Meclis’i terk edersek meydanı boş bulurlar her istediklerini yaparlar
dediler koltukları bırakıp halkın yanına gelmediler. Peki ne
oldu? UBP,DP,YDP koalisyon iktidarı her istediğini muhalefetin
gözlerinin içine baka baka yaptı. Meclis’te kalıp ahkam kesmeyi marifet
sayan başta ana muhalefet ve yarımın yarısı muhalefet seyretmeye
devam etti, hatta bununla da kalmayıp demokratik teamülleri ve etik
değerleri yerle bir ederek kurulan bu iktidara meşruiyet kazandırdılar
ve kazandırmaya devam ediyorlar. Hesapları ne peki? Genel Başkan
Tufan Erhürman Cumhurbaşkanı seçilecek, CTP’de tek başına iktidara
gelecek. Ya gerisi? Umurlarında değil. Son zamanlarda yaşananlara
bakın. Ülkeyi yönetenlerin yarattığı kaotik ortamdan beslenen bazı
çevrelerin sahtekarlıkları tek tek ortaya çıkıyor. Hileli yolla haksız
kazanç elde etmek suretiyle diploma vermek ve yine hileli yolla hak
etmeden, gerekli prosedüre uygun olmadan bu diplomaları tedarik
etmek, rüşvet sahtekarlık gibi ahlaki değerleri hiç eden bir süreç
yaşanıyor. Tabir yerindeyse ülkenin altı üstüne geldi. Ve fakat gel
gelelim bu süreçte ana muhalefet görevi üstlenen CTP cılız bir ses tonu
ile arada bir ahkam kesse de olan bitene kayıtsız kalıyor. Hatta ortada
yoklar desek yanlış olmaz. Gün yüzüne çıkarılan hadiselerde de CTP
kayıp. Marifet hiçbir olumlu etkisini görmediğimiz Meclis kürsüsünde
boş koltuklara bakarak atılan nutuklarda değil elbette.. Ki kabak
doğrama diyorum ben o güzel güzel cümleler kurup yapılan hitaplara.
Cumhuriyet tarihinin en büyük kaosunun yaşandığı bir süreç içindeyiz.
Eski bakanlardan, şimdiki milletvekillerine, bürokratlara ,akademisyenlere
ve hatta polis müdürlerine kadar uzanan sahte diploma ,rüşvet
olaylarına ana muhalefetin bu tavrı kabul edilebilir olmadığı gibi iktidarın
yaptığı bütün yanlışlara da motivasyon sağlamaktadır.. Tabiatıyla
CTP'nin bu süreci suya sabuna dokunmadan geçirmek istediğini
anlıyoruz. Bu çok yanlış ve CTP gibi bir partiye de sebep ne olursa
olsun hiç ama hiç yakışmıyor bu yaklaşım.
