KıbrısManşetSEÇİM 2022Siyaset

Anlamak zor

CTP, öyle bir yaklaşım içine girdi ki 'eğer halk bizi isteseydi sandıktan 1.parti olarak çıkarırdı' diyor. Yani buradan da çıkan sonuç şu oluyor. 'Biz 1. parti olana kadar ülkeyi yönetmeye talip değiliz'.

Yeni milletvekilleri yeminlerini de yaparak göreve başladı. Kuvvetle muhtemel UBP başkanlığında ikili veya da üçlü bir koalisyon hükümeti ortaya çıkacak. Malum aritmetik açık.

UBP 24, CTP 18, HP 3, DP 3, YDP 2 milletvekili ile yeni dönemde mecliste olacaklar. Ve fakat sadece UBP ve CTP’nin grup oluşturacak sayısı var.

Bu durumda seçim biter bitmez UBP’nin başkanlığında bir hükümetin kurulması kuvvetle muhtemel hale gelirken,CTP ilk andan itibaren 18 milletvekili ile “güçlü muhalefet” yapacağı mesajını verdi.

Yani UBP’nin içinde olacağı bir hükümette yer almayacağını böylelikle duyurmuş oldu.

HP,DP ve YDP ise pazarlığa açık olduklarını bir vesileyle yaptıkları açıklamalarda belirttiler. Dolayısıyla 3’lü koalisyonla 30’a dayalı bir hükümet mi? Yoksa ikili koalisyonla 27’e dayalı bir hükümet mi kurulacağını önümüzdeki birkaç gün içinde göreceğiz. Ha bu arada UBP kuracağı koalisyon içinde YDP’ye yer vermeyi düşünmediğini de bir tarafa not edelim.

Dolayısıyla ya UBP-HP-DP koalisyonu olacak ya da UBP-DP koalisyonu veyahut da UBP-HP koalisyonu.
Zaten bu durumda başka alternatif de kalmıyor. Şimdi gelelim CTP’nin muhalefeti üstlenmesi meselesine..
CTP seçim propaganda süreci boyunca ülkeyi nasıl yöneteceğine dair planlamaları ve programını seçmenle paylaştı.

Ekonomi, eğitim, sağlık, tarım başta olmak üzere birçok alanda görüşlerini halka anlattılar.. Kıbrıs’taki sorun ekseninde federal çözüm istencini net olarak ortaya koydular. CTP TL’nin sürekli değer kaybetmesi ve akabinde enflasyonun alım gücünü yerle bir ettiği bir ortamda önce Euro’ya geçileceğini belirtti, akabinde maaşların Euro’ya endeksleneceğini açıkladı.

UBP ise bunun bir fantazi olduğunu savundu ve hatta Euro’ya geçmenin imkansız olduğunu belirtti.

Hoş Kıbrıs sorunu ekseninde de UBP iki ayrı devlet tezini desteklediğini sürekli açıkladı durdu..

Elbette bunlar iki partinin belli konularda farklı düşündüklerini gösteriyor.

Lakin şunu da önümüze koymak durumundayız. Dünya ve ülkemizde pandemi ile birlikte olağan dışı günlerden geçiliyor. Kısacası normal zamanlardan geçmiyoruz. Ülke olarak ise bu süreçte en çok etkilenenlerin arasında yer alıyoruz.

Zira ekonomik olarak bu zor günleri atlatacak kaynak potansiyeline sahip değiliz milletçe. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi kullandığımız para birimi olan TL döviz karşısında sürekli değer kaybetmesi ile birlikte ekonomik sıkıntılar daha da derinleşerek büyüyor. Dolayısıyla ülke yangın yerine döndü, böyle bir durumda siyaset kurumunun basiretsizliği nedeniyle ülke bir de erken seçime sürüklendi.

UBP-CTP arasında belli konularda görüş ayrılıkları olduğu bilinmeyen bir konu değil.

Lakin seçim sürecinde aynı partilerin bazı milletvekili adayları arasında karma listelerde işbirliğine gittikleri de sır değil.

Dolayısıyla meclisin arka tarafında hoş vakitleri birlikte geçiren, yiyip içen, seçim dönemi birbirlerini karma listelerine koyan kişilerin toplumsal fayda için bira raya gelmemelerini anlamak gerçekten zor.

Hoş ülkenin içinde bulunduğu sorunların siyasi istikrarsızlık nedeniyle ötelendiği ve çözüm üretilmediği de herkesin malumu.

O halde burada siyasi farklılıkların, ideolojik ayrılıkların bir tarafa bırakılarak halk yararına adımlar atması gerekiyordu.

Nitekim hiçbir partinin siyasi ülküsü, ilkesi, ideolojisi, duruşu, görüşü bizi içinde bulunduğumuz sorunlardan kurtaracak etkiye sahip değil. Ya da şöyle belirteyim, bu yaklaşımlar ülkenin kötü gidişatını olumluya çevirmeye yetmiyor, kimsenin de karnını doyurmuyor.

Şimdi CTP diyor ki; bu noktaya gelmemizden sorumlu olanlar memleketi düzlüğe çıkarsınlar. Yani UBP bozduğu gibi düzeltsin, bu arada da yıpransın CTP’de oyunu artırsın, halk CTP’ye ihtiyacı olduğunu anlasın. biz güçlü ve etkili muhalefet yapacağız..

Peki nasıl olacak bu güçlü muhalefet?

Kürsüden esip gürleyeceğiz, arka tarafta da şakalaşıp güleceğiz.

Durum bu.

Peki güçlü muhalefet yapmak için illa ki vekil sayısının çok mu olması gerekiyor?

Elbette hayır.

Peki bu güçlü muhalefet bu zor günlerde ekmek kavgası veren geçim derdi ile inim inim inleyen halka nasıl bir katkı sağlayacak? Bir önceki dönemde Ersan Saner’in azınlık hükümetine rağmen ne denli etkili bir muhalefet yapıldığını da bu arada lütfen sorgulayın.

CTP, öyle bir yaklaşım içine girdi ki eğer halk bizi isteseydi sandıktan 1.parti olarak çıkarırdı diyor. Yani buradan da çıkan sonuç şu oluyor.

Biz 1. parti olana kadar ülkeyi yönetmeye talip değiliz.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu