KKTC seçime yaklaşırken boykot çağrıları gölgesinde bu tavrın güçlü olduğuna ilişkin genel bir kanaat var ve bu durum bazı anket çalışmalarına da yüzde 33 seviyesinde yansıyor.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) milletvekili Doğuş Derya “güçlü boykot dalgası” konusunda “homojen olmadığını “söylediği boykotçuları suçlamadığını ancak bu tavra katılmaması için hem ülkemize mahsus bazı durumların olduğunu hem de dünya genelinde yapılmış uluslararası çalışmalar ışığında çok sebep olduğunu dile getirdi.
Bir eylem olarak boykotun çok fazla karşılığı olmayacağını, eninde sonunda sandığa gidileceği temennisini dile getiren Doğuş Derya, “Ben meclisi sokak gibi mücadele alanı görüyorum” dedi.
Genç TV’de Muazzez Gazihan’ın konu hakkındaki sorusu karşısında Derya özetle şöyle dedi:
“Boykot eğilimindeki arkadaşları sosyolog olarak anlıyorum. Bu eğilimde geniş bir yelpaze var, homojen bir gurup değiller. Saygım sonsuz ama birkaç kritik şey var: ülkenizde yüzde 51 seçmen o seçim iptal olur diye bir madde yoksa yüzde 5’i bile gitse birileri seçiliyor.
Seçime katılmamanız birilerinin seçilmesine mani değil. Cumhurbaşkanlığı seçiminde demokrasimize müdahale edildiği (fotoğraflarla) basında çıktı değil mi? Rakibi çekilse idi ne olurdu?
Boykotla ilgili uluslararası (onlarca) çalışmaya baktığımızda bir: boykot muhalefetin marjinalize olmasını sağlıyor (ve böylelikle) muhalefetin sözü eksiliyor. İktidarda olanlar iktidarlarını güçlendirecek yasal düzenlemelerle otokratik yapılar oluşturabiliyor ve bu konuda elleri rahatlıyor.
4’lü de mesela bir protokol Türkiye’den geldi ve sendikal mücadeleyi bitirecek maddeler vardı. Buna kim direnecek? Sendikalar bu ülkede güçlü ve bu nedenle yapılmak isteniyor. Ben meclisi sokak gibi mücadele alanı görüyorum. İnsanlar çözüm üretsin diye sizi seçiyorlar.
Mesela ihalesiz usulsüz yakıt alıp Arıklı profilindeki vekiller belki yasaları çiğneyecekler çünkü hesap soracak insanlar olmayacak. Jet skandalı var, ada pas skandalı var… Çok boyutlu düşünmek lazım…”
KAYNAK: KIBRIS POSTASI
