“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İhracat Genelgesinde yapılan değişiklik ile KKTC ihracatlarında 5 Aralık’tan itibaren gümrük beyannamesinde ihracat bedelinin Türk Lirası olarak beyan edilmesi ve bedelin Türk Lirası olarak tahsil edilmesi zorunlu hale getirildi.”
Bu son derece olumlu ve gerekli bir karar oldu. Ve fakat bundan sonra sürecin doğru yönetilmesi büyük öneme haizdir. Zira bunun gerçek anlamda ödemeler dengesine büyük katkısı olacak. Dolayısıyla denetim mekanizmalarının hassasiyetle yapılması sürekli artan fahiş fiyat seyrini durduracak bir bloku oluşturacak ki bu son derece önemlidir. Azınlık bir kesim haricinde herkes farkındadır ki ekonomik çarklar büyük bir çoğunluğun lehine dönmüyor. Kim ne derse desin, kim hangi yapay pembe tabloları önümüze koyarsa koysun Kıbrıs’ın kuzey yarısında ciddi bir krizle karşı karşıyayız.
Ekonomik olarak elimizdeki enstrümanların sınırlı olması bir yana, para birliği anlaşmamızın olmaması, TL’nin döviz karşısında yitirdiği değer, ekonomide doğru adımların atılamaması beraberinde kontrolsüz enflasyonu getirdiği gibi halkın alım gücünü kaybetmesini ve nihayetinde fakirliği ciddi boyutlara ulaşmasını sağladı..
Türkiye ile ithalat ve ihracat dengemizin %95 vs. % 5 olduğu bir gerçek.
Yukarıda da belirttiğim üzere bundan sonrası çok daha büyük öneme haiz yapılacaklar açısından.
Nitekim bundan sonraki süreçte Mal ve Hizmetler Yasası’nda Fahiş Fiyat artışı düzenlemesi ve denetimi sorumluluğunu ülkeyi yönetenler iyi etüt edip bu yükümlülüklerini yerine getirmeleri elzem bir ihtiyaç haline gelmiştir.
Dolayısıyla şimdi artık iş hükümete kalmıştır. Denetimli Mal kapsamını temel tüketim maddeleri ve hizmetleri için bir süre düzenlemeler yaparak ve denetimi sağlayarak yurttaşlara bir nebze de olsa nefes aldırmak hükümetin sorumluluğundadır.
