10 kişiye istisnai vatandaşlık verildi.
3 Ağustos tarihli Resmi Gazete’deki bu karar yayınlandı. Yurttaşlığa alınanların tek tek gerekçeleri de sıralandı, bu gerekçelerin bazılarında ‘KKTC’yi vatanı olarak benimsediği, iyi ahlak sahibi olduğu’ ifadeleri de yer aldı.
Böyle bir saçmalık gelişi güzel anlayış olabilir mi?
Elbette hayır.
Çok açık ki Kıbrıs’ın kuzey yarısında 1974 sonrası izlenen nüfus politikası şimdilerde çok daha yoğun ve kararlı şekilde hız kazandı.
Öyle anlaşılıyor ki Kıbrıslı Türklerin demografik yapısının değiştirilmesi ve nüfusunun azınlığına düşürülmesi hedeflenmiş.
Merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile başlayan süreçte “ giden Türk gelen Türk” politikasının bir sonucu olarak bugün içinden çıkılamaz biri şekle dönüştü bu mevzu.
Ve kesinlikle yeniden düzenlenmesi gerekiyor..
Her gün keyfi bir uygulama ile kılıfına uydurularak onlarca yeni vatandaşlık verildiği sır değil. Bu durumu daha iyi anlayabilmek için lütfen usanmayın zaman ayırın ve İçişleri Bakanlığına 10 dakikalığına uğrayın, kendi gözlerinizle görün.
Dolayısıyla bu bir varsayım değil.
Adeta vatandaş ithal ediyorlar.
Lakin belli ki şimdi bu da yetmiyor, bir yerlerden daha hatırlı torpilli olanlara da “istisnai vatandaşlık” veriliyor.
Üstelik uyduruk gerekçelerle..
Peki istisnai vatandaşlık hangi durumlarda veriliyor?
Ülkeye sanayi, otel, yüksek öğretim kurumu gibi tesisleri getiren,kazandıran veya bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen ve ilgili bakanlıklarca haklarında gerekçeli teklifte bulunulan kişiler istisnai vatandaşlık alma hakkına sahip olabiliyorlar.
Lakin görüyoruz ki bizim ülkemizde kriterler kılıfına uydurularak yapılıyor.
Bu doğru bir uygulama olmamakla birlikte birçok anlamda Kıbrıslı Türklerin geleceğini tehlikeye atmaktadır .
Bugün ülkede asgari ücret yerlerde sürünüyor; özel sektör emekçileri işsizlikten kırılıyor; geçim sıkıntısı artarak devam ediyor, insanlar ya göç ediyor, ya da göç edecek ülke arıyor, marketlerde iki çanta alışveriş asgari ücretin neredeyse dörtte birlik kısmını tutuyor; senin ülkende kayıt parası ödeyemeyen veliler çocuklarını okula nasıl yazdıracaklarını düşünüyor; senin ülkende eylülde okulların açılıp açılmayacağı bile belli değil; senin ülkende sağlık, ulaşım, barınma sadece parası olan için var; senin ülkende denize bile parasız girilemiyor,
senin ülkende enerji kaynakların sınırlı iken sen bugün oldu hala nüfusunu bilmiyorsun.
Fakat bütün bunlara rağmen yüzlerce vatandaş yapmaya devam ediyorsun, bunda bir sakınca görmüyorsun. Niye?
Çünkü aldığınız talimat bu yönde.
“Daha çok vatandaş yapın”
İyi güzel de, elektrik üretimin yetmiyor, su kaynakların yetmiyor, alt yapın bu kadar yoğun nüfusa göre yeterli değil, yolların sıkıntılı, sağlıkta, eğitimde kapasiten buna yetmiyor..
Fakat siyaset bu durumdan rahatsız görünmüyor.
Vatandaş ithal edenler yeni oy kaynakları yaratmanın mutluluğu içindeyken, onlara sözde muhalefet edenler de nasılsa bu oylardan bize de gelir beklentisi içinde tüm olup bitenleri seyrediyor.
