KıbrısManşet

Baybars: Cesur liderlere ihtiyacımız var

İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, “Ülkenin geleceği için halka doğruları söylemek ve eyleme geçmek gerekiyor” dedi

“SÖZLERİMİZİN ARKASINDA DURMALIYIZ” … “Ülkenin geleceği için halka doğruları söylemek ve eyleme geçmek gerekiyor. Toplumsal bir dönüşüm için ülke siyasetinin küresel düşünerek, yerel davranması gerekiyor. Zor konularda kafamızı kuma sokmak yerine zorlukları aşmak için sorunların merkezine bakmalıyız. Değerlerimize uygun yaşamak için konuşmaktan daha fazlasını yapmak ve bunu eyleme dökmeliyiz. Bunun için verdiğimiz sözlerin arkasında durmalıyız.”

“ERKEKLER TEK HÂKİMMİŞ GİBİ… “Eril siyasi kültürün, gündelik yaşamlarımızda özel alan ve kamusal alan karşıtlığını toplumsal cinsiyet ayrımı üzerinden gerçekleştirdiğini görüyoruz. Kadın olarak siyasette, çalışma yaşamında yer aldığınız zaman bunu çok daha iyi anlıyorsunuz. Toplumsal Cinsiyet ayrımı üzerinden şekillenen bu eril yapı, kadınlara toplumsal yaşam içerisinde özel alanla kısıtlı roller biçiyor. Bu ataerkil yapı, erkeklere ise kamusal alanda siyasal ve ekonomi alanların tek hâkimi gibi bir rol biçiyor.”

BİRÇOK ZORLUĞU AŞABİLİRİZ… “Ülke insanının karakterine baktığımda, birçok zorluğu aşabileceğimize inanıyorum. Kıbrıslı Türkler, kendi değerlerine bağlı, çağdaş ve yenilikçi bir karaktere sahiptir.”

GIYNIK ÖZEL – GİZEM ÖZGEÇ

SORU: Toplumsal eşitliği ön plana çıkaran bakanımızsınız. Hükümet döneminde ‘eksik bıraktık’, ‘yapamadık’, ‘keşke bunu da yapsaydık’ dediğiniz bazı projeler var mı? Veya yaptınızsa neler yaptınız kadınlar için?

“HAYAL KIRIKLIĞIM VAR”

BAYBARS: Çok var aslında. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin Temelleri atıldı, yasası yapıldı. Tabi çalışma bakanlığının bu daireyi kurması gerekiyor ve toplumsal eşitliğe dair çalışmaların buna paralel olarak ilerlemesi gerekiyor. İçişleri Bakanlığı’ndaki personelin neredeyse yarısından fazlası da kadın. Kadınların aslında genlerinden gelen işini yaparken daha disiplinli olma ve multidisipliner bir şekilde hareket etme özellikleri var. Zaman zaman bu bizi boğsa da çok fonksiyonlu düşünme bizim bence iyi bir özelliğimiz. Bu konuda eksiğiz. Daha fazlasını yapabilmemiz gerekiyor. Kabinede her ne kadar kadınlara yönelik girişimlerimiz olsa da bu yeterli olmuyor. Aile içi şiddet veya kadına yönelik şiddetle ilgili kurumlar var. Bilgi birikimi yüksek uzmanlarımız var. Onlara birlikte çalışalım teklifinde bulunuyoruz ama o da hep siyasete takılıyor ve bu da beni üzüyor. Bu anlamda biz çok çağrı yaptık. Bu konuda bir hayal kırıklığım var. Kadınların birlikte hareket etmesi ve kadınlara yönelik adımları atarken gerek siyasetten gerekse ideolojiden bağımsız şekilde birlikte hareket edilmesini sağlamak lazım.

Soru: Kadınların ülkemizde siyasetteki yeri nedir?

“KADINLAR SİYASETE MEDENİ BİR KİMLİK KATIYOR”

BAYBARS: Ben hep, kadınların siyasete girebilmeleri için 3 ‘evet’e ihtiyacı olduğunu düşünürüm ama kadının önce kendisine evet demesi gerekir. Hem sosyal hem de ekonomik olarak özgür ve bağımsız olması gerekiyor ki, ‘evet ben varım, benim sorumluluklarım var, evde sorumluluklarım var, anne olarak çocuğuma karşı sorumluluklarım var, toplumda işime dair bir sorumluluğum var ama toplumun geneline kamusal alanda bir sorumluluğum var’ deyip, etken ve edilgen olabilsin. Kadınlar bugüne kadar siyasette siyasetçilerin eşi olarak yer alıyordu. Gidip partiler düzenleyerek, oy toplama aracı görevini yerine getiriyorlardı. Bu yüzden kadının kendi kimliğini bulması özgürlükle alakalıdır. Sonrasında kadının toplumda o ‘evet’i alması gerek. Üretken olduğu, karar alma mekanizmasında etken olduğu için o oyu almalı. Bu konuda HP partisinin 3 kadın milletvekili çıkarmış olması da bu yolda önemli bir adımdır. Bu iki evetten sonra toplumun buna evet demesine ihtiyaç var. Kamusal figürlere karşı kendimi sorumlu hissederken kadınlara karşı da sorumlu hissediyorum. Her ne kadar farklı parti ve görüşlerden gelsek de kadının belli makamlarda karar alıcı icraatta bulunuyor olması, kadına olan inancı artırarak bir yere gelmesine yardımcı olacaktır diye düşünüyorum. Bir kadın olarak siyasette olmanın artıları da var. Kadın, kendini naif ve kırılgan gören zihniyete karşı üslubunu koruyarak, saygı çerçevesini aşmadan, argo kelimelerin dozajını biraz daha azaltıyor ve hem siyasete hem de bulunduğu ortama daha medeni bir kimlik katıyor. Gençlere korkmadan örnek olması gerekiyor. Kadınları, gerek özel hayatında gerekse iş hayatında başarılı olabileceğine ikna etmek gerekiyor. O yüzden yükümüz biraz daha ağır.

SORU: UBP – HP koalisyon hükümeti sancılı zamanlar geçirdi veya geçiriyor. Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Nedir önümüzdeki tablo?

“İMAR PLANI KONUSUNDA CİDDİ SORUNLAR YAŞADIK”

BAYBARS: Bu görevlere gelmemizin temel sebebi kendimizi veya partimizi hükümette tutmak değil, topluma faydalı olacak noktaları bulup, onların menfaati için adım atabilmek. Bu koalisyon kurulduktan sonra uyumsuz olduğumuzu söylemek doğru olmazdı. İlk başlarda ve o anlamda bizim için özellikle aynı kalan 3 bakanlığımız vardı. Hükümet programında bunun aynı şekilde devam etmesini sağladık. Zaman içerisinde, pandemi döneminde de uyumsuzluk içerisinde değil, tam tersine acil durumların verdiği zorunluluk ve ortak bir sorunu çözme yükümlülüğü altında ciddi çalışmalar yaptığımızı düşünüyorum ama onun haricinde aslında hükümet programında yer alan bir imar planı sıkıntısı yaşadık. Sonrasında da yapılan istihdamlar bizleri ciddi sıkıntıya soktu. Bu konuyu Bakanlar Kurulu’nda dile getirdik çünkü imar planı toplumda bir karşılığı olan 2015’te ülkesel fizik planının zorunlu planıydı bu. Planlı bir yaşam, turizmin denizle buluşması, Mağusa’nın turizme kapı açması ve gerekli olan plan konusunda yaşadığımız sıkıntılar kendi dinamikleri içinde sıkıntılara sebebiyet verdi.

“SEÇİMLERDEN SONRA SEVİYEYİ YENİDEN YUKARI ÇEKECEĞİZ”

Her parti kendi içinde bunun değerlendirmesini yaptı ve bu zaten halka da yansıdı. Taahhüt edilen uzlaşılan metne sonradan müdahale edilmesinin getirdiği sıkıntıları yaşadık. Özellikle sağlıkta zaten sağlık çalışanı sıkıntısı olduğunu hepimiz biliyorduk ve istihdam edilmesi gerektiğini de biliyorduk. Buna karşı çıkmadık ancak çok daha şeffaf ve liyakat çizgisinde devam etmesi gerekiyordu. Bunların olmaması bizi Halkın Partisi olarak sıkıntıya soktu. ‘O zaman neden hükümeti bırakmadınız’ eleştirisi geliyor. Bu dönemde eski siyaset anlayışı dediğimiz anlayışa sahiptiler. Bunun çok kolay olmadığını gördük. Dörtlü hükümette daha fazla mücadele etmemiz gerektiğini anladık. HP olarak kendi çizgimizde kendi taahhütlerimizi yerine getirmek, adam kayırmanın olmadığı adil düzen yaratma ideolojisinde, içte engellediğimiz bilinmeyen noktalar ve herkesin öğrendiği noktalar da var. Hem pandemi dönemi hem de seçim dönemi olması nedeniyle istikrarsızlıklara ve politikaların hayata geçmemesine neden oldu. Bir seçimle daha toplumu yüzleştirmek istemedik. Temel bakış açımız budur. Umarım seçimlerden sonra siyaseti eski seviyesine çekme noktasında duracağız ama HP olarak halka verdiğimiz sözleri tutamama noktasına gelirsek, bunu değerlendirmekten de geri adım atmayacağız.

SORU: Anket sonuçlarına göre Özersay’ı 2. turda göremiyoruz. Siz bu sonuçlara itibar ediyor musunuz?

“ANKETLER GERÇEK ÖLÇÜ DEĞİL”

BAYBARS: Açıkçası ben anketlerin propaganda aracı ve algı yöneticisi olduğunu düşünüyorum. Çünkü sorunuza göre yönlendirme yapabiliyorsunuz. Dolayısıyla evet çok değerli uzmanlar ve bağımsız çalışan şirketler elbette ki var. Ama anket çalışmaları maalesef siyasallaşmış, ısmarlama olmuş, sipariş usulü sonuca odaklı sorular var. Bunun da en güzel örneğini hem genel seçimlerde hem 2015 cumhurbaşkanlık seçiminde Özersay’ın aldığı yüzdeliklere bakarak görmemiz mümkün. Biz Özersay’ı ikinci tura taşımak ve toplumun nabzını yüksek tutmak için çalışıyoruz. Kişiler kendilerini özgür hissedemiyorlar. Anketörlerin bile bize söyledikleri, bu anketlerin ne kadar siyasallaştığını ve belli gruba hitap ettiğini gösteriyor. Esas irade toplumun kendisindedir. Hem toplumla bir arada olmayı hem de toplumun nabzını almayı seviyoruz. İyi yönde geri dönüşler de alıyoruz. O yüzden anketler bizim için gerçek ölçü değil.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu