Yapılan açıklamada Polis Genel Müdürlüğü sürecin başlayıp başlamadığını şeffaf bir şekilde paylaşması gerektiğinin altını çizerek, “Bize düşen görev de bunu gündemde tutmaktır” dedi.
Avukat Aslı Murat tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
Günlerdir yapılan açıklamalardan sonra topun kimde olduğu ortada. Polis Genel Müdürlüğü sürecin başlayıp başlamadığını şeffaf bir şekilde paylaşmalıdır. Bize düşen görev de bunu gündemde tutmaktır…
1996 yılından itibaren bugüne kadar faili meçhul olarak bırakılan Kutlu Adalı Cinayetine ve KKTC’deki kimi iş insanları ile bağlantısı olduğu söylenen uluslararası uyuşturucu ticareti – kara para aklamaya yönelik birtakım iddialar ortaya atıldı. Bu doğrultuda devletin yetkili makamlarının, yasaların kendilerine yüklediği görevleri yerine getirmeleri gerekir. Masumiyet Karinesinin varlığından hareketle, herhangi bir ismi zikretmeyi doğru bulmasam da, milyonlarca kişi tarafından izlenen videolarda ihbar edilen şahısların isimleri bellidir. Keza Kutlu Adalı cinayeti açısından önceden başlatılan ve kapatılan bir soruşturma da mevcuttur.
Bu aşamada, suçları işlediği – azmettirdiği – aracılık yaptığı ve suça tanık olduğu iddia edilen kişilerle ilgili yasal manada izlenebilecek hukuki yolları göstermek ve atılması gereken yasal adımları hatırlatmak gerekir.
• Fasıl 155 Ceza Yasasında cinayet veya uyuşturucu ticaretine yönelik suçlar bakımında herhangi bir zamanaşımı yoktur ve suçlar şikâyete bağlı değildir. Bu sebeple Polis Teşkilatının re’sen soruşturma başlatması gerekir. Ayrıca Bakanlar Kurulu’nun da, ehil ve uygun gördüğü herhangi bir kişiye, işlenen herhangi bir suç ile ilgili soruşturma yetkisi verebilir.
• 72/1991 Hukuk Dairesi Yasasına göre Başsavcı, KKTC’de işlenen herhangi bir suç hakkında Polis Genel Müdürlüğünün yürüttüğü soruşturmalara nezaret edebilir, yönlendirebilir veya Bu yönde talimat verebilir. Kutlu Adalı Cinayeti ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği ihlal kararında belirttiği etkin soruşturma yapmama durumunu ortadan kaldırabilmek adına, Savcılığın soruşturma başlatıldıktan sonra süreci takip edebilme yetkisi olduğunu da belirtmek isterim.
• İddia edilen suçlarla bağlantısı kurulan bazı isimlerin yurtdışında ikamet ediyor oluşu, meselenin 22/1988 numaralı KKTC ve TC arasında imzalanan adli yardımlaşma sözleşmesi bağlamında değerlendirilmesini gerektirir. Söz konusu düzenleme sayesinde, soruşturma işlemlerinin tamamlanması, sanıkların sorgusunun yapılması, tanıkların – bilirkişilerin ve zarara uğramış kişilerin dinlenmesi aracılığıyla adli yardımlaşma gerçekleştirilebilir. Bu bilgileri isteyen taraf, kendi ülkesinde yürütülen ceza soruşturma ve kovuşturmalarla ilgili eşyaların aranmasını veya zapt olunmasını dahi talep edebilir.
Tüm bu çerçeve ışığında, demokrasi ve insan haklarına duyarlı bir hukuk devletinin yapması gereken; ilgili kurum ve teşkilatlar aracılığıyla vakit kaybetmeksizin yasaların emrettiği kuralları uygulamak ve her iki konuya yönelik etkin soruşturma başlatmaktır.
