Komplo teorisyenlerine göre Corona virüs Çin’i çökertmek amacıyla biyolojik silah olarak laboratuvarda üretildi. Uzmanlra göre ise bunların hepsi birer safsata, komplo üretenlerin öncelikle belge ve bilgi ortaya koymalı.
‘Yeni Corona virüs’e ilişkin sosyal medya başta olmak üzere bazı medya platformlarında komplo teorileri gündeme getiriliyor. Komplocuların iddialarına göre, daha önce Çin’de ortaya çıkan SARS VE MERS virüsleri gibi Corono virüs’de biyolojik savaş kapsamında, Çin ve Asya ülkelerini çökertmek için laboratuvarda üretildi. Ancak Türkiye’de enfeksiyon hastalıkları ve virüsler konusunda çalışan uzmanlar, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığı görüşünde.
Milliyet gazetesinden Mert İnan’ın haberinde görüşlerine yer verilen bilim insanları, merak edilen soruları cevapladı.
“BÖYLE BİR TEKNOLOJİ HENÜZ YOK”
İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk Eraksoy, “Bu iddialar kanıtlanmış değil ancak her hastalık döneminde ortaya atılıyor. Corona virüs hayvan kökenli. Hayvan kökenli bir virüsün insana bulaşmasını, ardından hastalık oluşturmasını sağlayacaksınız, bu da yetmeyecek insandan insana geçmesini ayarlayacaksınız. Laboratuvarda bunu yapacak bir teknoloji ve gelişmişliğe sahip ülke ve ıspatı varsa ortaya konulsun. Virüsler için her şeyi düşünebilirsiniz ancak pratikte henüz böyle bir çalışmayı hayata geçirecek teknoloji ve bilimsel yeterliliğe sahip ülke olmadığını biliyoruz. Hastalığın ölüm oranı yüzde 2 seviyesinde. Yani virüs bulaşan 100 kişiden sadece 2’si yaşamını kaybediyor. Ölüm oranı ve hızı, SARS, MERS ve kuş gribinden daha az. Ancak asıl sorun sosyal medya üzerinden yaratılan algı. Sanki tüm Çin halkı virüslü, Corona virüs bulaşan herkes ölecek şeklinde bir korku ortamı yaratıldı. Çin ise gayet soğukkanlı. Hastalığın tanısı konuldu ve önlem aldılar” dedi.
“TWİT ATMAYA BENZEMİYOR”
Hacettepe Çocuk Hastanesi Enfeksiyon Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Yüzde 2 ölüm oranında seyreden bir virüs ile dünya nüfusunu ne kadar azaltabilirsiniz. Laboratuvarda canlı virüs üretme teknolojisine sahip biri, tüm genetik hastalıkları tedavi edecek güce erişir. Böyle bir durumda o kişi tanrılaşıp, dünyanın en zengin insanı haline gelir. Laboratuvarda canlı bir virüs üretecek, bu virüsün genlerini değiştirecek ve hayvandan insana bulaşmasını sağlayacaksınız. Bunu yapmak klavye başında twit atmak kadar kolay sanılıyor. Bir de son zamanlarda Suriyeli mülteciler nedeniyle hastalıklarda artış olduğu yönünde görüşler var. Suriyeliler’in büyük kısmı kontrol altında. Suriyeli çocuklar, Türk çocuklarındaki aşı şemasından faydalanıyor. Asıl sorun İran ve Irak sınırından kaçak yollarla Türkiye’ye giren Afgan, Pakistanli ve Iraklı mülteciler ile kaçak Afrikalılardan kaynaklanıyor. Bu gruptakilerin kaydı yok ve sağlık durumları bilinmiyor. Kaçak göçmenler de bulaşıcı hastalıkların artışına yol açabiliyor. Yüzbinlerce Afgan, Pakistanlı, Iraklı ve Afrikali mülteciye düzenli bir program uygulanamıyor. Bu kaçaklar florayı bozmasalar da hastalıkları taşıyorlar. Bu gruptaki mülteciler için önlemler alınmalı ve gidişat durdurulmalı” değerlendirmesinde bulundu.
“HEPSİ ŞEHİR EFSANESİ”
Avrupa Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Üyesi Prof. Dr. Önder Ergonal, “Laboratuvarda üretildiği iddia edilen virüs ile herhangi bir doğal ortamda ortaya çıkan virus arasinda fark var mıdır? şeklindeki yorumları duyuyoruz. Böyle bir fark söz konusu olamaz. Corona virüsün laboratuvarda üretilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Bu tür komplolar nedense bizim ülkemizde konuşuluyor. Her virus salgın döneminde şehir efsaneleri ortaya atılıyor. Yeni Corono virüsün biyolojik silah olduğuna dair dedikodu üretenler belge ve bilgilerini ortaya koysunlar” dedi.