Reçete skandalı ile ilişkili olarak basında ismi geçen veya kelepçeli fotoğrafı yayınlanan kişilerin suçlu olduğunu varsaymak yanlış, bunu başından söylemekte fayda var. Dolayısıyla kimin suçlu olup olmamasından çok bu sistemin insanları suç işlemeye teşvik etmesidir. Takdir edersiniz ki bu kişiler gökten zembille inmedi, hepsi de bu ülkede sistemsizliğe meşruiyet kazandırılan bozuk düzen içinde yarattığımız sistemin kurbanıdırlar. Bu kişilerin yerinde biz de olabilirdik, biz olmasak ailemizden, yakın arkadaşlarımızdan biri de olabilirdi. O yüzden şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekir.
Siyasilerin çok büyük bir çoğunluğunun adının bir şekilde yolsuzluğa karıştığı, hangi bakanın hangi imza karşılığında ne kadar komisyon aldığının sohbet konusu olduğu bir ortamda, bazı kesimlerin bir şekilde yolunu bularak hızla zenginleştiği ama hemen hemen hiç kimsenin cezalandırılmadığı bir sistemin getirdiği düzen de her sektörde, her ailede, her arkadaş grubunda ister istemez nefsine hakim olamayanlar vardır ve bu yozlaşmış çürümüşlüğü ayyuka çıktığı düzen de olmaya devam edecektir İnsanların gözünün içine baka baka yolsuzluğa bulaşıp servetine servet katanların değil cezalandırılması, tam tersine el üstünde tutulduğu, muteber insan muamelesi gördüğü bu sistemde en dürüst insan bile eline kısa yoldan zenginleşmek için bir fırsat geçmesi halinde nefsine yenik düşebilir.
Nitekim bu fırsatı değerlendirmese başkalarının değerlendirdiğini görüp enayi durumuna düşecek. Maalesef ülke gerçeği bu.. Elbette ki bu suç işlemenin bir bahanesi olamaz ama bu insanlar suçluysa şu anda haksız elde etmiş olduğu kazancın keyfini süren yüzlerce, binlerce, hatta belki on binlerce kişi de suçludur. En başta da yolsuzluk yapanları sırf kendilerine kişisel bir menfaat sağlayacak diye seçenler, onların peşinde bayrak sağlayanlar, onlar adına oy dilenenler suçludur.
Sanmayın ki bu iş sadece günümüzü ilgilendiriyor. Nasıl ki 1974’ten sonra bir anda onlarca zengin türedi ve haksız zenginliğe sahip olduysa şimdi de bunların yüzlercesi, binlercesi olacak, bu bozuk düzen içinde olmaya devam edecek. Şu anda gerçekleşmekte olan talan ve zenginleşme furyası zannederim 1974 sonrası süreç ile kıyaslanamaz bile. Bu süreçte dönen yolsuzluğun, rüşvetin, göz yummanın boyutunu tahmin etmek bile zor. Amma hissediyoruz, gözümüzün önünde olup bitiyor, bu kadar küçük ve izole bir ekonomide telaffuz edilen rakamları görüyoruz, duyuyoruz.
Ve bilin ki bunun bedelini de vebalini de bizden sonraki nesiller en ağır şekilde ödeyecek… Dolayısıyla bu sistemi sürdürenlerin, bu sistemin bir parçası olanların, bu sistemden şikayetçi olmayanların dönüp de bu sistemin kurbanı olanları ayıplamadan bir durup düşünmesi gerekir.
