EkonomiKıbrısManşetSiyaset

Devlet eliyle illegal ülke yaratılıyor

Kayıt dışına çıkarılarak veya kara para sisteme sokularak zaman içerisinde ne kadarlık gayrimenkul alındığını ve sebepsiz servet zenginleşmesinin ne boyutta olduğunu tam bir bilinmeyenli denklem

“Vergi Ödevi” ana başlıklı düzenlemeye ilişkin Anayasa maddesine göre, vergi, resim ve harçlar, ve benzeri mali yükümler ancak yasa ile düzenlenir, Yasa Gücünde Kararname ile değil!

Öncelikle bunu belirtmiş olalım.

Anayasa ve demokrasi ihlalleriyle hukuk dışılıkta nam salan UBP-DP-YDP azınlık hükümeti, bahse konu 53/2021 no’lu YGK ile gerçek ve tüzel kişilere ait yurtiçinde veya yurtdışında bulunan ve beyan edilmeyen paraları sadece 2.5% oranında bir vergi ile yasallaştırmaya karar vermiştir.

Bu kararname ile, gelirlerini düzenli olarak beyan eden ve 37%’ye varan gelir vergisine tabi olan kişiler, ayrıca % 15 gelir ve % 10 kurumlar vergisine tabi olan şirketler adeta cezalandırılıyor; gününde beyan yapmayan ve kayıt dışılığı körükleyenler ise sadece 2.5% oranında bir vergi ile affediliyorlar.

Bu Yasa Gücünde Kararname  kapsamında söz konusu paraların kayıt dışı oluşumuna dair tarihsel bir detay yoktur. Dolayısıyla, kayıt dışılığa karşı mücadele değil, bir kara para aklama amacını taşıdığı kanaatini güçlendirmektedir.

Kamuoyunda ve iş dünyasında ciddi bir hassasiyet olan kayıt dışı ekonomi, vergisel boyutunun yanı sıra ekonomik, sosyal, psikolojik, ahlaki ve siyasal alanlarda da sorunlar yaratmaktadır. Kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin artması ülkedeki ekonomi yönetimini etkisiz hale getirdiği gibi, kayıtlı ekonomi aleyhinde haksız rekabetin yanı sıra toplumun moral ve ahlaki değerlerinin bozulmasına ve anti sosyal davranışların yayılmasına da sebep olmaktadır. Genelde  kaynağı bilinmeyen gelirlerden oluşan kayıt dışılığın yarattığı ekonomik, mali ve diğer birçok soruna bütünlüklü ve kalıcı çözümler üretmek ivediliğini korumaktadır.

Bu gelirleri adaletten yoksun böyle bir kararname ile yasallaştırmak, kayıt dışılığın devamını kolaylaştırmak ve teşvik etmek anlamına gelmektedir.

Dolayısıyla ülkemizde akışı sağlanan kara para miktarının yaklaşık ne kadar ve ne boyutlarda olduğunu belirsiz.

Vergiden kaçırılmak üzere  ve bankalar krizi zamanında binlerce insanımızın mağdur olduğu dönem batan bankaların içini boşaltmak için yurt dışı bankalara kaçırılan paraların miktarını hala bugün bilen yok.

Kayıt dışına çıkarılarak veya kara para sisteme sokularak zaman içerisinde ne kadarlık gayrimenkul alındığını ve sebepsiz servet zenginleşmesinin ne boyutta olduğunu tam bir bilinmeyenli denklem.

İyi olarak bilinen kişi ve veyahut  şirketlerin banka hesapları  üzerinden komisyon karşılığı veya iş ortaklığı yapılarak ülkeye girişi ve akışı sağlanan yasal yollardan elde edilmeyen paranın ne boyutta olduğu da bilinmiyor!

Özellikle Afrika kökenli birtakım sözde öğrencilerin paralarının hangi kanal ile ülkeye geldiği ve piyasadaki  lüks araç vb. alımların ne durumda olduğu konusunda devletin en küçük bir tasarrufu yok. Dolayısıyla sokaktaki vatandaşın bile dikkatini çeken bu konuda devletin ilgili birimlerinin herhangi bir araştırma/inceleme yapmadığı da anlaşılıyor.

Peki ne yapılması gerekir?

Bu soruların yasal mevzuata uygun cevap bulunabilmesi için, ülkemizde ciddi, kurumsal ve içerisinde kara para uzmanlarının yer aldığı ekiplerin oluşturulması ve Vergi Dairesi, Mali Polis Birimi ile Para  Kambiyo Biriminin ortak yürüteceği koordineli bir ekip çalışmasının yapılması gerekiyor.. Nitekim bu kadar küçük bir coğrafyada, herkesin birbirini tanıdığı, kimin ne olduğu bilinen bir coğrafyada kayıt dışı ekonomi kontrol altına alınamıyorsa burada çok üzgünüm ama bu işlerin hayat bulmasında kilit noktada bulunan merciler işin bir  parçası haline gelmişler  demektir… Burada Anayasa açıkça çiğnenmektedir. Siyasal etik ayaklar altına alınmakta. Hukukun üstünlüğü hiç edilmekte. Anayasa Mahkemesi kararları yok sayılmaktadır. Kararların geriye yürümeyeceğini bildiklerinden için de her türlü hukuksuzluğu denemektedirler. ,

Diğer Haberler

Başa dön tuşu