GenelKıbrısManşetSağlık

Çocuklarda yalan

Çocuklarda yalan dil ve zeka gelişimlerine bağlı olarak 2-5 yaş aralığında görülebilmektedir. Bu dönemde söylenen yalanlar çocuğun gerçekle hayali birbirinden ayıramamasının sonucu olarak açığa çıkmaktadır. Çocuk yalanın olumsuz sonuçlarından haberdar değildir ve bunun başkalarına zarar verebileceğini de bilmemektedir. Çocuklarda yalan söyleme çoğunlukla sembolik oyun dönemiyle beraber başlar. Bu dönemde çocuk oyunlarına renk katmak için hayal dünyasını kullanır. Hayali arkadaş edinebilir. Nesnelere olduklarından farklı anlam ve roller yükleyebilir. Örneğin bir muz çocuk için oyun içerisinde telefon yerine geçebilir. Pelüş oyuncağı doktora giden bir hasta olabilir. Çocuk bu sembolik olun döneminde -mış gibi yapmayı, taklit etmeyi ve hayal dünyasıyla oyunlarını çeşitlendirmeyi öğrenir. Çocuk oyunlarını daha keyifli hale getirmek için yaptığı bu değişikliklerin diğerleri tarafından da kabul edilmesini ister. Muz onun için telefonsa “hayır o bir muz” demek çocuğun öfkelenmesine veya küsmesine neden olabilir. İşte bu sembolik oyunun görülmeye başladığı dönem 2 yaş dolaylarına denk gelmektedir. Yalan, bir hatayı gizlemek amacıyla bir girişimde bulunmaktır. Bu girişim sözle olabileceği gibi jest, yazı ve susmayla da olabilir. İnsanlar yalancı doğmazlar ama yalan söylemenin öğrenildiği bir gelişim süreci yaşarlar. 5 yaşına kadar çocukların söylemiş olduğu yalandan endişe etmeye gerek yoktur. Gerçeğe sadık kalma çocukta zamanla gelişen bir olgudur. Çocuğa yalan söylememesi konusunda nutuk çekmek veya yalan söylediğini ispat girişiminde bulunmak yanlıştır. Çocuk açıkça yalan söylediği zaman, endişeyle karşılanmamalıdır. Çocuğun yalan söylenmesiyle etkili mücadele için öncelikle yalanın ne tür olduğu bilinmeli, yalandan çok buna neden olan psikolojik faktörler ele alınmalıdır. Küçük çocukların söylediği yalanlar, gerçek yalandan farklıdır, gerçek yalanla yüzeysel benzerliği karıştırılmasına neden olur. Bunun ayrımını yapmadan önce, çocuğa yalancı damgası vurmak yanlış olur. Yalancılık olayı çevresel ilişkilerle birlikte ele alınmalıdır. Öncelikle çocukta yalancılığın gelişmesini kolaylaştıran nedenler bulunması gerekir. Çocuğa yalanı öğrenmesini kolaylaştıran diğer bir yol da taklittir. Yalan söylemeyi taklit yoluyla öğrenen çocuk öncelikle yalanın ona bazı olanak ve avantajlar sağladığını saptar. Aşağılık duygusu, suçluluk duygusu, saldırganlık, kıskançlık, korku, çekingenlik, baskı görme çocuğu yalana itmektedir. Yalanın psikolojik nedenleri ise Çocuğun sevgi ve ilgi ihtiyacının anne-baba tarafından yeterince karşılanamaması, çevresindeki insanların kötü örnek olması, çocuklar arasında kıyaslanma yapılması, çocuğa gücünün üzerinde sorumluluk verilmesi, çocuğun yaptığı hatalar sonucu sert cezalar verilmesi. Yalan söyleme 11 yaşın üzerinde devam ediyorsa uyum ve davranış bozukluğu olarak kabul edilebilir. Burada da öncelikle yalanın sadece anne babaya mı, genel olarak mı söylendiğine dikkat edilmelidir. Anne babanın çocuk yetiştirmedeki yanlışlıkları ve çocuğa verdikleri tepkiler burada ana unsur olabilir. Çocukların anne ve babalarını rol model aldıkları daha önce belirtilmişti. Anne ve babaların çocuklarına ve çevrelerine karşı dürüst olması, yalan söylememesi çocuklarında bu davranışları gözlemleyip yalan söylemesine engel olacaktır. Çocukla birlikte bir yalana ortak olmakta son derece yanlıştır. Örneğin; “dondurma alırımın ama annene sakın söyleme” gibi cümlelerle çocuklar yalana ortak edilmemelidir. Özellikle babaların sık sık yaptığı bu durum çocuklarda yalan alışkanlığının gelişmesine sebep olmaktadır. Çocuğu sordular gibi değil de bir sohbet havasında sorular sormak, çocuğun kendisini sorguda gibi hissetmemesine yardımcı olur. Böylece çocuk anne ve babasıyla iyi bir iletişim kuracağını düşünerek yalan başvurma gereksinimi duymaz. Çocuğun ne sebeple yalan söylediğini gözlemlemek ve çocuğa buna uygun davranmakta oldukça önemlidir

Diğer Haberler

Başa dön tuşu