Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, salonu dolduran devlet yöneticilerinin gözlerinin içine baka baka gelişigüzel keyfi verilen yurttaşlıkları sorguladı ve hangi amaca hangi kamu yararına hizmet ettiklerini sordu..
Verilen istisnai yurttaşlıkların kriterlere uymaksızın komik gerekçelerle hatta bu ülkeyle hiçbir baği olmayanlara dahi verilmesinin KKTC yurttaşlığının değerinin bizzat devlet eliyle düşürülmesi değilse bunun ne olduğunu sordu… Salonda bulunan devlet erkanı bundan rahatsız oldu mu?
Elbette olmuşlardır ve fakat bu ifadeler onlarının yüzlerinin kızarmasına yetmedi.
Peki neden?
Ayakta tutmaya çalıştıkları bu düzen onlara güç veriyor, daha fazla hukuksuzluk, daha fazla yolsuzluk, daha fazla para derken onlar arsızca bu güç zehirlenmesini yaşıyorlar.
Hep söylerim Kıbrıslı Türklerin kendi kendilerine yetecek düzeni tesis etmeleri için her şeyden önce konfor alanlarını terk ederek Kıbrıs sorununa kapsamlı ve adil bir çözüm bulmanın koşullarını yaratmak olmalıdır. Nitekim çözüm ile ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde bir çözüm ve Avrupa Birliği üyeliği, toplumun varlığı, refahı ve mutluluğu için mutlak bir ihtiyaçtır, ihtiyaçtan da öte bu artık elzem hale gelmiştir..
Dolayısıyla bu ülkede yaşayan herkesin bu gerçekliği önüne koyması gerekiyor..
Bugün Kıbrıs’ta gerçeklerden bahsetmek isteyip de halihazırda ki mevcut dduruu kalkan yapanların da bunun idraki içinde olmalarında çok büyük yarar vardır. Zira Kıbrıs’ta mevcut durumun devamı Kıbrıs’ın güney yarısında yaşayan insanlara çok ciddi olanaklar yaratırken, kuzey yarısında yaşayanlar ekonomi, sosyo kültürel yapı ve nihayetinde kimlikleri ülkeleri. dahil birçok alanda büyük kayıplarla karşı karşıya gelmişlerdir..
Kıbrıslı Türkler bu sığ anlayıştan kurtulmak zorundadır, aksi takdirde dar kalıplar içinde hareket alanı yaratmak mümkün olmayacaktır.
Nitekim halk dünya ile onurlu bir kucaklaşma için, uluslararası hukuka dahil olmak için Adada adil ve eşitliğe dayalı bir federal çözümü talep ediyor ve uluslararası toplum da bunu biliyor… Nitekim Kıbrıslı Türk toplumunun bu yöndeki eğilimi ve görüşleri tüm resmi raporlara da giriyor. Dolayısıyla kim neyi nasıl isterse lanse etsin uluslararası toplumun dikkate aldığı fantezi talepler değil gerçekçi tezlerdir ki bunun ne olduğunu da hepimiz gayet iyi biliyoruz.
