KıbrısManşetSiyasetSporToplum

Cebe sokturan devlet

Ne acıdır ki birincilik kürsüsüne çıkan Doğukan Ulaç haklı sevincini yaşarken ülkesine ait  yani  KKTC bayrağını açıyor. Lakin anında “Organizasyon Komitesi”  üyeleri tarafından uyarılıyor ve bayrağı cebine koyarak ödülünü alıyor

34. Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışında Türkiye adına yarışmaya katılan Kıbrıslı Türk Doğukan Ulaç iki bini aşkın katılımcı arasında 1. oldu.

Öncelikle sevgili Doğukan’ı yürekten kutluyorum bize yaşattığı bu güzel başarı için. Ülke olarak çok zor bir süreçten geçtiğimiz sır değil.

Ve fakat zor koşulların hakim olduğu coğrafyamızda kıt imkanlarla genç arkadaşlarımızın uluslararası yarışmalarda edindikleri başarılar yüzümüzü güldürüyor.

Bu da hepimizi umutlandırıyor.

Zira bu bireysel başarılarla bu topraklarda tutunmaya, var olmaya kök salmaya devam edeceğiz.

Gençlerimizin farklı alanlarda göstermiş oldukları bu başarıları gördükçe toplum olarak geleceğe dair umutlarımız artıyor.

Ve fakat ne acıdır ki birincilik kürsüsüne çıkan Doğukan Ulaç haklı sevincini yaşarken ülkesine ait  yani  KKTC bayrağını açıyor. Lakin anında “Organizasyon Komitesi”  üyeleri tarafından uyarılıyor ve bayrağı cebine koyarak ödülünü alıyor.

Bu ne anlama geliyor?

Aslında Doğukan ödülünü alacağı kürsüde koca bir yalanla yüzleşiyor.

O gün Doğukan’ın cebine saklamak zorunda bırakıldığı KKTC idi.

Ve elbette KKTC’ye dair her ne varsa o küçük cebe sokmak suretiyle ortadan kaybedilmişti..

Peki Doğukan’ın kürsüde Bayrak açması  spora siyaseti karıştırmak mıdır?

Bana göre değil.

Lakin elbette konuya farklı açılardan bakanlar da olacak. Burada elbette gönül isterdi ki Doğukan uluslararası bu organizasyonda  ülkemiz adına yarışsındı.. Fakat bunun böyle bir statüde olmayacağını aklı başında herkes bilir.

Dolayısıyla Kıbrıslı Türkleri uluslararası toplumun bir parçası yapacak gerçekçi politikalara ihtiyacımız vardır.

Farazi geliştirilen ve belli bir kesimin menfaatlerini koruyan gerçekçi olmayan politikalarla Sevgili Doğukan’ın yapmak zorunda kaldığı şeyi yapmaya devam edeceğiz.. Bu konunun bir tarafı..

Diğer tarafı da şu ki; bireysel olarak icra edilen spor kollarında sporcularımızın başarıları hafife alınacak bir durum değil. Bu nedenle ülkeyi yönetenlerin, bu alanda sorumluluk alanların bu gençlere, el uzatmaları elzemdir…

Dolayısıyla Spor – Kültür ve Sanatın bir ülke için yaşamsal öneme haiz etkileri olduğunu özellikle ülkeyi yönetme sorumluluğu alan kişilerin iyice idrak etmesi gerekiyor. Bu dalların ayrı ayrı değerler olarak ele alınması ile birlikte işlevselliğini artırdığından da kimsenin kuşkusu olmasın.  Dolayısıyla toplumsal kültüre katkı yapacak her türlü faaliyetin devlet bütçelerinde gerekli yeri bulması gerekiyor. Bunun genç ve başarılı sporcularımıza, kültürel alanda başarı sağlamış gençlerimize  motivasyon kazandırmak açısından büyük öneme sahip olduğunu sanırım söylemeye gerek yok.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu