Telafisi mümkün olmayan kayıplarımız var. Elbette büyük acılar yaşıyoruz hepimiz
Tarifi imkansız acılar.
Bu zor dönemde sırt sırta verip dayanışma içinde olacağız, sarılması çok zor olan hatta hayatlarımız boyunca hiç kapanmayacak bu yaraları birlikte sarmanın yollarını bulacağız. Hepimiz biliyoruz bu “Kader” değildi… Bu para hırsının, ahlaksızlığın akla hükmettiği, insanlıktan nasibini almayan anlayışın bir sonucuydu.
Dolayısıyla şimdi susmayacağız, bir köşeye çekilip oturmayacağız elden ne gelirdi demeyeceğiz, zira bunun kaderle alın yazısıyla değil bilimle, ilimle ilişikli bir durum olduğunu biliyoruz. Türkiye’de yaşanan deprem sonrası konunun uzmanlarının yaptıkları açıklamaları zaman zaman izliyoruz, okuyoruz. Bu açıklamaların satır aralarında Kıbrıs’ın da deprem kuşağı içinde yer aldığına dair tespitler olduğunu görüyoruz. En azından uzmanların bu yönde uyarıları var.
O halde bu tespitleri dikkate almak zorundayız. Bunun için de hiç zaman kaybetmeden uzmanlardan oluşacak Koordinasyon Merkezi oluşturulmalı ve konu ile ilgili tüm paydaşları bu çatı altına almalıyız. Akabinde ise ülkemizde bulunan tüm yapıların ve öncelikle okullar, hastaneler gibi yaşamsal öneme haiz yapıların olası bir depreme karşı dayanıklılık boyutunun incelenmesi gerekiyor. Ve elbette böylesi bir felakete karşı eğitim seminerleri, tatbikat eylemleri başlatılmalıdır. Bütün bu çalışmalara yürütülürken, Meclis’te hükümet tarafından hayata geçirilmeye çalışılan İmar Yasası, KTMMOB Yasası gibi yapı denetimini hafifleten yasalar derhal geri çekilerek , bilim ve hukuk temelinde yapı güvenliği öngören yasalar hazırlanmalıdır.
Bu arada deprem bölgesine gidecek yardımlar ihtiyaçlara cevap verebilecek nitelikte ve kurumların işbirliği ile organize edilmeli. Bu yardımlara engel teşkil etmek isteyen anlayışın karşısında durup direnmek ve aklın yolu ile birlikte hareket etmenin gücünü keşfetmek zorundayız.
Ülkemize deprem bölgesinden gelmek isteyen veya geliyor olan insanların
ihtiyaçlarına cevap verebilmek için öncelikli olarak altyapı imkanları, finans kaynakları, barınma, sağlık, iş, eğitim gibi temel ihtiyaçların planlaması derhal yapılmalı. Bu maksat için toplanan kaynakların doğru yerlere gitmesi sağlanmalı. Ve tabii ki evlatlarımız için, kardeşlerimiz için hesap sormak zorundayız.
Bu facianın sorumlularından hesap sorulması ve gereken cezayı almaları ile ilgili yürütülecek soruşturmayı ve akabinde ,yargı sürecinin yakından takip edilmesi için elimizden ne geliyorsa korkmadan, yılmadan bunun takipçisi olacağız. Meclis, Hükümet, Muhalefet, Barolar Birliği gibi kurumların sorumlulukla birlikte çalışması için gerekli koordinasyonun sağlanmasını halk olarak teşvik edeceğiz.
