Güney KıbrısKıbrısManşetSiyaset

Çoktan olması gerekirdi

Velhasıl bu sakat anlayış pandemiyi her iki halkın da önüne koyarak kendilerine yarattıkları gerekçe ile  464 gün amaçlarına hizmet ettiler

Ülkemizde, salgın nedeniyle bir yıldan fazladır geçişlere  kapalı olan kapılar açıldı.

Bu açılım ile birlikte serbest dolaşım da koşullara bağlı olarak mümkün hale geldi.

Bu durum halklar arasında var olan  teması yeniden etkin hale getirecek.

Bu anlamda ortak paydalarda karşılıklı güvenin tesisi sağlanacak. Bu aynı zamanda her iki tarafa da sosyo-ekonomik anlamda olumlu etki edecek..

Dile bile kolay değil 464 gün.

464 gün güzel ülkemin Güneyinden, Kuzeyine, Kuzeyinden, Güneyine pandemi gerekçesi ile geçilemiyordu..

Bu elbette her iki taraftaki siyasi idarenin

işine gelen bir durumdu.

Ve maalesef bu gerekçelerle bu durumu sonuna kadar kullanmayı denediler.

Lakin 464 gün sonra halkların talepleri doğrultusunda BM’nin etkin baskısıyla geçişler koşullara bağlı olarak serbest bırakıldı.

Oysa pandemi süresinin başlangıcından bu yana bunun böyle olması gerekmezdi.

Bu anlamda her türlü işbirliğini hayata geçirmek mümkündü. Nitekim tüm Dünya pandemi mücadelesinde birlikte hareket etti.

Biz ise 9.251 km yüzölçümüne sahip bir coğrafya üzerinde böylesi evrensel bir hadisede dahi ortak bir mücadele veremedik.

Bu utanç vericiydi!

Bugün bu utancın en büyük kısmı da her iki ülkenin yönetiminde bulunan siyasi anlayışa aittir ve elbette bunu da tarihe not düştük.

Velhasıl bu sakat anlayış pandemiyi her iki halkın da önüne koyarak kendilerine yarattıkları gerekçe ile  464 gün amaçlarına hizmet ettiler.

Lakin her şeyin olduğu gibi bunun da bir sonu vardı. O son geldi ve geçişler yeniden başladı.

Bu süreçte kapıların kapanmasında etkin rol alanların, hatta kapıların açılmaması için büyük uğraş verenlerin 464 gün sonra yollara kırmızı halı sererek merasim düzenlemeleri de ayrı bir ironi olarak hafızalarımıza kazındı.

Açıkçası ben o görüntüleri görünce,yani kırmızı halı yere serilmiş Sayın Tatar’da başında duruyor falan,sandım ki bu bir şakadır.

Fakat şaka değildi..

Görüntü tam bir fiyaskoydu.

Sayın Tatar da çok komik duruyordu.

Halk diliyle bu “maskaralık” olarak ifade ediliyor.

Lakin olsun aklın yolu bir.

Nihayetinde kapılar açıldı.

Geçişler başladı.

Her iki tarafta da bir coşku seli vardı.

Davullar çalındı, birlikte şarkılar söylendi.

Adanın insanları koşullara bağlı olsa da yeniden kucaklaştı.

Fena mı oldu?

Elbette hayır..

Bu insanlık ayıbı bir nebze de olsa ortadan kalktı.

En azından adanın bir yarısından öbür yarısına dileyen,isteyen Kıbrıslılar 464 gün sonra geçiş yapabilecekler.

Lakin yeterli mi?

Elbette hayır.

Bu açılıma bunca zamandır takoz koyanlar

geç de olsa bu vakitten sonra hiçbir kuvvetin aynı coğrafya üzerinde sabaha uyanan insanları birbirinden ayırmanın mümkün olmayacağını gördüler.

Ha bunu idrak ettiler mi?

Sanmıyorum..

Lakin şu çok net ki Kıbrıs’ta arzulanan çözümü getirecek olanlar adanın her iki yanında etkin olan siyasi otoriteler değildir.

Bunu hepimiz çok çok iyi biliyoruz.

Dolayısıyla eğer bu çözüm gelecekse bunu sağlayacak olan halklardır.

Dünya’nın neresinde olursanız olun.

Aklın yolu her yerde birdir.

Haliyle bu bizim küçük adamız için de böyledir..

Akıl yolu Kıbrıs’ta herkesin kazanacağı  bir çözümü göstermektedir.

Ha bu çözüm nasıl olacak? Ne şekilde olacak?

Elbette buna hep birlikte karar vereceğiz.

Ama şunu da bileceğiz ki, mevcut durumun devamını sağlayacak, ve bizi daha da kötüye götürecek hiçbir yöntem,hiçbir formülün kazananı biz Kıbrıslı Türkler olmayacağız..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu