Adına siyaset de desek, bazen aklım almıyor(un) ötesinde bu nasıl bir öngörüsüzlüktür böyle diye sorgularım yaşanan süreçleri. Lefkoşa’da Sıla Usar İncirli’nin, Yeniboğaziçinde Şifa Çolakoğlu’nun adaylıkları doğru düşünülmüş hamleler değildi.
Daha da vahimi her iki adayın da seçimi kaybedecekleri gün gibi ortadaydı.
Bunu eldeki verilere bakarak ön göremeyenlerin, siyasetin nabzını yeterince tutamadıkları bir yana ya hayalci olduklarını düşünürüm, ya da bilerek isteyerek bu yola girdiklerini..CTP sol ideolojinin adadaki en büyük ve örgütlü siyasi partisidir. Bunu aksini zaten kimse iddia etmiyor. Ve fakat bu CTP’yi yanılgıya düşürmemeliydi.
Zira aynı ideoloji içinde bulunan irili ufaklı siyasi yapıların da ve bu yapıların içinde bulunan kişilerin de halk nezdindeki konumunu,gücünü ve toplumsal referanslarını hesaba katmak gerekiyordu.
CTP bunu öngöremedi. Ya da bilerek lades olmayı seçti. Ha CTP sol değerleri içinde barındıran en büyük siyasi yapı mı?
Elbette..
Lakin bu CTP’nin aynı değerleri benimsemiş diğer yapılarla işbirliğine ya da ittifak yapmasına engel teşkil etmemelidir.
Siyasette kişisel veyahut kurumsal kibirin ,egonun,hırsın ve karşısındakini küçük görmenin halkın nezdinde karşılık bulduğu toplumsal bir değeri asla olmadı.
Hepimiz defalarca buna tanıklık ettik..
Dolayısıyla insan kaynağı çok zengin olan CTP gibi köklü bir partinin böyle bir anlayışı siyaset olarak benimsemiş olması,ya da buna meyilli bir yaklaşım içine girmesini doğru bulmak mümkün değildir.
Yaşadığımız süreç bize siyasi hesapları bir tarafa bırakarak aynı yolu farklı yöntemlerle yürümeye çalışanların işbirliği içinde, ittifaklara yönelmesi gerektiğinin önemini işaret ediyor.
