GenelKıbrısManşet

Çok test –çok korku-çok aşı – çok para 

Çok sevgili arkadaşlarım sakın unutmayın bu yazacaklarımı bir yere not edin ve asla unutmayın ben bunu bir eczacı yani ilacı en iyi bilen kişi olarak yazıyorum

Bu Corona hakkında yeniden yazı yazmayacağım dedim ama olacak gibi değil, aldı başını bir korku, bir panikleme gider de gider. Bu iş nereye varacak biliyor musunuz? Binlerce insanımızın psikolojisi bozulacak ki bozuldu da zaten. Ama daha kötüsü var; Çocuklarımız, maalesef öyle şeyler görüyor, duyuyorlar ki onların sosyal olması, birbirleri ile oynayabilmesi gerekirken, en önemli yaşlarında maskeli olarak kendi nefesini soluyarak ders yapacak yani ciğerlerine temiz oksijen girmeden derslere girecek. Dışarıda maskeli koşması oyun oynaması acaba ne kadar sağlıklı ve acaba onları nasıl etkiliyor? Hiç düşündünüz mü? Düşünün okula giden bir çocuğun ateşine bakılıp 37.1 ise veya burnu akıyorsa hemen eve gönderilecek, yani sen hastasın denilecek, düşünün artık bu çocuğun psikolojisini! Her burnu akan, öksüren, ateşi çıkan çocuklar acaba corona mı oldum diyecek. Bu ne kadar korkunç bir durum çocuklar için…

Neyse gelelim biz KKTC’ye; neler oldu neler, yıkılıyor ortalık, Facebook patladı resmen. Bir taraftan doktorlar haykırıyor, bir taraftan muhalefet ‘hükümet istifa’ diyor sanki onlar gelse bir şey değişecek, bir taraftan hükümet ne yaptığını bilmiyor çünkü Facebook’ta yazılanlara göre hareket ediyor. Bir taraftan halk aldı eline klavyeyi yazar da yazar ama kaç kişi araştırıp, okuyup yazar bilemem.

Soruyorum bazen nerden duydun bunu diye, bana cevap ‘işte bir profesör söyledi TV’de.’ Sevgili arkadaşlarım kaçırdığınız bir şeyler var bu paniklemeniz ve korkunuz hep ondandır. Kaçırdığınız şeyleri ben size biraz açıklayım; Birçoğumuz bize sunulanı görüyor ve ona inanıyor. Haklılar da, baksanıza günün 24 saati bu kadar vaka var, bu kadar insan öldü, virüs çok yayılmaya başladı, virüs gençlere de bulaşmaya başladı… Gider de gider. Aslında size sunulana değil size sunulmayana bakacaksınız, onu arayacaksınız. Araştırıp okursanız zaten her şeyi çok daha iyi göreceksiniz.

Covid-19’dan ölen toplam kişi sayısı dünyada şuan 900 bin kişiye yaklaştı ki bunların çoğu zaten ilaçların yan etkilerinden ve başka sebeplerden ölmüştür. Kimse aksini söyleyemez çünkü bunları DSÖ’ne karşı gelen, gerçekleri söyleyen DSÖ’den para almayan bilim adamları ve doktorlar söylüyor…

Çok sevgili arkadaşlarım hepinize bir şey sorayım. Sahi ya kanser ne oldu acaba bitti mi? Yok mu artık bu hastalık, kanserden kimse ölmüyor mu acaba, vallahi hiç konuşan yok ama 2019 yılında dünyada tam 18.9 milyon insan kansere yakalandı ve bunların 9,3 milyonu öldü. Acaba son zamanlarda benim yaşadığım bölge olan Çatalköy’de kaç kişi kanser oldu ve kaç kişi hayatını kaybetti. Şuan KKTC’de kanser vakalarındaki artış nedir, sebebi nedir araştıran var mı? Bunları artık konuşan yok çünkü tüm dünyayı uyuttular ve hala daha da uyutmaya devam ediyorlar. Uyanın artık açın gözlerinizi ve Covid-19 nedir bir iyice kendiniz araştırın. Bu pandemiyi yaratan Dünya Sağlık Örgütü iki gün önce ne açıklama yaptı okudunuz mu? Bakın ne diyor bu Bill Gates’in ve onun üstündekilerin sahibi olduğu satılmış Dünya Sağlık Örgütü ‘’DÜNYANIN BİR SONRAKİ SALGIN İÇİN DAHA İYİ HAZIRLANMASI GEREKİR’’… Siz bu açıklamadan ne anladınız ne çıkardınız bilemeyeceğim ama benim kişisel olarak anladığım, bu DSÖ diyor ki bu aperatif olarak sizlere sunduğum virüs salgını aslında bitmiştir. İstenilen hedeflere pek ulaşamadık ama gördük ki gerçekten insanoğlunu panikletip, korkutup istediğimizi yapabiliriz ve diyor ki bir salgın daha gelecek çünkü daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi dijital dünyaya geçiş, robotlaşma ve yapay zekalara gidiş böyle olacak… Yani diyorum ki yakın bir gelecekte belki beş on yıl içinde daha farklı bir virüsle karşılaşacağımız kesindir… Ama bu kez gelecek olan virüs aperatif değil ana yemek olacaktır…

Çok sevgili arkadaşlarım sakın unutmayın bu yazacaklarımı bir yere not edin ve asla unutmayın ben bunu bir eczacı yani ilacı en iyi bilen kişi olarak yazıyorum; İlaç şirketleri için, tedavi edilmiş her hasta kaybedilmiş bir müşteridir demektir. Çoğu ilaç şirketinin temel felsefesi; ’Öldürmeyin ama sakın iyileştirmeyin’ şeklindedir… Kanser, şeker, kalp, tansiyon hastalıkları ilaç şirketleri için altın yumurtlayan tavuklardır, onun için ilaç şirketleri kansere tedavi falan aramıyor, sadece insanları kanserli bir şekilde daha uzun süre yaşatıp sömürmeyi hedefliyorlar.

Şimdi gelelim Covid 19 virüsüne. Evet, bu virüs var ama bu virüs öyle çok da korkulacak bir virüs değildir. Ben buna hep böyle inandım, kendi araştırmalarım ve gözlemlerim bana bunu söylüyor… Şimdi bir kere bu virüsten kaçış yok arkadaşlar, herkes panik falan yapıyor ya, her yer kapansın deniliyor ya, hatta dünyaya kapılarımızı 3 ay kapatalım deniyor ya ben de ki değil 3 ay isterseniz 10 yıl kapanın virüs ölmeyecek ve hiçbir zaman kaybolmayacak. Virüsler ne ölüdür ne de canlıdır. Virüsler sadece bir konağın üstünde yaşarlar ve o konağı tanıyana kadar ve konak da ona karşı antikor oluşana kadar yani birbirlerini tanıyana kadar aralarında savaş olur ve bağışıklığı düşük olan, kronik hastalığı olan konaklar maalesef ki bu savaşı kaybederler ancak zaman geçtikçe bu virüsler MUTASYONA uğrarlar yani yaşadığı konağı öldürmeden yaşamayı öğrenirler ama mutasyon sonucunda şimdi olduğu gibi öldürme gücünü kaybederken bulaştırıcılığı özelliğini kazanırlar… Evet, elbet bir gün hepimiz bu virüsle tanışacağız ve belki de tanışmışızdır… Göreceksiniz ki önümüzdeki beş altı ay içerisinde grip virüsü gibi bu covid-19 virüsü ile de yaşamayı öğreneceğiz ve emin olunuz ki bu kesin…

Bu virüs ilk çıktığı zaman yapılan karantinalar ve tedbirler hep yayılma hızını yavaşlatıp ,sağlık sektörünün çökmemesini engellemek içindi aslında, tüm devletler bunu çok özenle ve ciddiyetle yaptı, pandemi hastanelerini yaptı, doktorlarını, hemşirelerini çoğalttı ve her türlü tedbiri aldı. Peki bizimkiler ne yaptı, tam 3 ay bizi evlere kapattılar da ne oldu sıfır elde var sıfır, yani bu kadar beceriksiz kişiler nasıl oldu da ayni hükümette buluşabildiler nasıl başardılar bu işi anlamadım doğrusu…

Evet arkadaşlarım COVİD 19 , dünya nüfusunu kontrol etmek ve bu büyük nüfusu azaltmak ,digital dünyaya geçmek ,yapay zekalara hazırlık için yapılan büyük planın ilk parçasıdır .Zaten DSÖ tarafından satın alınmayan bilim insanları ve bazı doktorlar COVİD  19 ‘un açılımını bile yaptılar ‘’ C ertificate Of  I dentification of  V accination with artificial  Intelligence ‘’yani YAPAY ZEKA ile AŞI KİMLİK BELGESİ anlamına gelir 19 ise bu hastalığın yaydıkları 2019 yılını işaret ediyor.

Herkese test yapıyorlar, amaç aslında virüsü taşıyanı bulmak değil, amaç ne kadar çok vaka çıkarırsak o kadar çok panik ve korku yaratırızdır. Ama gerçeği gören araştıran bilim insanlarının söyledikleri bu testlerin güvenli olmadığıdır, hatta bu testleri üreten firmalar bile ne diyor ‘’HİÇBİR TEST SARS COVİD -2 virüsünü tespit etme hassasiyetine sahip değildir…’’

Şunu hiçbir zaman unutmayın covid 19 virüsüne sahip olmanız sizin hasta olduğunuz anlamına gelmez. Bakın şimdi 2. dalga derler ya çok kötü geldi en kötüsü şimdi oldu diyor ya DSÖ, uyanın ne yaptıklarını görün artık DSÖ virüsün mutasyona uğradığını bal gibi de biliyor, artık virüs çok çabuk ve hızlı bulaşıyor ama öldürme gücü zayıflamış, bunu çok iyi bilen DSÖ diyor ki test sayılarını arttırın çok test yapın, çok test demek çok pozitif vaka demek çok pozitif vaka çok korku ve panik demek bu da çıkacak olan aşıya talebi maksimuma çıkaracak demektir.

Yani sonuç olarak arkadaşlarım; NE KADAR TEST O KADAR ÇOK KORKU,NE KADAR ÇOK KORKU O KADAR ÇOK ÇİPLİ AŞI ve NE KADAR ÇOK AŞI O KADAR ÇOK PARA DEMEK… Eeeeeee gördünüz mü nereye vardık !!!!!  TEST-KORKU-AŞI –PARA

Diğer Haberler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu