KıbrısManşet

Büyük ustaya veda

Kıbrıs Türkü’nün ilk sunucusu olarak bilinen radyocu, yayıncı, gazeteci ve basınla iç içe olan çok değerli Hüseyin Kanatlı dün sabah saatlerinde hayata gözlerini yumdu.

Ülkemizde adını bilmeyen yoktu. Kıbrıs Türk tarihine damgasını vuran ve ünü yurt dışına kadar yayılan bir sesti Hüseyin Kanatlı. Ülkemiz insanı onu daha çok sesinden tanırdı.  50 yılı aşkın bir süre mikrofonun başındaydı. Yaptığı “Plak Yarışı” ve “Merhaba Dostlar”, programları ile adından sıkça söz ettirdi. Hüseyin

O BİR BAFLIYDI

Hüseyin Kanatlı 1931 yılında Baf kasabasında dünyaya geldi. İlkokuldan sonra orta ve lise tahsilini Lefkoşa’da o zamanlar adanın tek tali okulu olan Kıbrıs İslam Lisesi’nde yaptı. 1949 yılında bu okuldan mezun oldu. 49’lular olarak son Kıbrıs İslam Lisesi diplomasına sahip kişilerdendir.

Lise edebiyat bölümünden mezun olduktan sonra o zamanın adıyla Omorfo Öğretmen Kolejine girdi. Aldığı dersler yanında ilk ciddi müzik çalışmalarına da başladı. Nota ve solfej yanında keman çalmayı da burada öğrendi.

SEKİZ YIL ÖĞRETMENLİK YAPTI

Öğretmen olarak ilk tayini 1951 yılında Limasol’un yakınındaki Polemidya (Binatlı) köyüne oldu. Daha sonra sırasıyla Baf’ın Ayyanni (Aydın) ile Limasol’a bağlı Alehtora (Gökağaç) Köylerinde de kısa süreli öğretmenlik yapan Kanatlı, öğretmenliğinin son üç yılını Limasol’da Sedat Simavi İlkokulu ve Karma Teknik Okulunda geçirdi. 1959 yılında 8 yıllık öğretmenlik hayatına son noktayı koyarak öğretmenlikten istifa etti.

RADYOCULUK AŞIĞI BİR İNSANDI

Öğretmenlikten istifa ettikten sonra Kıbrıs Radyo Yayın Korporasyonuna geçen Hüseyin Kanatlı çocuk programları ile radyoculuk hayatına start verdi. Başta müzik programları olmak üzere 25 yıl süren “Plak Yarışı” ve 20 yıl süren 3 dildeki “Merhaba Dostlar” programları onun en uzun soluklu çalışmaları arasında yer almaktadır. Ayrıca 1974 öncesinde 2,5 yıl devam eden 70 Türk ve karma köyleri kapsamına alan “Kıbrıs’tan Sesler” programı da onun en başarılı programları arasında bulunmaktadır.

 

ÇOK AKTİF BİR KİŞİLİKTİ

Öğretmenlik ve radyoculuk hayatının yanı sıra o yıllarda faaliyette bulunan Güzel Sanatlar Derneği’nde aktif olarak görev aldı. Bunu daha sonra Topel Kültür Derneğindeki Başkanlığı izledi. 1963 olaylarından sonra Korporasyondan ayrılmak zorunda kalan Kanatlı, önce Lefke’de kurulan yerel Sancak Radyosunda görev aldı. Daha sonra Lefkoşa’ya dönerek Bayrak Radyosuna katıldı.

İLK SUNUCULUĞU LARNAKA’DA YAPTI

İlk sunuculuk deneyimini Larnaka Deniz Festivalinde yapan Hüseyin Kanatlı, daha sonra her yıl Larnaka Deniz Festivalinde sunucu ve yardımcı olarak görev almaya devam etti. O yıllarda başlıca festivaller arasında bulunan Yeşilırmak Çilek Festivali ve güneyde Aytotoro yani Yeniboğaziçi Pulya Festivallerinde de sunuculuk hayatını sürdürdü.

BASINDAN HİÇ KOPMADI

Hüseyin Kanatlı kolej yıllarından itibaren Hürsöz gazetesinde başlattığı basın çalışmaları muhtelif gazetelerde hiç aksamadan yürüttü. Uzun bir süre Kıbrıs Gazetesi’nde de basın hayatını sürdüren Kanatlı, bir süre Havadis Gazetesi’nde yazılarına devam etti.

1982 yılında eşini kaybeden Kanatlı, kısa süreliğine Mersin’in Erdemli İlçesine yerleşti, bir süre orada yaşadıktan sonra Kıbrıs’a döndü ve kendini yine basın ve yayının içinde buldu.

KRALİÇEYE İNAT, TÜRK BAYRAĞI

Kanatlı, “Yıl 1953 kraliçe Elizabet’in taç giyme töreni dolayısı ile dünyanın diğer sömürge ve Dominyonlarına olduğu gibi Kıbrıs’taki tüm okullara dağıtılmak üzere kraliçenin ve İngiliz bayrağının resmi bulunan kupalar ve madalyonlar gönderilmişti. Ders yılının sonuna gelmiştik. Aydın Köyündeki okulda karne dağıtım töreni yapılacaktı. Okullara Türk bayrağı çekmek yasaktı. Resmi dairelerde olduğu gibi okullara sadece İngiliz bayrağı çekiliyordu. O tören gününde sadece 1-2 saatliğine Türk bayrağı çekme fikrini ortaya attım. Köyün muhtarıyla konuştum. Bunun yasal olmadığını biliyordum. Üstelik o yıllarda inkişar (gelişme) sahası kapsamına alınan Aydın Köyüne sağlaması beklenen yol, su ve elektrik gibi hizmetlerden mahrum bırakılabilirdik. Yine de içimde bir ukde vardı bunu yenmek için başka bir yönteme başvurdum. Okulun avlusuna 1’den 5’e kadar olan sınıf öğrencilerini ay şeklinde sıraladım ve 6. sınıf öğrencileri de ortaya yıldız şeklinde dizdim ve ortaya canlı ve büyük bir Türk bayrağı oluşturdum” sözleri ile anlatmıştı bu unutulmaz anısını.

Diğer Haberler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu