ses vermiyorsa bu da kendilerinin bileceği iştir” dedi.
“ÖZGÜN KİMLİĞİMİZ, KARAKTERİMİZ, VARLIĞIMIZ İLE ULUSLARARASI HUKUK İÇİNDE YER ALMALIYIZ”
Seçimlerin ardından Kıbrıs sorunu ile ilgili gayrı resmi toplantı ile başlayacak yeni dönemde ucu açık olmayan sonuç odaklı ve stratejik anlaşma hedefi ile ilerleneceğini belirten Akıncı, Kıbrıs’ta çözümü zorlamazsak ve haklarımızı Rum tarafına teslim edersek, bunun Rumların tek başına Kıbrıs Cumhuriyetinin tek yasal sahipliğine devamı ve Kıbrıslı Türklerin meşru haklarından vazgeçtiği anlamına geleceğini, kendisinin en çok da gençler adına buna razı olmadığını kaydetti.
Görünür gelecekte tanınma ve iki devletli çözümün mümkün görünmediğini, İslam ülkeleri ve Türki devletlerin bunu ima bile etmediklerini, 27 AB üyesi ile ABD, Rusya, Çin, Fransa ile İngiltere’den oluşan BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyelerinin tanımasının da mümkün olmadığını, tek tanıyan ülke olan Türkiye’nin takımlarının ise bizimle dostluk maçı bile yapamazken, tanımadığım dediği ülkenin takımları ile resmi maç yaptığını, bizim gençlerimizin de tribünde olduklarını anlatan Akıncı, Kıbrıs Türk gençliğinin hakkının bu olmadığını, bu nedenle de çözümü sonuna kadar zorlamak gerektiğini söyledi.
Çözüm ve iki kurucu devletin eşitliğine dayalı federasyonda ısrardan vazgeçmemek gerektiğini belirten Akıncı, federal hedeften vazgeçilmesi durumunda bizi bekleyenin tanınma değil, bölünmüşlüğün kalıcılığının daha da pekişmesi ve alt yönetim algısının daha da güçlenmesi olduğunu belirtti. Kendisinin ve halkın bunu istemediğini, Kıbrıs Türk halkının kendi özgün kimliği, karakteri ve varlığı ile uluslararası hukuk içine girmesini, Kıbrıs’ın bir bütün olarak Türkiye’ye dost bir coğrafya olmasını istediğini, bunun da tüm tarafların yararına olacağını belirten Akıncı, “İşte tüm bunlar için 5 yıl daha görev talep ediyorum” dedi.
“HALKIMIZ, YAŞAM ŞEKLİNE MÜDAHALE EDİLMESİNİ ASLA İSTEMEZ”
Kıbrıs Türk halkının demokratik, çağdaş, laik ve Atatürkçü yaşam biçimini muhafaza etmek istediğini ve yaşam tarzının değiştirilmesine, bu yönde baskı yapılmasına tepki gösterdiğini belirten Akıncı, “Soran sorgulayan, biatçı değil özgür düşünen, savaşa karşı barışı, çatışma kültürü yerine hoşgörü kültürünü öne çıkaran bir yapıya sahip olan halkımız bunların değiştirilmesi çabaları karşısında tedirgindir. Tüm bu hassasiyetlerini de benim söylemlerimde bulmaktadır. Adaylığımın esas nedenlerinden biri de budur” ifadelerini kullandı.
“GENÇLERİMİZ BUNU HAK ETMİYOR”
Bir soru üzerine “Kıbrıs sorununu çözemezsek siz gençlere maalesef hak etmediğiniz bölünmüş bir ada bırakacağız. Tanınmamış, alt yönetim gibi algılanan, doğrudan uçuş olmayan, ekonomisi yerlerde sürünen bir yapı özellikle de siz gençlerin layığı değil” diyen Akıncı, yetişmiş, parlak gençlerin dünyayla buluşmayı hak ettiklerini, uğraşının da bu yönde olduğunu vurguladı. Seçimlerin gençlerin geleceği açısından da oldukça önemli olduğunu belirten Akıncı, seçimlerin ardından Crans Montana’da son anda kaybedilen fırsatın yeniden kapımızı çalacağını, güvenlik, eşitlik ve özgürlükten vazgeçmeden bir çözümü sonuna kadar zorlayacağını, doğru yolun da bu olduğuna inandığını ifade etti. Akıncı, bunu başaramamaları halinde gelecekten endişeli olduğunu belirtti.
“HALKIMIZ GÜVEN VE KARARLILIKLA FİKİRLERİMİZİ DESTEKLİYOR”
Bir başka soru üzerine Kıbrıs Türk halkının kendisine karşı ciddi bir güven duyarak kararlılıkla fikirlerini desteklediğini, etrafında ciddi bir kenetlenmenin olduğunu belirten Akıncı, halkın ortaya koyduğu görüş ve vizyonun kendisi için en iyisi olduğunu bildiğini, anketlerin de sokağın nabzının da bunu açıkça ortaya koyduğuna dikkat çekti.
Bir yandan Kıbrıs konusunda çözümü zorlarken, diğer yandan da Kıbrıs Türk halkının kendi ayakları üzerinde durması, ekonomisi ve demokrasisi ile daha güçlü olabilmesi için herkesin uğraş vermesi gerektiğini kaydeden Akıncı, eğitimden, sağlığa, turizmden, çevreye kadar yapılacak çok işin olduğunu ifade etti. KKTC’nin demokrasisi ile ekonomisi ile ileriye gitmesinin çözümü daha yakın hale getireceğini belirten Akıncı, “Rum gençlerin ne hakkı varsa bizim gençlerimizin de olmasını; kendi kimlikleri ve kurucu devletleri ile AB ailesinin parçası olmalarını isterim” dedi.
“DÖRT BOYUTLU SİYASETE ‘KATILIMCILIK’ DA EKLENECEK”
Yeni dönemde 4 boyutlu siyasete katılımcılık ilkesinin de ekleyeceğini açıklayan Cumhurbaşkanı Akıncı şunları kaydetti: “Bizim dönemimizde hiçbir dönemde olmayan ölçüde gençlik, kadın, yerel yönetimler, siyasi ve sivil toplum örgütleriyle ile biraraya gelindi. Tüm bu çalışmaları kurumsal hale dönüştürecek mekanizmaları mutlaka oluşturacağım. Zaten benim inancım odur ki seçimlerin ardından da halkımızla olan birliktelik daha fazla gelişerek devam edecek, bu da ancak örgütlenme ile mümkündür. Halkımızla el ele gönül gönüle yürüyeceğimiz bu yolda gençlerin ve kadınların da çok önemli rolü olacak.”