KıbrısManşetSiyaset

Çok büyük kayıp: Cahit Çulluoğlu

Bir yandan bozuk ve laçka sistem çökerken, öte yandan Cahit Çulluoğlu’nun yitirilmesi; inanın çok ciddi bir meseledir...

Cahit Çulluoğlu…

Berberimiz, ağabeyimiz, amcamız, dayımız, kardeşimiz…

Muhtarımız…

Efsane kalecilerimizden Erol abimizin abisi…

Evlatları, damatları, torunları kardeşimiz…

Bizden biri değil; içimizdeki insan…

Ülkesini, insanlarını, bayraklarını, Türkiye’yi çok seven bir örnek Kıbrıslı…

Evet Kıbrıslı…

-*-*-

Bir yandan bozuk ve laçka sistem çökerken, öte yandan Cahit Çulluoğlu’nun yitirilmesi; inanın çok ciddi bir meseledir…

Çünkü Cahit Çulluoğlu’nun gidişi; “Kıbrıslı, Larnakalı, tertemiz, disiplinli, dürüst, ahlaklı” sıfatların da tükenişidir…

-*-*-

Cahit Çulloğlu’na Allah’tan rahmet; ailesine, Larnakalılara ve Güzelyurtlulara, tüm sevenlerine başsağlığı dilerim…

Çok büyük bir kayıp…

-*-*-

Bir yanda Cahit Çulluoğlu’nun vefat haberi; öte yanda elime geçen Rekabet Kurulu raporu…

Bir yanda Cahit abinin ölümünün dayanılmaz üzüntüsü; öte yanda gazetelerimizde başlıklar…

“Suçlarda patlama var” diyor Diyalog…

Yenidüzen’de manşet: “Gazimağusa Belediyesi’nde tam bir çöküş”…

-*-*-

Ve beri yanda, hamaset, hamaset, hamaset!

Bir yığın insan gerçekten uydurup uydurup demeçler veriyor!

“Anavataaaan, milleeeeet, bayraaaak!”

-*-*-

“Egemen eşit devlet!”…

“Aha Azerbaycan da ha tanıdı ha tanıyacak!”

Yaaaaa!

Salla!

Yallah!

-*-*-

İşimiz hikaye!

-*-*-

Biliyor musunuz; ülkemizdeki üniversitelerden mezun olup da ülkesine dönemeyen onlarca, belki de yüzlerce Afrikalı öğrenci var buralarda!

Dönecek paraları olmayışı bir yana; nasıl dönecekleri konusunda “yol” da yok!

-*-*-

Ya parasız kalıp, mecburen suça yönelecekler; ya ölecekler!

Ya da yarın “öldürecekler!” Allah korusun!

-*-*-

Ne yapmalı bu genç insanlar?

Okulları bitmiş!

Evlerine dönemiyorlar!

Bazı özel acenteler kendilerini resmen soyuyor, TC Büyükelçiliği’nden vize almaları lazım ama pandemiydi, şuydu, buydu derken ülkelerine dönecekleri “vasıta” da yok!

Peki Güney’e mi kaçsınlar?

Çözümü yok mu?

-*-*-

Yok işte!

Çözüm yok!

Nasıl “Egemen eşit ve de bağımsız” bir devletten söz ediyorsunuz Allah aşkına?

-*-*-

Rekabet Kurulu’nun raporu demiştim…

Fare zehri ihalesi ile ilgili bir rapor…

Eğer farelerle mücadele gecikirse, daha çok harnup, daha çok zeytin ağacı gidecek…

Kimsenin, ama kimsenin umurunda değil!

-*-*-

Tıpkı Girne Hastanesi ihalesi gibi!

“Bizim çocuklar, bizimkiler ihaleyi almalı” mantığıyla yapılan ihaleler, iptal edilen ihaleler!

Rekabet Kurulu’nun fare zehri ihalesi ile ilgili 10 sayfalık raporunu okudum, isteyin, eminim size de vermek zorundadırlar ve lütfen ama lütfen okuyun; yok böyle bir rapor!

Bu ülkenin nasıl yönetildiğinin bence apaçık izahatı var o raporda…

Tam bir rezalet!

-*-*-

Lütfen Ersin Tatar da Ersan Saner de okusun…

Ve lütfen, okuduktan sonra, “Karagöz tiyatrosu”na dönen ilk Anavatan gezisinde, oradaki yetkililere de anlatsın…

Desin ki; “… aha 1974’ten sonra Kuzey Kıbrıs coğrafyasında kurduğumuz düzen, böyle bir düzendir!”…

-*-*-

Neyin tanınması?

Neyin tanıtılması?

KKTC’nin mi?

Bu mudur tanıtacağınız?

Bu düzen midir Dünya’ya “bağımsız, eşit, egemen devlet” diye satacağınız?

Geçiniz lütfen!

-*-*-

E – Sağlık için çalışmalar tamamlanmış!

Hangi e – sağlık?

Düşünün ki, aynı aşıdan bahsediyoruz…

Kıbrıs Cumhuriyeti, parasıyla satın aldığı aşıyı bize de vermiş; Güney’de aynı aşıyı Maria hemşire veya Andonis hemşire yaptıysa “tamam”, Kuzey’de Ayşe veya Hasan hemşireler salmışsa “tamam değil!”…

Hangi e – sağlıktır sizin bahsettiğiniz?

-*-*-

Hep hamaset!

Hep propaganda!

Ve hepsi külliyen yalan!

-*-*-

Efendim, “kapalı turizm Eylül sonuna kadar uzatılmış!”…

Yemin ederim şikayetim yok!

Olması gereken de bu zaten!

Herkes, kendi kişisel tedbirini alıp, sağlığına dikkat etmeli!

Ama “devletsen” eğer; bu devletin sağlık kurullarının veya Sağlık Üst Kurulu gibi anayasal kurumlarının aldığı kararları yalama edemezsiniz!

Edecekseniz de, bu kurul ya da kurulların aldığı kararları, patronların baskısıyla bir çırpıda silip atamazsınız!

Siyaset kurumu bunu yaparsa da, o kurullarda oturan “bilim insanı” sıfatlı kişilerin, toptan istifası gerekmez mi?

-*-*-

Amaaaan nelerle uğraşıyoruz?

Oysa bugün 8 Ağustos…

Çok önemli bir tarih…

8 Ağustos 1964’ün yıldönümü…

Şanlı Erenköy Direnişi…

Kıbrıs Türk Toplumu adına, Çanakkale Zaferi’nin muadili…

Amcamın, dayımın da yer aldığı o büyük direnişin ve askerlik yapmanın ne olduğunu bilmeyenler;  bugün orada nutuk sallayacaklar…

Vataaaaan, millllleeeeet, bayraaaaaak!

(Elektriğe zam olacak mı? Birden aklıma bu geldi da!)…

-*-*-

Cahit Çulloğlu’nun ölümü mü?

Ölen sadece Cahit abi değildir; ölen hepimiziz aslında…

Şairin dediği gibi; “birden değil, ağır ağır”…

Nükleer bombaya maruz kalmış gibi…

“Teyze, amca bir imza var, çocuklar öldürülmesin” diye yazmıştı Nazım Hikmet…

İzniyle değiştirelim; “… Teyze, amca bir imza ver, artık Kıbrıs sorunu çözülsün, bu çökmüşlük, kokmuşluk, yalan ve yalancılar düzeni bitsin”…

-*-*-

E – Sağlık sistemi kuruyorlarmış!

Kardeşim, sen önce üniversitenden mezun olan öğrenciyi ülkesine gönder!

İhalelerinde “yalama” olmuş, tümden kokuşmuş sitemleri düzelt!

Girne Hastanesi’ni neden bitiremediğinizin hesabını ver!

Güzelyurt Hastanesi ne oldu, anlat!

Anlat uyuşturucuya, suçlara ne tür çare üreteceksin!

Anlat, elektriğe yüzde 30 zam gelirse, ahali ne yapsın!

Sonra Türkiye’de park açılışına da katılırsın; nutuk da sallarsın!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu