Daha fazla beklemeyin
İşsizlik artmış, kepenk kapatanlar çoğalmış, çek yasaklıları rekor seviyeye ulaşmış, insanlar kredi borçlarını ödeyemez duruma gelmiş, mahkemelerin önünde yığılmalar başlamış, alacak verecek ilişkileri sonucunda dava üstüne dava görülmeye başlanmıştır. Peki sonuç? Mazbatalar korkunç boyutlara ulaşmış ve içinden çıkılmaz bir duruma gelmiştir
Bu fotoğraf içinde partili, partisiz, kim hangi düşünceye sahip olursa olsun hiç fark etmeksizin birbirimize kenetlenmek zorundayız.
KKTC Ekonomisindeki çıkmaz her geçen gün derinleşmekte ve çok vahim bir hale gelmektedir. Burada istisnasız devletin tüm kurumlarına büyük görevler düşüyor.
Ve elbette işbirliği..
Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenlerin siyasi bir kararla, dövizin sıra dışı seviyede yükselmesini göze alarak faizleri düşürmesi ile birlikte Murat edilenin yerli üretimi güçlendirmek, iç ve dış yatırımları çoğaltmak ise bu noktada
yatırımcıyı cesaretlendirecek ve güvende hissettirecek önlemlerin de fiiliyatta somut göstergelerle hayata geçirilmesi lazım.
Bununla birlikte ihracat potansiyelini artırarak sıcak parayı içerde tutmaksa bunun içinde siyasetin istikrarlığı nezdinde demokratik ve evrensel değerlere olan yaklaşımın uluslararası hukuk nezdinde itibar görmesini sağlamak gerekiyor.
Bugün dış dünyada enflasyon artışına paralel olarak faizler arttırılırken, Türkiye’de ise enflasyon artışına inat faiz indirimi yapılarak, Türk Lirası daha da değersiz kılınmakta. Bunun bugün ortaya çıkardığı sorunlarla hep birlikte cebelleşiyoruz.
Umarım ve dilerim ki Türkiye bütün bunları bir araya getirir ve en erken süre içinde ekonomik sıkıntıları geride bırakır.
Peki Kuzey Kıbrıs’ta KKTC Devleti olarak biz ne yapıyoruz ?
Öyle ya bütçe sürekli açık veriyor ve bu açık büyüyor..
Malum gün geçmiyor ki TL değer kaybetmesin. İşte bu kayıpla oluşan olumsuzluklar Kuzey Kıbrıs’ta esnafı, üreticiyi , sanayiciyi geri dönülmez zararların eşiğine getirmiştir. Bundan mütevellit birçok işletme kapısına kilit vurma noktasına gelmiştir.
İşsizlik artmış, kepenk kapatanlar çoğalmış, çek yasaklıları rekor seviyeye ulaşmış, insanlar kredi borçlarını ödeyemez duruma gelmiş, mahkemelerin önünde yığılmalar başlamış, alacak verecek ilişkileri sonucunda dava üstüne dava görülmeye başlanmıştır. Peki sonuç? Mazbatalar korkunç boyutlara ulaşmış ve içinden çıkılmaz bir duruma gelmiştir.
Halk fakirleşmiş; hayat standartlarını düşürmüştür.
Hal böyleyken;
KKTC Hükümeti zaman kaybetmeden TC hükümetinden TL’nin değer kaybının farkını talep etmeli ve bu farkı ülkemizdeki İşletmelere “Hibe” olarak kaynak yaratmalıdır.
Öte yandan dar gelirli insanları rahatlatacak önlemleri değerlendirmeli, ödeme güçlüğüne giren insanlara yönelik açılımlar yapmalıdır.
Bunun yanında yatırım ve krediye ulaşımı kolaylaştırmak adına özelde istihdamın korunmasını sağlayan tedbirler almalıdır.
Ülkemizin gerçeklerine dayalı politikalar geliştirerek hiç vakit kaybetmeden bunları hayata geçirmeyi istisnasız sağlamalıdır.
Aklın yolu her zaman üzerine vurgu yaparak belirttiğim gibi üretimin desteklenmesi, dışa bağımlılığın en aza indirilmesi ve yerli üretime dayalı İhracattır.