KıbrısManşetSiyaset

Avcı yalan söyleyebilir ama siyasetçi söylememeli!

Haaaa avcıların yalanları tatlı, keyifli, zararsız ve çok eğlenceli yalanlardır… Ama siyasette yalan ve yalana dayalı iftira aynı şey değildir…

Adam kahvede anlatıyor; “… Benim köpek öyle akıllı, öyle eğitimlidir ki, ‘git bana mandalina kes ve getir’ diyorum, gidiyor, en güzel mandalinayı koparıp getiriyor” demiş…

Karşısındaki adam bunu duydu ya; “… Vallahi be arkadaşlar, bana İngiltere’den bir av tüfeği gönderdiler; ilk defa Pazar günü kullandım. Yok böyle bir teknoloji… Tam nişan aldım, tavşana atacağım, gözümün önünde kırmızı bir ışık belirdi ve ‘atma da gebedir’ diye alt yazı geçti… Atmadım!”

-*-*-

Av hikayeleri bitmez…

Benzer bir hikaye daha biliyorum…

Avcının biri anlatıyor:

“… Ben tek gırmaynan bir nadasa girdim. Baktım 30 keklik sinili oturur. Brüüüüvvv diye bağırdım, 30’u da kalktı. Tetiğe basarken tüfeğin namlusunu da oynattım şaşmaları serptim, 29’u düştü, bir tanesinden de tüyler düştü ama o kaçtı”…

Öteki söze girdi:

“… Vallahi gardaş, bir gün İkidere bölgesindeyik… Bangyamız 30 kişilik… Sağ tarafımızdan bir tavşan kaldırdılar… Önümüzden geçti. 30 kişi 60 fişenk sıktık. Vuramadık. Sol tarafta başka avcılar ve köpekler vardı, tavşan bir daha döndü, ‘üsdüne be üsdüneeee’ diye bağırdılar, gene 30 kişi 60 fişenk sıktık, bir daha vuramadık. Beytambal, bir daha dönmesin oğlum! Cav cav gene 60 fişenk; gene vuramadık!”

Namluyla şaşmaları serperek tek fişenkte 29 kekliği vuran avcı, “be gardaş, vursaydınız genni yahu artık” diyerek söze karışmış!

İkinci avcı, “azalt o keklikleri yoksa tavşanı sabaha kadar bagyanın önünden geçirecem” diye yanıt vermiş!

-*-*-

Avcıların bu tür veya bunlara benzer çok hikayeleri vardır…

Avda atış serbesttir!

Salla gitsin!

Kahkahayla anlatırsın, kahkahayla dinler karşındakiler…

-*-*-

KIBRIS Gazetesi’ndeydim…

Hafta sonları ya Cumartesi ya da Pazar nöbetçi “müdürlük” yapardım…

Yazı İşleri Müdürü sevgili Ali Baturay’dı…

Ben de yardımcısıydım…

Bir Pazar günü, yine nöbetçiyim…

Ava gitmeyeceğim demiştim…

Ama dayanamadım, “işe giderken durur, birkaç fişenk sıkar, rahatlarım, öyle giderim” dedim…

-*-*-

İkidere’ye sürdüm…

Bilenler, bilmeyenlere anlatsın; Kılıçaslan’dan Kalkanlı’ya çıkan çok berbat bir yol var… Oradan girdim; önümde bir traktör…

Traktörün arkasında bir drolli.

Drollide üç köpek…

Köpekler “yaşlı” gibi görünüyor…

Biraz gittikten sonra traktör sağa döndü.

Ben de arkasından döndüm, hemen oraya park ettik.

-*-*-

Traktördeki adam, kesinlikle 75 yaşın üzerindeydi…

Kim olduğunu söylemedi, ben de sormadım ama herhalde televizyondan tanıyor olacaktı ki, “İncirci?” dedi…

“İncirli” dedim!

“Her ne boksa! Tanırım seni” dedi…

-*-*-

Ve anlattı:

“… Bak oğlum sabah mandıralar tarafından ürkütülen tüm keklik şu anda buraşdadır… Yürü yan tarafımda, köpekler kaldıracak atarsın” dedi…

Yürümeye başladık; çok kısa süre sonra, köpeklerden biri fermada, amca kısık sesle “dikkat et” dedi; pouauouaaaarrr diye keklik kalktı; önümden süzüldü, “cav cav” iki tane attım, keklik devam etti.

-*-*-

Adam hiçbir şey söylemedi…

Birkaç yüz metre daha gittik, bu kez iki keklik kalktı, amca bir tanesine tek fişenk attı, düşürdü. Benim önümden geçene iki tane daha attım, vuramadım…

-*-*-

Adam, biraz mırıldanır gibi oldu…

Yine bir şey söylemedi…

Ve üçüncü keklik de benzer şekilde kalkıp önümden geçti. Yine vuramadım…

Bir küfretmeye başladı, bir küfretmeye başladı adam ki yemin ederim, ödüm koptu!

Korktum…

Adamın tarafına hiç bakmadım…

Arabaya doğru yürümeye başladım…

“… Sana tüfek vereni da, seni avcı yapanı da…” diye söylendiğini duyuyordum…

-*-*-

Yalana gerek yok…

2008’den beri tek bir kuş vuramadım…

Her Pazar ava gittim, gitmeye de devam edeceğim…

-*-*-

Haaaa avcıların yalanları tatlı, keyifli, zararsız ve çok eğlenceli yalanlardır…

Ama siyasette yalan ve yalana dayalı iftira aynı şey değildir…

-*-*-

Siyasetimizde “yalan” çok fazla…

Propaganda da yalanlardan oluşan çok tehlikeli bir şey…

Propaganda ile dolu ortalık…

Hepsinden acısı ise bu yalanlara ve bu propagandaya hiç inanmadığı halde, “tavla teslim” sürekli o yalanları söyleyenler…

Yalanları tutmazsa, insanları karalamaya çalışanlar, ekmeksiz bırakmak için çabalayanlar…

Tehditle, baskıyla, şantajla, ahlaksız yalanlarla bir yığın karalamalar…

-*-*-

Doğruları yazmaya ve söylemeye devam

Hayatımda yalan yazmadım, yalan söylemedim hatta yalandan av hikayesi bile anlatmadım…

Tetiğe tam basarken, namluyu sallayıp şaşmaları serperek bir atışta 29 keklik vurmadım; vurduğumu da ne yazdım, ne söyledim!

-*-*-

16 Ağustos 2021 Pazartesi sabahı yeni bir ekranda program yapmaya başlıyorum…

Sim FM…

Ve yazılarım, aynı tarihten itibaren, Yenidüzen’de yayınlanacak…

Bugüne kadar beni izleyen, okuyan, eleştiren, tebrik eden, mesaj gönderen, söven, gülen herkese çok teşekkür ederim…

Bu arada teşekkürlerin en büyüğü, Gıynık Gazetesi emekçilerine ve kardeşim Bilbay Eminoğlu’nadır…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu