KıbrısManşetSporYaşam

Dedi’kodu

Her haltı yeriz ama konuşulmasın da isteriz! Neyse, sürekli değişen ve de dönüşen bir ’çevredeki yüksek performanslı bir’takım lideri hem doğrudan, hem de bi’adım geriden rüzgâra yelken açandır

Kimisi süreççidir, kimisi sonuççu! Süreççiler, vatandaşları tarafından katlettirilen dönemin Libya lideri rahmetli Kaddafi’nin de dediği gibi; “Kûlliyen talimat, harfiyen icraat ve mafiş icraat” modunda ve başı kesik bir hindi gibi ha’bire “Gabaramaz alina” edâsında ortalık yerde dolaşır. Bu tiplere sonuç’la ilgili bir sûal sorduğunuzda ya havaya bakar, ya da yere! Sonuççularda durum ne? Onlar içinde hedefe ulaşmada her yol mübahtır. Onlar için süreç hiç de önemli değildir. Sürer durumdan bir sonuç almak isterler. Bu tiplerde sonuç kısmı somuttur ve de ölçülebilir! Sonuçta ‘sonuç almak’ esastır.

İşte, bu satırların da yazarı kıyısından, köşesinden sonuççu geçinenlerdendir. İster sonuççu, ister süreççi, isterseniz gabakçı olun tüm evrelerin başlangıç noktasında illâ ki de öncü fonksiyonlu bir lider etkindir. Lider n’apar? Lider bu yolda bilgi ve becerilerinin tümünü kullanır. E lider kimin eliyle güçlüdür? Tabiî ki de teşkilatının gücü kadar güçlüdür. Teşkilat kimlerden oluşur? Tabiî ki de çiğ süt emmiş insanlardan oluşur. Bu insanoğlu suistimale açık mı?

Evet! E teşkilat içi dedikodu yaparlar mı? E Orhan Veli demişti ya; “Kim söylemiş beni Süheylâ’ya vurulmuşum diye? Kim görmüş, ama kim? Elen’’yi öptüğümü. Yüksek Kaldırım’da güpegündüz, Melâhat’i almışım da sonra, Alemdar’a gitmişim öyle mi? Onu sonra anlatırım fakat. Kimin bacağını sıkmışım tramvayda? Güya bir de Galata’ya dadanmışız. Kafaları çekip çekip orada alıyormuşuz soluğu. Geç bunları, anam babam, geç; Geç bunları bir kalem; Bilirim ben yaptığımı. Ya o Muallâ’yı sandala atıp, ‘Ruhumda hicranın’ı söyletme hikâyesi?” diye “Dedikodu”yu bağlamıştı ya şair, işte aynen bu hesap.

Her haltı yeriz ama konuşulmasın da isteriz! Neyse, sürekli değişen ve de dönüşen bir ’çevredeki yüksek performanslı bir’takım lideri hem doğrudan, hem de bi’adım geriden rüzgâra yelken açandır. Sporda da yüksek performanslı liderler, yüksek performanslı takımlar yaratır. Liderler göreve odaklanmak zorundadır. Günümüz sporu artık doğası gereği savaştır. Liderler başarıda kesinlikle müttefiklere ihtiyaç duyarlar. Ve bu yolda çevredeki tüm etkenleri dikkate alıp kazanmaya çalışır. Bunun yanında lider kendi yanında güçlü bir liderlik ekibi yaratır.

E bu ekibin felsefesi nedir? Tabiî ki de “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz” felsefesi olmalıdır. Bu süreçte lider başarı için gerekli ortamı oluşturur. E bu çevrede ne’halt var? Stratejiye bağlı para, insan kaynağı ve de teknoloji var. E en önemlisi? Tabiî ki de insan ve onun memnuniyeti! Yüksek performanslı bir takım yaratmak isterseniz ön cephede savaşan bir takım yaratın. Gözü kara olsun. Bu bağlamda; ‘Kollektif inanç, ortaklık, mükemmellik, motivasyon, odaklanma, bağlılık, netlik ve baskıyı yönetme’ gibi kriterler son derece önemli. Aksi mi? Salt dedi’kodu. Nokta.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu