KıbrısManşet

Din Gör-Sen’den Din İşleri’ne sınav eleştirisi

Din Gör-Sen ile Din İşleri, yapılması planlanan seviye belirleme ve ölçme sınavları nedeniyle karşı karşıya kaldı. Sınavlara karşı olan Din Gör-Sen Başkanı Cengiz İşkey, Din İşleri Başkanlığı'nı kastı aşmakla suçladı.

KKTC Din Görevlileri Sendikası (Din Gör-Sen) Başkanı Cengiz İşkey, bugün toplanarak, yapılması planlanan seviye belirleme ve ölçme sınavlarının, Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Yönetim Kurulu’nca “yasaya aykırı bulunduğu” gerekçesiyle iptal edildiğini ve ertelemenin söz konusu olmadığını bildirdi.

Seviye tespit sınavının iyi niyetli bir karar olmadığını ve sürece katkı koymaya dönük girişimlerinin Din İşleri Başkanlığı’nca kabul görmediğini savunan İşkey, sınavın iptali konusunda “sendikanın kamuoyu önünde kastı aşan müdahaleleri sonucu Din İşleri Başkanlığı’nın sorgulatıldığı” yönündeki söylemlerin olduğunu ve bunu kabul etmediklerini kaydetti. İşkey, bu sınavı düzenleme kararı nedeniyle, kastı aşan ve kurum ile çalışanları karşı karşıya getirenin Din İşleri Başkanlığı olduğunu söyledi.

İşkey, sendika üyelerine yönelik açıklamasında, “Gerek sendika gerek birlik seçim sürecinde ve yeni süreçte din işleri başkanlığının (KURUMUN) araçlarını kullanarak görevliye gidip idari baskı kurarak istifa alan denetçi ve temsilci vekilleri şunu iyi bilsin ki, yaptığınız bu eylemin takipçisiyiz, günü gelince de gerekli yasal tepki vereceğiz. Ve kanuni hakkımızın da saklı olduğunu bilmenizi isteriz.” dedi.

Cengiz İşkey, “Sendika olarak bizim itirazımız yasal olmayan sınav şekli ile alakalıdır ve herhangi bir mahkemeye de taşınmamıştır. Dolayısı ile her türlü eğitim faaliyetini desteklediğimizi de belirtmek isterim.” diye de ekledi.

Din Gör-Sen Başkanı Cengiz İşkey’in açıklamasının tamamı şöyle:

“Değerli Üyelerimiz..

An itibarı ile Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Yönetim Kurulu bugün toplanarak, yapılması planlanan seviye belirleme ve ölçme sınavlarını yasaya aykırı bulunduğundan dolayı iptal etmiştir. Bu sebepten dolayı, dün Din İşleri bölge temsilci vekillerinin yayınladığı gibi, ileri bir tarihe ertelenmesi de söz konusu değildir.

İkincisi arkadaşlar…

Din İşleri Başkanlığı’nın yapmak istediği seviye belirleme sınavının iptali ile ilgili temsilci arkadaşların yaptığı açıklamada “sendikanın kamuoyu önünde kastı aşan müdahaleleri sonucu kurumun sorgulatıldığından” diye bir cümle kullandılar. Halbuki bu sınavın yapılacağını öğrendiğimde, bu güne kadar tüm temsilciler ile Şaban Kavsara, Adnan Sekmen, Necmettin İşkey, Mahmut Toprak dahil, herkes ile yaptığım tüm konuşmalarımızda, kendileri bana haklı olduğumuzu ve bu konu ile alakalı başkanın kendilerini dinlemediğini ifade ettiler. Kanaatimiz odur ki, kastı aşan ve kurum ile çalışanları karşı karşıya getiren, kamuoyu önünde bir sorgulama olmasına sebebiyet veren Din İşleri Başkanlığı ve ekibinin iş bilmezliğidir.

Sendika Başkanı olarak ben bu konu ile alakalı Başkanımız ile görüşmek için randevu talebinde bulunmama rağmen, olumlu cevap alamadım. Bu sebeple bir seferinde yalnız, bir seferinde de Dernek Başkanımızla birlikte Başkana randevu almadan gidip, yapılacak sınavın yasaya aykırı olduğunu, gerekirse hizmet içi bir eğitim ile bunun yapılabileceğini ve kurumumuzun gelişmesi için Sendika ve Dernek olarak her türlü katkıyı koymaya hazır olduğumuzu beyan ettik. Başkanımız her zaman olduğu gibi sert tavrı ile tüm iyi niyetimize rağmen, bu sınavı yapacağını söyleyerek bizi kapı dışarı etti.

Kıymetli kardeşlerim..

Bizler bölge temsilci vekilleri gibi atanmış kimseler değiliz. Görevlilerimiz tarafından demokratik bir seçim sonucunda seçilmiş ve üyelerimizin asli temsilcisi ve yetkili tek sendikayız. Yasal olarak da Din İşleri Komisyonu’nun doğal üyesiyiz. Buna rağmen Sn. Başkanımız hiç bir konuda görüşümüze dahi başvurmamıştır.

Seviye tespit sınavında İyi niyetle alınan bir karardan bahsetmek mümkün değildir. Bölge temsilcilerinin bizatihi bölge WhatsApp gruplarında kendileri ağızlarından söylemleri çok açıktır. “Derece yükselmelerinde etkisi olacaktır”, “Sınava girmeyen en alt derece olan C olacaktır” denerek, “Sınava isteyen katılır isteyen katılmaz” deyip ardından da katılmayanların başarısız ilan edileceği bizatihi WatsApp gruplarında paylaşılmıştır. Doğal olarak bizim verdiğimiz bu haklı tepki tüm üyelerimizin haklı tepkisidir.

Bir öğretmen, polis yada bir memur göreve girdikten sonra ona okul müdürünün yada polis amirinin “Gel ben seni tekrar sınav edeceğim seviyeni ölçeceğim” demek ne kadar doğru değil ise bu durumda o kadar doğru değildir.

Bu gibi söylemleri temsilciler kullandıktan sonra görevliler arasında elbette ki bir huzursuzluğun oluşacağını öngörmeleri gerekmekteydi.

Ellerine yüzlerine bulaştırdıkları bu sürecin sonunda görevlilerin tepkisiyle karşılaşınca tüm suçu sendikanın üzerine atıp geriye çekilme gayreti içerisinde olan temsilciler ve çevresindekiler bu süreçten hiç sorumlu değilmiş gibi bir açıklama yapıp kendilerini kurtaramazlar. Bu süreci o kadar hafife alıyorlar ki dil kursuna benzetip aradan sıyrılacaklarını zannediyorlar. Sendika olarak temsilci vekillerine belirtmek isterim ki bu söylemlerle kendinizi kurtaramaz ve sorumluluktan kaçamazsınız.

Göreve geldiğiniz günden beri sendikamıza ve üyelerimize yaptığınız baskının farkındayız.

Gerek sendika gerek birlik seçim sürecinde ve yeni süreçte din işleri başkanlığının (KURUMUN) araçlarını kullanarak görevliye gidip idari baskı kurarak istifa alan denetçi ve temsilci vekilleri şunu iyi bilsin ki, yaptığınız bu eylemin takipçisiyiz, günü gelince de gerekli yasal tepki vereceğiz. Ve kanuni hakkımızın da saklı olduğunu bilmenizi isteriz.

Biz zaten sendika seçimlerinde sendikamız üyesi olmayan Faruk Seçkin ve Mehmet Yeltekin gibi temsilcilerin sendika yönetim kurulu seçimine bizatihi müdahil olmaları, istifa dilekçesi toplamaları; ne kadar art niyetli olduklarını tüm görevlilerimiz zaten görmüştür ve bu durum bizler tarafından da not edilmiştir.

Sendika yönetimini manipülasyonla suçlayan kişilerin, aslında kimlerin arkasına saklanıp da görevlilere mobbing uyguladıklarını iyi görmemiz gerek.

Bu süreç baştan sona hiçbir şekilde iyi niyetli yapılmış bir durum değildir. İyi niyet olmuş olsaydı baştan yaptığımız uyarılar dikkate alınır, halisane yaptığımız uyarılar göz ardı edilmezdi.

Bizler sendika yönetim kurulu olarak tüm üyelerimizin haklarını savunmaya sonuna kadar devam edeceğiz. Yasal olmayan herhangi bir duruma mutlaka müdahil olacağız ve yasalar çerçevesinde yapılan her işin de yanında olmaya gayret göstereceğiz.

Bilinmelidir ki, Din Görevlileri Sendikası üyesi görevlilerimizin baskı altına alınmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Üzülerek görüyoruz ki, kurumumuzun köklü sorunlarına el atmak varken kurum ve Başkanı iş bilmezliğiniz yüzünden bizimle karşı karşıya getirdiniz.

Kıymetli üyelerimiz.

Gücü eline geçirenlerin pervasızca davranmaları, sizlerin seviyelerini sorgulamaları, sizlere baskı kurup istifaya zorlayanları biz unutmayacağız, Lütfen sizde unutmayın. Biz sizin sayenizde güçlüyüz. Bize güç verin ki, sizlerin adına haksızlıklara karşı duralım.

Bu saatten sonra sizlerden ricamız, kurumun resmi aracı ve yakıtını kullanarak, kendisine verilen unvanı kullanarak size gelen ve sizi sendikamız dan istifaya zorlayan idare ve denetmenlere gerekli tepkiyi verin ve lütfen bize bildirin. Daha önce istifa ettirilen tüm kardeşlerimize kapımız her daim açıktır. Bu süreç sendikanın gerekliliğini tescillemiştir.

Arkadaşlar sendika olarak bizim itirazımız yasal olmayan sınav şekli ile alakalıdır ve herhangi bir mahkemeye de taşınmamıştır. Dolayısı ile her türlü eğitim faaliyetini desteklediğimizi de belirtmek isterim.

Son olarak bilinmesini isteriz ki; bizler Sendika olarak en az, temsilci vekilleri, denetmenler, danışmanlar kadar kurumumuzu ve başkanımızı seviyoruz. Kurumumuzun hayrına yapılacak her türlü yasal ve hayırlı işlerde destekleyeceğimizi bilinmesini isteriz.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu