KıbrısManşet

Çaluda: HP’nin en az yüzde 50 oy kaybı var

UBP Milletvekili Aytaç Çaluda, HP’nin tavırlarından çok rahatsız… Akıncı’ya kırgın… Ünal Üstel adına üzgün…

HP’YE ŞIMARIK ÇOCUK BENZETMESİ… “Şımarık çocuklar gibi her iki birde ‘bu olmazsa bozarız’ tehdidiyle yaşıyoruz. Bu durum hem kamuoyunu hem tabanımızı rahatsız eder bir noktaya geldi.  Özel jet olayında da son noktaya geldik. Bana göre hem Ünal beye hem UBP’ye hem de tabanına büyük bir siyasi haksızlık yapıldı. ‘Hükümet bozulur, Türkiye’ye karşı sorumluluğumuz var’ düşüncesiyle sayın genel başkanımız bunu kabul etmek zorunda kaldı ve Üstel’i Sayın Özersay’a kurban verdik…”

“VİCDANIM RAHAT DEĞİL”… “Hükümetin kurulması benim içime sinmemişti çünkü o zaman da Sayın Özersay’ın olmazsa olmazları vardı. Eski genel başkanımız Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılmasına “evet” dememizi bu hükümet protokolüne koymuşlardı. Hatta ben o gün buna “hayır” oyu kullanmak istedim. Orada kurul kararı alındığı için mecburiyetten “evet” dedim ama hiç içime sinmedi.  Bir milletvekili için gendi eski başkanı veya başbakanın dokunulmazlığını bir başka parti için kaldırmak benim vicdanımı rahatsız etmişti.”

Gizem ÖZGEÇ- GIYNIK ÖZEL

PARTİ İÇİNDEN SIZDIRMALAR…

SORU: Aytaç Çaluda kaç yıldır UBP’yle iç içe?

Eskiyle yeniyi karşılaştırdığınızda partide ne gibi değişimler görüyorsunuz?

CEVAP: Aytaç Çaluda UBP’nin kurulduğu günden 1975 yılından beri içindedir. 7 yaşından bugüne duruşumu bozmadan, hiçbir parti değişikliği yapmadan geldim. 30 yıl önceki teknoloji ve şartlar çok farklıydı ama şimdi günümüzde çok farklı. İmkânlar daha çok eskilerde ve yöneticilerde farklıydı. O zaman da sıkıntı oluyordu ama şimdiki gibi değildi. Sosyal medya aracılığıyla şu an herkes her şeyi daha kolay öğrenebilir hale geldi. Her konuştuğun en özel toplantıdaki bir kelime bir dışarıda duyuluyor. Sızdırma olduğu için bunlar dışarıya çıkıyor.

“ÜYE SİSTEMİ EN DOĞRUSU…”

SORU: Delege sistemindeki değişikliğin bozulmaya sebep olduğunu düşünüyor musunuz?

CEVAP: Hiç alakası yok… Bu partide yetişen biri olarak, yıllardır delege sistemi olmuştu ama üye sistemi en demokratik sistemdir. Partililerin %90’ı delege sisteminde dışarıda kalıyordu. Bu bana göre pek demokratik olmayan bir sistemdir. Bu da 2015 yılınca değişerek üye sistemine gidildi. Bana göre bu saatten sonra bu sistemden geriye dönüş olamaz. Milletvekilli olarak da bunun olmaması için elimden gelen tüm mücadeleyi vereceğim. Bu hakkı üyelerin elinden almak doğru olmaz.

“HP; HALK İRADESİNE SAYGI GÖSTERMEDİ”

SORU: UBP’nin daha önce de koalisyon deneyimi oldu ancak en çok anlaşmazlıklar sanki UBP- HP koalisyonunda yaşandı…

CEVAP: Koalisyonlarda her zaman sıkıntı olmuştur. HP ile olan koalisyon tabanımız tepkili olarak geldi. Bunu bilmeyen yoktur. Gizleyecek de değilim. Görüşlerimiz örtüşen bir partidir ancak halkın iradesine HP saygı göstermedi 2018 seçimlerinde… Hatta Özgürgün döneminde “UBP ile kahve bile içmem” demişti. Halkın iradesine rağmen Sayın Kudret Özersay 2018’de dörtlü hükümet kurmuştu, sırf bir inat uğruna. Anavatan Türkiye ile iş birliği kurulamadı, dış politikada bir olamadılar ve ülke kaybetti. UBP olarak demokratik kurallar çerçevesinde kurultay yaşadık, Hüseyin Bey değişti, Ersin Bey geldi ve başkan değişimi sonrası hükümeti kurmaya yönelik bize yaklaşımlar oldu. Bundan önce de dokunulmazlığımın kaldırılması için en başta uğraşan Kudret Özersay’a büyük bir tepki vardı tabanımızdan. UBP tarafından kendisine ciddi bir antipati oluşmuştu. Hükümete gelince yolsuzluklara bakacağına, incir çekirdeğini bile doldurmayacak sebepten, dokunulmazlığımın kaldırılması için öncülük etti. UBP tüm bunlara rağmen, bir şeylerin düzeleceğine olan inancımız ve ülkemiz için yine bunu bir kenara koyarak hareket ettik.

“ÜSTEL’İ ÖZERSAY’A KURBAN VERDİK”

SORU: O dönem sizin içinize sinmiş miydi? Koalisyon kurulurken…

CEVAP: Açıkçası hükümetin kurulması benim içime sinmemişti çünkü bu hükümeti kurarken de Sayın Özersay’ın olmazsa olmazları vardı. Eski genel başkanımız Hüseyin Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılmasına “evet” dememizi bu hükümet protokolüne koymuşlardı. Hatta ben o gün buna “hayır” oyu kullanmak istedim.nOrada kurul kararı alındığı için mecburiyetten “evet” dedim ama severek bir “evet” vermemiştim. Çünkü onun acısını ben çok iyi bilirim, bizzat kendi dokunulmazlığımın da kaldırılması için evet oyu kullanan biri olarak… Bir milletvekili için gendi eski başkanı veya başbakanın dokunulmazlığını bir başka parti için kaldırmak benim vicdanımı rahatsız etmişti. Şımarık çocuklar gibi her iki birde ‘bu olmazsa bozarız’ tehdidiyle yaşıyoruz. Bu durum hem kamuoyunu hem tabanımızı rahatsız eder bir noktaya gelmiştir ve bu özel jet olayında da son noktaya geldik.

Özel jet olayında da tüm hükümet sorumluyken neden sadece UBP zan altında bırakıldı? Kabinedeki bir bakanın hemen kellesinin alınması gerekti? Esas neden parti başkanımızın cumhurbaşkanlığına aday olmasıydı.

Bana göre hem Ünal beye hem UBP’ye hem de tabanına büyük bir siyasi haksızlık yapıldı. Benim bu karara vicdanım el vermedi ve ben bunu başbakana da aktardım. Sadece ben değil parti çoğunluğu ve tüm taban kabul etmedi. Ama ‘hükümet bozulur, Türkiye’ye karşı sorumluluğumuz var’ düşüncesiyle sayın genel başkanımız bunu kabul etmek zorunda kaldı ve Üstel’i Özersay’a kurban verdik. Bu sebepten ötürü de parti içinde ciddi kırgınlıklar oldu. Ama biz büyük bir partiyiz ve bunun da üstesinden geleceğiz.

“DAHA FAZLA TAVİZE İZİN YOK”

SORU: Şimdi imar planında restleşme var… Nereye doğru gidiyor hükümet?

CEVAP: Bana göre restleşmeye gidilmemeli çünkü bulaşıcı hastalık sürecindeyiz. Bana göre halk ve kamu desteği de oluşmamıştır. Ben bu acele nedir diye soruyorum. Yani ısrar etmemek lazım. Biz kesin kararlıyız, bu planı kabul etmeyeceğiz. Bunun en az seçimler sonrasına kadar ertelenmelidir. Bu saatten sonra artık genel başkanımızın Kudret Özersay’a incir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerden ötürü taviz vereceğini sanmıyorum. Tabanın son derece ciddi bir tepkisi var.

“TATAR’IN ADAYLIKTAN ÇEKİLMESİ SÖZ KONUSU DEĞİL”

SORU: Ersin Tatar başkanlık ve cumhurbaşkanlık adaylığını riske mi attı sizce? Adaylıktan çekilmesi söz konusu olabilir mi?

CEVAP: Tatar’ın cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmesi mümkün değildir… Cumhurbaşkanı Mustafa akıncı yara almadı ve siyaset yapıyor. Dünyamız çok kötü bir süreç geçiriliyor ve hükümet de çok kötü bir süreç yaşıyor… Ancak Sayın Akıncı bunun üzerinden siyaset yapmaya çalışıyor ama halk bunun farkındadır. Ekonomik sıkıntılar da meydana geldi ve bunu avantaj olarak kullanmak istedi Akıncı… Hükümet bu süreçte güzel bir başarı elde etti. Bu süreçte biz gece yarısı geç saatlere kadar çalıştık. Bu başarıda halkın da büyük etkisi var. Hal böyleyken olmadık konularla kamuoyu meşgul edildi.

“AKINCI BENİ KÜÇÜK DÜŞÜRDÜ”

SORU: Sizin bir kırgınlığınız var mı?

CEVAP: Benim kırgınlığım yok. Sadece beni Cumhurbaşkanı’nın tavrı kırdı. Benim hakkım yendi. Ben meclise girdim, 3 gün sonra “Hakkında şikâyet var, dokunulmazlığın kaldırılacak” dendi. O şikâyet ben müşavir olduğum zamandan yapılan bir şikayetken, neden o dönemde sorgulanmadım da meclise girince bu bir sorun haline getirildi ben onu anlamış değilim. Bir milletvekilliğinin dokunulmazlığına kadar kaldırıldı.

O dönem bir leke sürülmüştür ve o dönem bunu kamuoyu kabul etmemişti. Sizler de bunu görmüştünüz. Bir şey gösterebilmek adına benim şikayetimi seçtiler. Ama ondan da ileriye gidip, benim dokunulmazlığımı mecliste normal mahkemede yargılanmam olarak geçmesine ve savcının ilk talebi bu olmasına rağmen yine siyasetin kirli ellerinin hukukun içinde olduğu gösterilerek, kıdemli savcı dosyamı alıp, dörtlü hükümete şirin gözükmek adına beni ağır cezalık yaptı. Ağır cezada yargılanmamı talep etmişti. 14 Mart 2020’de ilk duruşmada bu reddedildi ve davalar geri çekildi.

Orada 3 isim olduğu için dosyada alt mahkemede yargılanmam adına dosya ertelendi. Pandemi nedeniyle de bu Eylül’e sarktı. Başbakan gerekli görüşü hukukçulardan alarak beni önermişti.
Akıncı, 1 dava olan dosyayı 37 dava dosyası var diyerek beni küçük düşürecek bir algı yarattı.

“AİLEM ÇOK ÜZÜLDÜ”

SORU: Nasıl hissettiniz peki Akıncı’nın açıklamaları sonrasında?

CEVAP: Alıştık ama ben temiz olduğumu bildiğim için rahattım. Üzülmedim desem yalan olur hatta benden çok ailem üzüldü. Sayın Cumhurbaşkanı’na başka TV kanallarında da sordum. Neden dosyalarının içeriğinden bahsetmedi diye. Biz ne yaptık da aleyhimize dosya var bunu çıkıp açıklamadı. Benim konumla ilgili polis raporum bile varken, insan haklarına aykırı bir şekilde dokunulmazlığım kaldırıldı.

“ÖZGÜRGÜN’DEN BAŞKA KİME HESAP SORULDU?”

SORU: Özgürgün’le ilgili neler söylemek istersiniz?

CEVAP: Onun yaşadıkları da kolay değil. Ona da haksızlık yapıldı. Suç sadece bir kişiye özgü olmamalı. Malını bildirmedi veya haksız yere mal yaptı diye suçlama getirildi adına ama bugün hangisi mal beyan etti veya hesap soruldu? Şu ana dek böyle bir uygulama yokken, ihale Özgürgün’e kaldı.

“HP’NİN EN AZ YÜZDE 50 OY KAYBI VAR”

SORU: Bugün bir erken seçim olsa, sonuç ile ilgili öngörünüz ne olurdu?

CEVAP: Kesinlikle HP geçen seçim gösterdiği başarıyı şu an gösteremez… En az %50 oy kaybı var

Diğer Haberler

Başa dön tuşu