DünyaGenelManşet

Çölleşme nedeniyle 2045 yılına kadar yaklaşık 135 milyon insan evinden olabilir

Dünya genelinde yılda 6-8 milyar dolar zarara neden olan kuraklığın, insanlık için en maliyetli doğal afet olduğu tahmin ediliyor. 1900 yılından bu yana kuraklık nedeniyle 11 milyondan fazla insan hayatını kaybetti.

Dünya genelinde yılda 6-8 milyar dolar zarara neden olan kuraklığın, insanlık için en maliyetli doğal afet olduğu tahmin ediliyor. 1900 yılından bu yana kuraklık nedeniyle 11 milyondan fazla insan hayatını kaybetti.

Dünya genelinde her yıl yaklaşık 12 milyon hektar arazi kuraklık ve çölleşme nedeniyle kaybedilirken 2045 yılına kadar 135 milyon insanın çölleşme nedeniyle evini terk etmek zorunda kalabileceği belirtiliyor.

Çölleşme tehdidinin yol açtığı sorunlar ve buna karşı yürütülen mücadeleye dikkati çekmek için 1994’ten bu yana her 17 Haziran, Birleşmiş Milletler kararıyla “Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü” olarak kutlanıyor.

AA muhabiri, uluslararası örgütlerin çalışmalarından kuraklık, çölleşme ve arazi bozunumuna ilişkin verilerini derledi.

Dünya Meteoroloji Örgütünün (WMO) verilerine göre, 1900 yılından bu yana kuraklık nedeniyle 11 milyondan fazla insan hayatını kaybetti, 2 milyar insan kuraklıktan etkilendi.

Dünya genelinde yılda 6-8 milyar dolar zarar edilmesine neden olan kuraklığın, insanlık için en maliyetli doğal afet olduğu tahmin ediliyor.

Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi’nin (UNCCD) verilerine göre ise tüm karasal ekosistemlerin yüzde 84’ü, kuraklıkla bağlantılı orman yangınları tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor.

İklim değişikliğinin, özellikle hızlı nüfus artışının olduğu ve gıda güvenliği ile ilgili zorluklar yaşayan dünyanın bazı bölgelerinde kuraklık riskini artırması bekleniyor.

Kuraklık ve çölleşme ulusal güvenlik sorunu olarak tanımlanıyor
Ülkelerin yüzde 70’inden fazlası, kuraklık ve arazi bozunumu gibi iklim değişikliği etkilerini ulusal güvenlik sorunu olarak tanımlıyor.

Çölleşme nedeniyle 2045 yılına kadar 135 milyon insanın evini terk etmek zorunda kalabileceği öngörülüyor. Dünya Bankasına göre ise kuraklık, su kıtlığı, azalan mahsul verimliliği, deniz seviyesinin yükselmesi ve aşırı nüfus yoğunluğu gibi etmenler nedeniyle 2050 yılına kadar yaklaşık 216 milyon insan göç etmek zorunda kalabilir.

Kuraklıktan etkilenen bitkiler son 40 yılda yüzde olarak iki kattan fazla artarken her yıl yaklaşık 12 milyon hektar arazi kuraklık ve çölleşme nedeniyle kaybediliyor.

Bugün 3,6 milyar insanın hayatını sürdürdüğü, her yıl en az bir ay su kıtlığı yaşanan bölgelerde, 2050’ye gelindiğinde 4,8 ila 5,7 milyar insanın yaşayacağı tahmin ediliyor.

Dünyada son 20 yılda 134 kuraklığın 70’i Afrika’da yaşandı
2050 yılına kadar dünya nüfusunun dörtte üçünden fazlasını etkilemesi tahmin edilen kuraklıkların son 100 yılda yüzde 44’ü Afrika’da yaşandı.

Dünyada son yirmi yılda meydana gelen 134 kuraklığın 70’i de Afrika’da oldu.

Afrika topraklarının üçte ikisinin halihazırda bir dereceye kadar bozulmuş olduğu ve arazi bozunumunun en az 485 milyon insanı etkilediği tahmin ediliyor.

Latin Amerika’da ise 2050’de tarım arazilerinin yüzde 50’sinin çölleşmeye maruz kalması bekleniyor.

Avrupa’da son 10 yılda yaşanan 45 kuraklığın maliyeti ise 27 milyar doları aşıyor.

Kuraklık ve çölleşmeyle mücadele mümkün
Küresel Su Ortaklığı (GWP) ile WMO’nun ortak girişimi olan Entegre Kuraklık Yönetimi Programı (IDMP) kuraklık ve çölleşmeyle mücadelede 3 madde üzerine yoğunlaşıyor.

IDMP, İzleme ve Erken Uyarı Sistemleri ile yağış, sıcaklık, toprak nemi, bitki örtüsü gibi kuraklık göstergelerinin izlenmesinin kritik öneme sahip olduğuna dikkati çekiyor.

Hassasiyet ve Etki Değerlendirmesi ile toplumun kuraklık tehlikelerine karşı duyarlılığını artırmak ve söz konusu tehditlere karşı sosyal bilinci geliştirmeyi hedefleyen IDMP, kuraklık ve çölleşmenin getirdiği risklere karşı ortak paydada buluşmanın mücadeleyi kolaylaştırmasını öngörüyor.

IDMP, Hafifletme ve Müdahale başlığı altında ise kuraklık ve çölleşmenin olumsuz etkilerini sınırlamak için gerekli olan barajlar, mühendislik projeleri gibi yapısal, kamuoyu farkındalığı, yasal çerçeve gibi yapısal olmayan önlemler almayı planlıyor. Müdahaleyle ise söz konusu tehlikelerden etkilenen toplumun temel ihtiyaçlarını karşılayarak kuraklık sırasında mağdurlara yardım sağlamak hedefleniyor.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu