EkonomiKıbrısManşetSağlıkSiyaset

Deniz: Ali Pilli’yi engel olarak gördükleri için görevden aldılar

Ekonomi eski Bakanı ve Ekonomist Derviş Kemal Deniz, Sağlık eski Bakanı Dr. Ali Pilli'nin görevden alınmasının temelinde ekonomik hayatın devamlılığının önünde bir engel olarak görülmesinden kaynaklandığını savundu

Ekonomi eski Bakanı ve Ekonomist Derviş Kemal Deniz, Sağlık eski Bakanı Dr. Ali Pilli’nin görevden alınmasının temelinde ekonomik hayatın devamlılığının önünde bir engel olarak görülmesinden kaynaklandığını savundu.

Bakan Pilli’nin görevden alınmasıyla birlikte sağlık tedbirlerinin de hafifletileceğini kaydeden Deniz, “Bilinmesi gereken şudur ki, ekonomik hayatın devamlılığı sağlık tedbirlerinin hafifletilmesine değil, aşı tedariki ve aşı takviminin belirlenmesine bağlıdır” dedi.

Toplumun yüzde yetmişinin aşılanması gerçekleşmeden ekonomik hayatın tam anlamı ile başlamasının ekonomik hayatın devamlılığı için çok büyük bir risk olduğunu vurgulayan Deniz, bugün özel sektörün içinde bulunduğu mali çıkmazın sadece zorunlu kapanmaya dayandırılmaması gerektiğini ifade etti.

Ekonomi eski Bakanı ve Ekonomist Derviş Kemal Deniz’in açıklamalarının tamamı şu şekilde: 

“Her ne kadar açıkça belirtilmese de Sağlık Bakanı Ali Pilli’nin görevden alınmasının temelinde ekonomik hayatın devamlılığı önünde engel olduğu düşüncesi yatmaktadır.

Böyle bir kararın alınmasında parti içindeki güçlerin, ekonomik örgütlerin ve bu örgütler dışındaki kişilerin mi etkili olduğu tam olarak bir açıklık kazanmamıştır.
Ancak bilinmesi gereken şudur ki, ekonomik hayatın devamlılığı sağlık tedbirlerinin hafifletilmesine değil aşı tedariki ve aşı takviminin belirlenmesine bağlıdır.
Toplumun yüzde yetmişinin aşılanması gerçekleşmeden ekonomik hayatın tam anlamı ile başlaması ekonomik hayatın devamlılığı için çok büyük bir risktir.
Bugün özel sektörün içinde bulunduğu mali çıkmazın sadece zorunlu kapanmaya dayandırılmaması gerekir.

Devletin kapalı işletmelere yeterli miktarda ve zamanında bir mali destekte bulunamaması ile özel sektörün çok zor durumda olduğunu çok iyi biliyorum.
Bugün işyerini açıp açamayacağını, açarsa ne zaman kapatacağını, nasıl alış veriş yapacağını, nasıl personel maaşı ödeyeceğini, nasıl mal tedariki yapacağını, nasıl kira ödeyeceğini, nasıl vergi vereceğini, nasıl banka kredisine taksit yatıracağını ve en önemlisi bütün bunlara ilaveten nasıl evine yiyecek götüreceğini göremeyen binlerce işyeri sahibi ve dolayısı ile bu yerlerde çalışanlar vardır.
Hepimiz bu kişileri düşündüğümüzde ,devlet bu işletmelere destek sağlayamıyorsa o zaman iş yapmalarına izin verilsin demeye geliyoruz. Ticari yönden doğru olan bu.
Ancak ekonomideki en büyük tehlike istikrardan uzaklaşmaktır.

İş yerlerini açar ve kısa zamanda kapatırsanız bu işyerlerine en büyük darbeyi vurursunuz.
Çünkü bir işyerini açmak kapatmak kadar maliyetlidir ve bunu bütün iş sahipleri bilmektedir.
İşyerlerinin devamlılığı ile ilgili güvence yoksa ticari hayat, yatırım ve istihdam istenildiği şekilde gelişemez.
Bu nedenle hükümetin acilen aşıya ulaşmada gerekli kaynağı sağlayıp Türkiye veya Avrupadan aşı tedarikini gerçekleştirmesi gerekmektedir. Yoksa ekonomik açılım sadece sahte bir umut olarak özel sektöre verilir.
Bütün bunlar olurken Kıbrıs Rum Yönetiminin KKTC turizmine büyük etki edeceği kesin olan AB vatandaşları dışındaki kişilere sınırlardan geçişinin engellenmesi kararının dikkate alınması gerekir.

Gerek iç siyaset gerekse dış siyasette uygulamakta olduğumuz yöntemlerin ekonomik hayatımızı olumsuz şekilde etkilediğini görmekteyiz.
Ekonomik hayattaki canlılık sadece iç siyasetteki istikrara bağlı değildir.
Dış siyasette yapılan icraatler ve söylenen sözlerin etkilerinin ne götürüp ne getirdiği de iyi hesaplanmalıdır.
Bizi ekonomik açıdan çökertmeye çalışan Kıbrıs Rum Yönetiminin elindeki uluslararası tanınmışlık imkanlarını aleyhimize kullanacağını bilmemiz gerekir.
Ancak Kıbrıs Rum Yönetimi böyle davranır diye bizim onların tuzağına düşüp yanlış söylem ve icraatlerden sakınmamız gerekir.
Ekonomik hayatı dış siyaset açısından nerde olduğumuzu ve ne gibi tehlikelerle karşılaştığımızı bilerek şekillendirmeliyiz.
2004 te kaybettiklerimizi bir tarafa bırakarak yine 2004 te toplumsal açıdan kazandıklarımızı masanın üzerine koyalım ve ekonomik politikalarımızı bu kazanımlarımıza göre şekillendirelim.
Bunu yapmazsak içe kapanır ve ekonomik açıdan küçülürüz.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu