EkonomiKıbrısManşetSiyaset

Çıkış yolu ne bilen yok

Vatandaşlar  üst üste gelen zamlardan bunalmıştır. Bir de yeni tarifeden gelen elektrik faturaları ile zaten var olan sıkıntılar geçim derdini içinden çıkılamaz bir hale getirmiştir. Bütün bunlara baktığım zaman gördüğüm o ki, elektrik benzin ve su parası ödemeye adanılan bir hayat dayatılıyor bizlere

Yanlış kurulan düzene doğru sistem kurmak elbette mümkün değil. Yıllarca hiçbir tedbir almadan, “kimin eli kimin cebinde” belli olmayan bir düzen içinde ülkenin en önemli ve stratejik kurumlarından bir tanesini olabilecek en kötü şekilde yönet, kurumun kaynaklarını çarçur et, siyasetin rant kapısı yap, kurumu iflasa sürükle sonra da bütün bunların bedelini halka ödet.

Asgari ücretin 7 bin TL olduğu bir ülkede; elektriğin mart 2022’den itibaren her işyerine her haneye üç katı faturayla girmesi ne demektir?

Nitekim enflasyonun yüzde yetmişin üzerinde olması, TL’nin döviz karşısında değer kaybı ile birlikte Kıbrıs Türk Halkının

Alım gücüne indirilen büyük bir darbe olduğunun farkında olmak ve tedbirler almak  yerine pandemidir, savaştır vb gibi olumsuzlukları ortaya atarak elimizden bir şey gelmez anlayışı içinde olmak kabul edilemez.

Ne diyor bugün Başbakan;

“Öyle bir süreçten geçiyoruz ki ne yapacağımızı şaşırdık. Akaryakıta olan zamlar, dövizdeki oynamalar, ulaşılamayan hammadde sıkıntısı yaşıyoruz.”

Peki ne yapacağız?

Bu süreci nasıl atlatacağız?

Ben kendi adıma hiç şaşırmadım. Neden mi

Demek ki şarkılı türkülü selfili pahalılık mitingleri çare olmaz.  Her şeyden önce kısa vadede dar gelirli ailelerin hayatını kolaylaştırmak gerekiyor. Akabinde devletin temel gıdada fonları belli bir süre askıya alması gerekiyor. Genel olarak insanların temel tüketim maddelerine kolayca ulaşmasını sağlayacak önlemlerdir bunlar. Neden? Çünkü eğer devlet belli fonları bir süreliğine kaldırırsa hayatı da ucuzlatmış olacak. Kaldı ki bugün insanların elektrik, su, akaryakıt, yol harcı, muayene, sürüş ehliyeti vs. gibi vergilere  zam yaparak ekonominin düzelmeyeceğini herkesin idrak etmesi gerekiyor. Özellikle de ülkeyi yönetenlerin. Dolayısıyla kısa, orta ve uzun vadede planlamalar yapılması gerekiyor.

Ve fakat üzülerek görüyoruz ki, hükümetin önceliği bu değil. Zira bunca sorun gözardı edilerek hala daha üst yönetim kadrolarına ve dış temsilciliklere istihdam yapılıyor.

Bu nasıl bir çelişkidir anlamak mümkün değil.. Bugün esnaf kapatma noktasına geldi. Birçok işyeri bu koşullarda üretim yapamaz durumdadır.

Vatandaşlar  üst üste gelen zamlardan bunalmıştır. Bir de yeni tarifeden gelen elektrik faturaları ile zaten var olan sıkıntılar geçim derdini içinden çıkılamaz bir hale getirmiştir. Bütün bunlara baktığım zaman gördüğüm o ki, elektrik benzin ve su parası ödemeye adanılan bir hayat dayatılıyor bizlere. Bu hepimiz için çok büyük bir handikaptır, zira bu yolun sonunda çıkış görünmüyor. Neden görünmüyor?

Sebebi çok açık, halkın her kesimi irili ufaklı bu sorunlarla boğuşurken hükümet edenler atama ve münhalsiz partizan istihdamına hiç ara vermeden devam ediyorlar.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu