KıbrısManşet

Akpınar’ın iklim değişikliği yasa tasarısı oy birliği ile kabul edildi

Demokrat Parti Girne Milletvekili ve DP Genel Sekreteri Serhat Akpınar, iklim değişikliğinin yarattığı tehlikelere dikkati çekti. Akpınar, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin, iklim değişikliğini konu alan ilk yasa olduğunu söyledi.

Demokrat Parti Girne Milletvekili ve DP Genel Sekreteri Serhat Akpınar, iklim değişikliğinin yarattığı tehlikelere dikkati çekti. Akpınar, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin, iklim değişikliğini konu alan ilk yasa olduğunu söyledi.

Demokrat Parti Girne Milletvekili ve DP Genel Sekreteri Serhat Akpınar, Küresel İklim Değişikliği konusunda Meclis Başkanlığı’na sunduğu 2 yasa tasarısından ilki olan “Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (Onay) Yasası’nın Hukuk, Siyasi İşler ve Dış ilişkiler Komitesinden geçmesine dikkati çekerek, iklim değişikliğinin önemine vurgu yaptı.

1994 yılında yürürlüğe giren BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin, atmosferdeki sera gazı birikimlerini, iklim sistemine insanlar tarafından herhangi bir tehlike arz etmeyecek düzeyde tutmayı başarmayı hedefleyen uluslararası bir sözleşme olduğuna vurgu yapan Akpınar, “Sözleşmenin meclis genel kurulunda onaylanmış olması ve iç hukuk sistemimize dahil edilmesi KKTC’yi Dünya ile ortak Gelecek Vizyon ve Hedefinde Bütünleştirmiş olacak” dedi ve ülkedeki iklim değişikliğini konu alan ilk yasa olduğunun altını çizdi. Akpınar ayrıca, 1992 yılında 154 Ülke tarafından imzalanan anlaşmanın 1994 yılında yürürlüğe girdiğini anımsatarak, Güney Kıbrıs’ın da bu sözleşmenin bir parçası olduğunu söyledi.

“Yasa Nesilden Nesile Aktarılacak”

Milletvekillerine seslenen Akpınar, “Milletvekillerimiz kendi halkımız ve ulusumuz için geleceğe ortak bir pencereden bakmayı başararak,  BM Ekonomik, Toplumsal ve kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesini,  Irk Ayrımcılığının Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmeyi ve Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi birçok uluslararası sözleşmeyi Onaylayan Yasaları Meclisimizden geçirerek ülkemiz mevzuatının bir parçası yapmıştır” dedi ve ekledi: “Ülkemizdeki çevre ve kalkınma politikaları belirlenirken ülkemiz mevzuatlarına iklim değişikliği gerçeğinin yansıtılması ve iklim değişikliğine karşı ülkemiz hükümetlerinin ve sivil toplum örgütlerinin uluslararası işbirliklerinde çevre alanındaki standartlarımızın yükseltilebilmesi adına huzurumuzda nesilden nesile aktarabileceğimiz bir onay yasası vardır.”

Sözleşme / Onay Yasası hakkında bilgi veren Akpınar, “Bu sözleşme ülkelerin kalkınma önceliklerini ve özel koşullarını göz önünde tutarak ülkelerin faaliyetlerini ve ülkeler arası işbirliklerinde “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler” ilkesine dayanmaktadır” dedi.

“Sanayi devriminden sonra iklim değişikliğine sebep olan sera gazlarını atmosfere diğer ülkelerden daha çok salmalarından ötürü daha fazla sorumluluk almaları gerektiği düşüncesine dayanmaktadır” diyen Akpınar, “Bu sözleşmenin bir diğer özelliği “yaşayan bir yasa” olmak için var olmasıdır” vurgusu yaptı.

“Katkı Koyamasak Bile Halkımızla Paylaşmış Olacağız”

Uluslararası Sözleşmeye taraf ülkelerin her yıl düzenli olarak organize ettiği Birleşmiş Milletler Conference of Parties, kısaca  COP toplantıları veya Taraflar Konferansında sözleşme kapsamında taraf ülkelere sera gazı emisyonları ve iklim sistemine etki edebilecek faaliyetleriyle alakalı yüklenen sorumlulukları ne kadar yerine getirebildikleri hakkında raporlama zorunluluğunu getiren bir yasa olduğuna dikkati çeken Akpınar,  “Bizler uluslararası anlamda bu toplantılara katkı koyamasak da, halkımızla bu raporları paylaşıyor olmamıza vesile olacaktır” dedi ve ekledi: “Örneğin Türkiye Cumhuriyeti 2050 Yılına sıfır emisyonla girmeyi planlamaktadır.”

Sözleşmenin yükümlülüklerinden bahseden Akpınar şunları kaydetti: “Sözleşmenin ülkemiz eğitim müfredatlarına,  iklim değişikliği ve etkileri konusunda eğitim programlarının geliştirilerek uygulanması, iklim değişikliğine uyum sağlamak adına halk sağlığı ve çevre kalitesi üzerinde iklim değişikliğinin zararlı etkilerini en aza indirgemek amacıyla, sağlık/sosyal/ekonomik ve çevresel politikalar ve uygulamaları hayata geçirmek, iklim değişikliği üzerine bilimsel, teknik ve idari personel eğitimi yükümlülükleri getirmektedir.”

“Bugün ve Gelecek Kuşaklar İçin İklim Sistemini Korumalıyız”

Doğal afetler ve pandemilerin hayatımızın bir parçası olacağı yeni bir zaman eşiğine gelindiğini ve birçok insanın bunun farkında olduğuna vurgu yapan Akpınar, “1994 yılından bugüne iç mevzuatlarımızın lügatinde yer almayan iklim değişikliği hakkında bizim de aksiyon alma zamanımız geldi ve geçiyor bile. Covid-19 pandemisi dahil, daha ismini bilmediğimiz pandemiler, sel baskınları, yangınlar, kuraklık ve gıda güvenliği sorunları yaşamaya başladık bile. Sorunlar kapımızı çalıyor!” ifadelerini kullandı.

İklim değişikliği konusunda farkındalığın önemine değinen Akpınar şunları kaydetti: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her alanda görev yapan Bakanlıkları, daireleri, tüm kamu kurum ve tüzel kişilikleri, özel sektörü, sivil toplumu ve kısaca her yaştan bu ülkeyi ülkesi olarak benimsemiş vatandaşımızın iklim değişikliğini anlaması, kendisini ve ülkesini bu sürece nasıl hazırlayabileceğini bilmesi ve önlem alması sağlanmalıdır. Bugün ve gelecek kuşaklarımız için iklim sistemini koruma kararlılığını göstermemiz gereklidir.”

“Felaketler Yaşanacak”

İklim değişikliği nedeniyle yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan ülkelerin BM’de ele alındığına işaret eden Akpınar, “Bugün Birleşmiş Milletler bünyesinde artık İklim değişikliği önem başlığından çok iklim değişikliği sebebiyle yok olma derecesinde kalacak ülkelerden ve neredeyse her gün Dünyamızın bir başka köşesinde İklim değişikliği sebebiyle yaşanılan kapılardan olanlardan bahsedilmektedir. Durum çok ciddidir. Önümüzdeki yıllar bu yıldan başlamak üzere Kıbrıs Adası dahil birçok ülke İklim değişiklikleri sebebiyle birçok felaketeler yaşayacaktır.” diye konuştu.

Akpınar, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Yasa tasarısının bugüne gelebilmesi için mesai harcamış destek veren tüm komite üyeleri ve Meclis çalışanlarımıza, sivil Toplum örgütlerimize, hükümetimizin ilgili birimlerine, Sonsuz teşekkürlerimi arz eder, en derin saygılarımı arz ediyorum.”

Diğer Haberler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu