KıbrısManşet

Başımıza gelen bütün felaketler kendi geleceğimizi başka birisinin eline terk etmekten kaynaklanmıştır

Eğer bu darbeyi özümseyeceksek, bu demokrasi cinayetine göz yumacaksak; o zaman neden daha mantıklı bir şekilde, “gönderin abi bir desteban, seçime falan ne gerek var ki” demiyoruz?

Aklımda gerçekten son derece hukuki ve demokratik sorular var!

Mesela, Maraş’taki piknik için kullanılmak üzere, Türkiye’den hazır çim getiriliyormuş!

Çim halı falan değil!

Bildiğiniz topraklı, rulo halde, hazır çim!

Seriverecekler!

Recep Tayyip Erdoğan geldiğinde ortalığı yemyeşil görecek; sonra tabii ki su yok, kuruyacak!

-*-*-

Yurt dışından canlı bitki ithal etmek, ciddi bir sağlık riski!

Tüm Dünya’da devletler, sınırlarını bu konuda ciddi şekilde koruyor!

Ne mi olur?

Hastalık gelir!

Mesela, bir zamanlar, bizi cırmalasın diye hurmalar getirdik ya; hani eski hurmalar, bir yerimizi cırmalar atasözünden yola çıkmıştık; o dönemde çok zengindik çünkü Rum mülklerini satıyorduk falan…

O hurmalar, ülkeye kırmızı renkte, acayip zararlı hurma böceklerini getirdi ve o gün bu gündür, onlarca hurmamız devrildi…

-*-*-

Ama, kimse, Türkiye’den çim gelmesine sesini çıkaramaz!

Kimsenin bu konuda “bronzosu” yeterince güçlü değildir!

Oysa bu ülkede hazır çim üretilmektedir!

-*-*-

Ve çok iyi bir şekilde düşünün ki, UBP, bu hafta sonu kurultaya gidebilirmiş!

Bu satırları yazarken böyle bir haber düştü sitelere!

Çok merak ediyorum; kimseye, bir önceki kurultayın ikinci turunun neden iptal edildiği tam olarak açıklanmadan, bu kurultaya gitmek ne kadar “akıl harcıdır”?

-*-*-

Bir an önce UBP genel başkanını seçmeliydi…

Ve bu genel başkan, Faiz Sucuoğlu olmalıydı çünkü üye öyle istemişti…

-*-*-

Neden, kim, nasıl müdahale etti?

Müdahale yoksaydı, neden bu yarışa girildi; durduk oturduk yerde, Faiz Sucuoğlu ve Hasan Taçoy neden çekildiklerini açıkladı?

-*-*-

Hiç bir soruya en sağlıklı şekilde yanıt verilmeden, şimdi kurultay yapılacak ve Ersan Saner tek aday olup, resmi genel başkan mı seçilecek?

Ersan Saner, bu ülke için bir değerdir, iyi bir insandır, muhteşem bir arkadaştır…

Çok iyi bir UBP’lidir; falan ve de filan ama mesele, son derece demokrasi dışıdır…

-*-*-

Ersan Saner, görevi süresince, “Darbe ile gelen başkan” olmayacak mı?

Hepimiz bu darbeyi özümseyecek miyiz?

Başka şansımız yok mu?

Eğer bu darbeyi özümseyeceksek, bu demokrasi cinayetine göz yumacaksak; o zaman neden daha mantıklı bir şekilde, “gönderin abi bir desteban, seçime falan ne gerek var ki” demiyoruz?

-*-*-

Bu arada yine çok merak ediyorum ki; bu hafta olağanüstü bir kurultay yapılırsa, kaç üye katılacak?

Faiz Sucuoğlu katılacak mı?

O’na oy verenler katılacak mı?

Hiç mi gururları incinmedi?

Hiç mi umurları olmadı?

-*-*-

Aklıma daha sorular da geliyor…

Mesela, “UBP acilen başkanını seçsin, hemen CTP ve / veya HP ile güçlü bir koalisyon kursun, bu hükümet de Covid 19 acil hükümeti olsun” gibisinden yazılar yazdım!

Ama, UBP’nin kurultayının bu kadar ciddi bir şekilde tecavüze uğrayacağı aklıma hiç gelmemişti!

-*-*-

Adil, açık ve de son derece görünür bir şekilde; olağanüstü kurultayın ikinci turunun neden, nasıl ve kim tarafından engellendiği açıklanmalıdır.

-*-*-

Diyelim ki 500 hadi bilemediniz bin kişi önümüzdeki Cumartesi kurultaya katıldı ve tümü “Ersan Saner’e” oy verdi!

Her şey sütliman mı olacak?

Cidden böyle mi düşünüyorsunuz?

12 bin üyeli partinin kaç üyesi bu kurultaya gelecek?

Bence bu rakam çok önemlidir!

-*-*-

Ve bu şekilde seçilen bir genel başkan, bu ülkeye “Başbakan” mı olacak?

Ve halk da bunu yutacak?

Gerçekten mümkün mü?

-*-*-

“Efendim, cumhurbaşkanlığı seçimine de müdahale edildi” diyebilirsiniz…

Cumhurbaşkanlığı seçimine de UBP’ye de hatta daha önce CTP’ye de müdahaleler çok olmuştur.

Geçmişte ÖRP olayı müdahaledir!

Kudret Özersay’ın bir önceki adaylığı müdahaledir!

Özersay’ın son cumhurbaşkanlığı seçiminde (ilk başlarda) UBP tarafından da aday gösterilmesi için cılız bazı müdahaleler olmuştur!

Merhum Rauf Raif Denktaş’ın neredeyse tüm seçimlerdeki zaferlerine “müdahale” edilmiştir.

Annan Planı’nda müdahale vardır.

Hem de o dönemde çifte müdahale söz konusudur!

Çünkü militarist ve de faşist derin devlet henüz çökertilmemişti ve Annan Planı döneminde Türkiye’de çifte derin devlet vardı; biri “hayır” öteki ise “evet” için çalıştı; evetçiler kazandı falan ve de filan…

-*-*-

Ama bütün bu müdahalelerin bir sebebi vardı ve bu sebep açıkça bilinmekteydi!

Oysa UBP müdahalesinde kimse gerçekleri ve sebepleri bilmiyor!

Özellikle Faiz Sucuoğlu’na karşı yapılmış bir darbe söz konusudur.

Sucuoğlu’na oy verenler neden sessizdir?

Nerededir?

Sucuoğlu kendisi ne demektedir?

Neden sesi hiç çıkmıyor?

-*-*-

Yoksa, “kapatalım bu meseleyi, geçelim, bitsin, gitsin, bir bakanlık alalım, maçı idare edelim” mi diyorsunuz?

-*-*-

Bilemiyorum!

Mesela, bugün akşam üzeri Lefkoşa’da demokrasi ve irade şeyisi şey edilecek!

Sol camia yürüyüşe gelecek!

Peki Faiz Sucuoğlu gelmeyecek mi?

Taraftarları bu yürüyüşe katılacak mı katılmayacak mı?

-*-*-

Bugün Atatürk’ün ölüm yıldönümü…

Saygıyla anıyoruz…

Ve bir sözünü hatırlatıyoruz:

“…Şimdiye kadar milletimizin başına gelen bütün felaketler kendi talih ve geleceklerini başka birisinin eline terk etmesinden kaynaklanmıştır…”

(Kıbrıs Türk toplumuna uyarlayın; cuk oturuyor değil mi?)

Diğer Haberler

Başa dön tuşu