Sedat Peker 7. videosunu yayınladı!
Sedat Peker’in bu videosundan çok önemli bir de itiraf çıktı.
Peker, Mehmet Ağar ile beraber hareket eden Korkut Eken’in Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı suikasti için önce kendisine başvurduğunu, ama sonra suikastı başkasına yaptırdığını söyledi!
Bunlar elbette çok önemli iddialar ve hiç vakit kaybetmeden soruşturulması gereken iddialar..
Hatta Dünya medyasında da gündem olan iddialar.
Peker’in bu iddiaları milyonlar tarafından izlendi.
Umarım bugünden itibaren KKTC Polis Genel Müdürlüğü bu iddiaların peşine düşer..
Dolayısıyla Kutlu Adalı cinayetine ve KKTC’nin uyuşturucu ticaretiyle ilişkilendirilmesine ilişkin ortaya atılan bu iddialar karşısında Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Başsavcılık makamlarının da acilen müdahil olup derhal harekete geçmesi sorumlulukları vardır..
Sedat Peker’in iddialarını dinledikçe Kuzey Kıbrıs’ta 47 yılda yaratılan kirli ilişkiler ve tesis edilen düzeni tüm açıklığı ile bir kez daha görmüş olduk.
Hem biz, hem de tüm dünya..
Kolombiya’dan Suriye’ye, Panama’dan Türkiye’ye Venezuela’dan İzmir’e, Kıbrıs’tan İran’a tüm Balkan devletlerine ve Avrupa’ya kadar her yere çökmüş, her yerde kirli iş organizasyonları kurmuşlar ve bu kirli organizasyonu yönetmişler.. Ve maalesef bu son derece ürkütücü ve kirli bağlantıları Kuzey Kıbrıs’a kadar taşımışlar..
Şu andan itibaren temizlenmeye başlasak bu kirli ilişkileri 20 yılda temizleyemeyiz bu ülkede. Siyaset mafya ilişkileri toplumsal önceliklerimizin üstünde tutulmuş..
Dolayısıyla yakın zamanda Kuzey Kıbrıs’ta yapılan Cumhur seçimlerinde Türkiye’nin iktidar partisi AKP’nin ve MHP çevrelerinin etkin ve gözle görülür müdahaleleri neden yaptıkları da anlaşılmıştır.
Kıbrıs Türk halkının iradesini neden hiç ettikleri ortaya çıkmıştır. Kuzey Kıbrıs’ta yeni siyaset diye empoze etmeye çalıştıkları akım olan siyasal İslamcı eğilimin aslında çete olup milliyetçilik kamuflajı altında büyük bir uyuşturucu ve kara para organizasyonu içinde yer alması tesadüf değildir.
Kuzey Kıbrıs’ta gerek bazı siyasilerin, gerek bazı iş çevrelerinin ,gerekse bazı medya organlarının elde ettikleri menfaatler doğrultusunda bu organizasyona hizmet ettikleri de artık ayyuka çıkmıştır. Bütün bunların yanında ‘Milli davamız’ diye diye mangalda kül bırakmayanların Kıbrıs üzerinden uyuşturucu ve kara para organizasyonu içinde yer almaları aslında bize ‘milli davanın’ ne olduğunu ve neden Kıbrıs’ta bir çözüm istemediklerini, hatta çözüm olmasın diye masaya akıl almaz şartlar koyduklarını ve bu konuda neden bu kadar ısrarcı olduklarını daha da iyi anlamış olduk!
Bütün bunları bir araya toplayınca aklıma ilk gelen şu oluyor.
Sedat Peker’in bu iddiaları karşısında KKTC hükümeti ne yapacak? Mesela uyuşturucu ticareti ve kara para aklama suçlarına karşı hangi önlemleri alacak? Bugüne kadar giden,gelen hükümetler bu mevzu ile ilgili hangi yasaları çıkarmışlardır? Hangi yapılanmaya gitmişlerdir? Ülkemizde organize suçlarla ilgili bir yasa var mıdır?
Velhasıl mafya \siyaset kendi içinde hesaplaşmaya giderken, Türkiye üzerinden organize edilen ve Kuzey Kıbrıs’ın da müdahil olduğu kirli ilişkiler bir bir ortaya dökülüyor.
Belli ki Türkiye bu anlamda çok ciddi bir fay hattı kırılması ile karşı karşıya kalırken,ana/yavru ilişkisi temelinde,” burada olan orada da olacak” anlayışının kaçınılmaz bir getirisi olarak bu kırılma Kuzey Kıbrıs’a kadar sirayet edecek..
Kumar,uyuşturucu, mafya, fuhuş gibi tüm illegal pisliklerin üzeri yıllardır nasıl da güzel güzel bayrakla, vatanla, nutukla örtülüyor, aklanıyor bu küçük arka bahçede. Her geçen gün daha da içine çekiyor bizi bu çirkef, daha da midemizi bulandırıyor bu düzen…
Bütün bunlara karşın elimizde kalan tek şey bağımsız yargıdır..
Burada göz bebeğimiz Yargının bağımsızlığının ne denli yaşamsal öneme haiz olduğu konusu yine karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla Yargıya, yargı erkine sahip çıkmak bu ülkede herkesin en önemli sorumluluğudur.