KıbrısManşetSiyaset

Birlikte güven kaybettiler

Kıbrıs Türk siyasal yaşamında siyaset kurumuna, siyasi partilere, siyasal öznelere ve siyasetçilere güven kaybı yılların getirdiği bir sonuçtur

Her iktidarın mutlak surette bir yıpranma payı vardır. Bu doğal olarak ortaya çıkan bir reflekstir.

Dolayısıyla iktidarların belli bir güven kaybetmesi anlaşılabilir.

Elbette bunun ötesi de mümkündür.

Yani iktidar olmanın getirdiği yıpranmanın dışında

doğru işler yapılmaz, insanların hayatlarına olumlu dokunuşlar olmazsa, yaşam kalitesi düştükçe düşerse,alım gücü gerilerse halk gözle görülür bir fakirleşme içine girmişse  iktidara karşı güven çok daha fazla kaybedilir..

Nitekim içinde bulunduğumuz durum şu an bunu net bir şekilde ortaya koyuyor..Ersan Saner’in başbakanı olduğu azınlık hükümeti bu anlamda ciddi bir güven kaybına uğradı.

Haliyle iktidarda hasar büyük.

Fakat çok ilginçtir, iktidar güven kaybederken, muhalefet güven kazanmadı.

Peki ama neden?

Sebebi şu ki, azınlık iktidarı ülkeyi olabilecek en kötü şekilde yönetirken, muhalefet de bu kötü gidişi engelleyecek ciddi bir çaba ve alternatif ortaya koyamadı. Hal böyle olunca da  halk muhalefeti iktidarın koltuk değneği olarak gördü.

Zira böylesi kötü sonuçları olan bir yönetim anlayışını engelleyemediği gibi,alınan birçok yanlış kararda da Mecliste kalarak buna ortak olması “birbirinizden bir farkınız yok” algısını kuvvetlendirdi ve halkın muhalefetin samimiyetine inanmadığı gerçeğini ortaya çıkardı. Bu da beraberinde muhalefetin duruşunu da sorgulatır hale getirdi..

Peki bu kimin işine yaradı?

Elbette kı azınlık iktidarının..

Zira azınlık iktidarı yıpranarak destek kaybederken, muhalefet de iktidar sorumluluğu olmamasına rağmen ortaya koyduğu aciz anlayış yüzünden  destek kaybetti güven yitirdi.

Tabiatıyla zaten sıkıntılı olan  siyaset kurumuna halkın güveni bütünüyle ortadan kalktı..

Bu elbette bir günde oluşan bir durum değildir.. Kıbrıs Türk siyasal yaşamında siyaset kurumuna, siyasi partilere, siyasal öznelere ve siyasetçilere güven kaybı yılların getirdiği bir sonuçtur.

Kimi zaman partilere rötuşlar yapılarak, parti başkanlarına da anlamlar yükleyen imajlar vererek bu sıkıntının ortadan kalkmayacağını göremeyen bir anlayışla hareket edildi.

Elbette sorun çözülmedi.

Siyasal yaşamda bir partinin bir partilinin duruşunu belirleyen ideolojik değerleridir.

Bu değerlerle örtüşmediğiniz gün siyasetini doğru kabul ettiğiniz temelin güvenirliği sorgulanır. Nitekim bugün muhalefetin ülkemizde geldiği nokta budur.. İktidar bugün ülkeyi kötü yönetirken bile muhalefet halk desteğinden yoksun kalıyorsa bunun en büyük nedeni muhalefetin doğru kabul ettiği suya sabuna dokunmaktan imtina eden politikalardır.. Hükümet iktidarını azınlığa dayalı tahakküm kurarak  ağır,aksak sürdürmeye çalışırken, muhalefet  de konfor alanından çıkmak istemediği için buna meşruiyet kazandırıyor. Haliyle siyaset kurumu güven kaybediyor..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu