Perşembe günü gün batımı oldu mu artık Mübârek Cuma’ya girmiş sayılırız. Hristiyansanız pazar, müslümansanız cuma, museviyseniz cumartesi (Şabat veya Sebt) veya inanamazsanız size hergün bayram olur. Müslümanların 11 Ay’ın Sultanı Ramazan’ı vardır ki bir ay boyunca oruç tutulur, Zikrullah Meclisleri’nde saflar sıklaşır, söylemler netleşir, zekâtlarverilir ve teravihler edâ edilir. Veyahut yahudilerin Kefâret Günü (Yom Kippur) onlar için yılının en kutsal günüdür. Bu günde, topluca oruç tutulur ve kişi günahlarından ötürü bağışlanmak için dua ederler. Yahudilikte Yom Kippur’da oruç tutmak şarttır. İmsak, önceki akşam güneş batarken başlar. O gece ve ertesi gün ilk iki yıldız görününceye kadar da yemek içmek yasaktır. Bu süre yaklaşık 25 saattir. Hıristiyanlıktaysa iki çeşit oruç bulunur. Okaristi Orucu yani şükran orucu ve Ekleziyastik Oruç yani Kilise Orucudur. Özetle ‘nasıl huzurdaysanız sayı inananlar, inanmayanlar, inanmadığına inananlar veya çocuk hasta olunca inananlar’.
Neyse, yakın dostlarımız her perşembe gecesi (ki artık Mûbârek Cuma olmuştur) sıcak yataklarımızdan kalkar ve 2’nci Selim’in Şehidi Bayraktar Camiî’deki yine sıcak, bereketli ve de kuvvetli Zikrullah Geceleri’ndeki dost sohbetlerine katılır. Müftü Amed’in saçmalıkları bir’yan dursun veya Cehennem olsun, şahidiz; Önce namaz, sonra da çay eşliğinde Şakir Alemdar Hocamız/Dostumuz merkezinde ver Allah Allah ki Evliyalar (Allah’ın Dostları) ne kadar müsâde ettiyse o kadar derin mevzûlar konuşulur ki yaşayan bilir; Nur âlâ nur melekler de iner de iner ki hisseden bilir. Arkasına da ‘Yaradan’ sıcak kalplerde hissedilir ki artk beyin devreden çıkar ver kalp gözleri açılır Hû merkezinde. Gönül açısından bu denli çok ferah ve de derin bir ‘terapi’ hissiyatını hayatım boyunca yaşamamıştım.
Neyse, bir defa bu işler din ve vicdan özgürlüğü dâhilinde olur. Birey nasıl huzurdaysa, kime veya neye inanıyorsa onu yapmalı. Ve tüm inanışlar veya icralar şovdan uzak olmalı ki rahatsızlık vermedikçe kimse kimseyi mâlum ilgilindirmez. Herkes nasıl huzurdaysa öyle yaşasın. E Allah ile kul arasına girebilir misiniz sayın seyirciler? Asla müsâde yok. E cennete kim, cehenneme kim girecek onu bilebir misiniz sayın seyirciler? E buna da müsâde yok. Yehova Şahitleri gibi cennet ve cehennem bu dünyada diyerek ortalık yerde gezinebilirsiniz ki siz bilirsiniz. Aslolan ne? Din ve vicdan özgürlüğü değil mi? Anayasamız; “Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir; bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, kamuya açık veya kapalı ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir” der ki herkes bu yargıya saygı göstermek zorundadır.
Bu merkezde Chelsea’nin yıldız oyuncusu Kante, Manchester United’ın yıldızı Paul Pogba, Arsenal’ın yıldızı Mesut Özil, Liverpool’un yıldızı Mohamed Salah, Fransa Millî Takımı ve Barcelona’nın deplasman seyahatlerinde elinden Kur’an’ı düşürmeyen Abidal, Ajax’ın genç yıldızı Mido, Fransa Millî Takımı ve City yıldızı Samir Nasri veya Liverpool kariyerinde 2 yılda 50’den fazla maça çıkan Muhammed Sissoko için maç öncesi taktik ve maktik pastanın kendisi olur. Çileği mi? “Biz çok çalışırız. Elimizden gelenin en iyisini yaparız, gerisini Allah bilir”dir kuvvetle ihtimâl. Son söz mü? Allah’ın dediği gibi; “Beni anın ki ben de sizi anayım”.
