KıbrısManşetSağlıkSiyaset

Bireysel olarak sisteme dahil oluyoruz

Malumunuz olduğu üzere iki toplumlu sağlık komitesinde varılan mutabakat esasına göre hareket edilmesi gerektiği  gerçeği ortada dururken ,ki bu sağlıktır ve asla siyaseti olmaz. Haliyle ırkı milleti de  yoktur sağlık endişesinin. Küresel bir yardımlaşmayı gerektirir

Türkiye Cumhuriyeti ve  Kıbrıs Cumhuriyeti üzerinden tedarik edilen aşıların bir maliyeti var.

Ve bu maliyet aşıyı bize gönderen ülkeler tarafından ödeniyor. Yani kimse kimseye bedava aşı vermek durumunda değil.

İşte tam da bu nedenle gerek Türkiye Cumhuriyetine gerekse de Kıbrıs Cumhuriyetine teşekkür ediyoruz bu çok kıymetli katkıları için..

Bunun aksini kimseyle tartışmam.

Hatta benim açımdan tartışmaya kapalı bir konudur bu.

Malumunuz olduğu üzere iki toplumlu sağlık komitesinde varılan mutabakat esasına göre hareket edilmesi gerektiği  gerçeği ortada dururken ,ki bu sağlıktır ve asla siyaseti olmaz. Haliyle ırkı milleti de  yoktur sağlık endişesinin. Küresel bir yardımlaşmayı gerektirir.

Dolayısıyla aşı listelerini uluslararası alanda geçerlilik kazanması adına Güney Kıbrıs’a vermemekle murat edilen nedir?

Bunu hiçbir akılla izah edilmesi de mümkün değil. .Güney Kıbrıs yani Kıbrıs Cumhuriyeti  bunun üzerinden ne kazanç sağlayabilir?

Oysa biz kazanacaktık.

Kuzey Kıbrıs’ta  olduğumuz aşılara uluslararası kriterler nezdinde geçerlilik kazandıracaktık.

Onca insanımız mağdur olmayacaktı.

Lakin ne mümkün!

Dar ve sığ siyasi anlayışın etkisi altında eksen değiştiren ve adeta topaç gibi her saniye dönen ,her dönemin değişken siyasi yönetenlerin sayesinde bu mümkün olmadı.

Oysa hepimiz farkındayız ki bu küresel bir salgın. Bu salgının ırk, din ,dil ayırdığı falan da yok.

Kaldı ki aşı bilgisi artık açık bir bilgi niteliğindedir.

Mevzu küreseldir.

Dolayısıyla global bir bütünlük içinde ele alınıyor.

Kıbrıs Cumhuriyeti ise bizim kabul etsek de kabul etmesek de ortağı olduğumuz bir devlettir. Ve birçoğumuz doğal olarak bu devletin kimliğini pasaportunu taşıyoruz. Yani bu devletin yurttaşlarıyız. Haliyle de aşı bilgimi paylaşmakta bir sakınca görmüyorum ben kendi adıma.

Zaten Kuzeydeki otoritenin yan çizdiği, akıl dışı ve hiçbir mantıkla izah edilemeyen uygulamaları nedeniyle onların yapmadığını bireysel olarak yapmaya başladı toplum.

Gerekli prosedürleri izleyerek oradaki sisteme dahil oluyorlar birer ikişer insanlarımız. Kuzeyde ise  Osmanlı torunu fantazisi devamında yalanlardan kümeler yapmaya çalışılıyor.

Varsın o yalanların içinde debelenip dursunlar.

Bu anlayışın gerçek dışı söylemlerine  itibar etmeyecek kadar tecrübeye sahibiz hepimiz.

Nihayetinde kimse aptal değil.

Herkes neyin ne olduğunu görebiliyor.

Dolayısıyla insanların hayatına dokunan olumlu katkı sağlayan elle tutulur, gözle görülür somut icraatlar olmadığı sürece boş laflara kimse itibar etmiyor.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu