EkonomiKıbrısManşetSiyaset

Devlet, ‘Yük olmaktan’ vazgeçmez; geçemez!

Kıbrıs Türk Ticaret Odası, 2020 yılının son çeyreğine ilişkin ekonomi raporunu açıkladı. Gerçekte bu rapor “tam bir pandemi raporu” oldu. 2020 yılı değerlendirmesi ve 2020 yılına ilişkin rakamlar, Covid-19 salgınının KKTC ekonomisini kırıp döktüğünü açıkça gösteriyor. 2020 yılında % 15 kadar küçülmüşüz. Genç işsizlerin oranı da %30’a kadar yükselmiş…

Kıbrıs Türk Ticaret Odası, 2020 yılının son çeyreğine ilişkin ekonomi raporunu açıkladı. Gerçekte bu rapor “tam bir pandemi raporu” oldu. 2020 yılı değerlendirmesi ve 2020 yılına ilişkin rakamlar, Covid-19 salgınının KKTC ekonomisini kırıp döktüğünü açıkça gösteriyor. 2020 yılında % 15 kadar küçülmüşüz. Genç işsizlerin oranı da %30’a kadar yükselmiş…

Ama ben, gerek ekonominin daralmasının, gerekse işsizliğin çok daha yüksek boyutlarda olduğunu düşünüyorum. Devletin istatistik sistemine güvenmiyorum. Sağlık verilerini bile toplayamayan devlet ekonomik veri mi topluyor? İnanmam; inanamam! Devletten umudunu kesenler, yaşadıkları zorlukları paylaşmıyorlar ki devlet bunlar hakkında bir kayıt tutabilsin! Artık işi-gücü kalmamış insanlar, hala daha sosyal sigortalı görünebiliyor. Umurunda bile değil!

NE YAPMAK GEREKİYOR?

Yine de, 2020’de ne yaptığımızı ve nasıl sonuçlar elde ettiğimizi gerçekçi bir şekilde sorgulamalıyız ki 2021’deki davranışlarımıza yön verebilelim… 2020’de yaşadıklarımızın önemi de aslında bundan geliyor.

Ticaret Odası raporunda neler yapılması gerektiğine ilişkin öneriler de sıralanmış:

Daralan dış talebi genişletici girişimler kapsamında gerekli koruyucu önlemlerle birlikte yabancı öğrencilerin gelişinin planlanması.

Kuzey Kıbrıs’a turistlerin giriş koşullarının acilen belirlenmesi, ilan edilmesi ve turistik pazarlama faaliyetlerinin desteklenmesi.

KKTC’de konut almış veya alacak olan yabancıların yurda girişinin kurallara bağlı olarak kolaylaştırılması.

Salgının ekonomik anlamda yarattığı tahribatı asgariye indirebilmek için özel sektör kuruluşları ile çalışanlarının salgın sonrasına kadar kamusal desteklerle ayakta tutulması.

Kamu hizmetlerinin hızla dijitalleştirilmesi, bu yolla kamunun hizmet kapasitesi ve hızının artırılması amacıyla e-Devlet ile ilgili çalışmaların öncelikli olarak hayata geçirilmesi.

Kamuda “vatandaş devlet için değil, devlet vatandaş için vardır” anlayışı doğrultusunda, kamunun ekonomi üzerinde yük olmaktan çıkarılması ve ekonomiyi destekleyecek şekilde yapılandırılması amacıyla kamu reformunun hayata geçirilmesi.

Kamu harcamalarının disiplin altına alınması ve en az 10% tasarrufa gidilmesi.

Salgın döneminde yatırım indirimlerinin yatırımları teşvik edecek şekilde en az % 50’ye yükseltilmesi, sınırlamaların kaldırılması ve firmaların teknolojik alt-yapı ve dijitalleşme yatırımlarının da yatırım indirimi kapsamına alınması.

HÜKÜMET BUNLARI YAPAMAZ!

Öneriler oldukça gerçekçi… Hatta daha ileri giderek, “akla gelebilecek en iyi öneriler” bunlardır bile diyebiliriz.

Peki; hükümet bunlara ne kadar itibar edecek dersiniz?

Bence etmeyecek! Edemeyecek!

Öneriler arasında, “kamunun ekonomi üzerinde yük olmaktan çıkarılması ve ekonomiyi destekleyecek şekilde yapılandırılması” var. Her şeyin özü aslında burada gizlidir.

Devlet ekonomi üstünde yük olmaktan çıkarsa ne olacak? Bunca memur nasıl ödenecek? Rapora göre, 2020 yılında bile istihdam yapmaya devam etmişiz. Devlet özel sektörün boğazını sıkıp para toplamazsa partizanca istihdamlar nasıl devam ettirilecek? Bunlar olmazsa siyasetçiler ne iş yapacak?

Olamaz! Siyasetçiler bunu yapamaz! Zaten pandemi döneminde bile tam tersini yapmaya devam ediyorlar. İstihdam yapmaya, halkı ezerken ayrıcalıklı kişilere maaş bağlamaya çalışıyorlar.

2020’de ekonomi sadece %15 kadar küçülmüşse bile bunun başlıca nedeni, yaşam tarzımızı ve tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmemek için birikimlerimizi kullanmamızdır. Sanırım artık birikimlerin sonuna da geldik. Siyasetçiler ekonomiden para çekme gayretlerini devam ettirecek 2021 daha da zor geçecek.

Tek bir seçenek var: Çok dikkatli bir şekilde de olsa dış talebi yeniden canlandırmaya çalışmak… Elimizde avucumuzda ne kalmışsa, turizm ve yükseköğretimi geri kazanmak için harcamak…

Hükümet üyeleri bunu anladı mı; anlamadı mı bilmiyorum ama bu konuda harekete geçmek için hükümeti çok isteksiz ve hatta “korkak” görüyorum.

Oysa korkunun ecele faydası yok! Ve hepimiz de bunu biliyoruz…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu