KıbrısManşetSiyaset

Dünyayı nihayet karşımıza almayı başardık

Maraş yeni bir yanlış adıma dönüşecek. Nitekim ne getirip, ne götüreceğini hesaba katmadan hukuk dışında ve tamamen  popülist adımlar ile düşünülmeden yapılan açıklamalar bizi içinden çıkılmaz bir sürece doğru sürükleyecek..

Kapalı Maraş’ta BM Güvenlik Konseyi Kararının dışına çıkmadık deniliyor.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Maraş açılımı insan haklarının gereği olup, uluslararası hukuka uygun ve mağduriyetlerin giderilmesi içindir. Esas İnsan Haklarına aykırı olan eski sakinleri Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurmalarını engelleyebilmek için tehdit etmek ve siyasi baskı kurmaktır”  Dedi.

Oysa, BM Güvenlik Konseyi’nin 11 Mayıs 1984 tarih ve 550 sayılı kararı “Maraş; 1974’teki yasal sahipleri ve sakinleri dışında yerleşime açılamaz” diyor. Aynı kararda Maraş’ın “Birleşmiş Milletler yönetimine devredilmesi” de kayıt altına alınıyor.

Hal böyleyken, bu anlayışla ancak kendi kendi kendinizi  kandırabilirsiniz, uluslararası toplumu ve dünyanın karar alıcılarını kandıramazsınız.. Dolayısıyla bu siyaset bizi bir yere götürmez.

Eğer bir an önce aklımızı başımıza almaz isek,

Maraş yeni bir yanlış adıma dönüşecek. Nitekim ne getirip, ne götüreceğini hesaba katmadan hukuk dışında ve tamamen  popülist adımlar ile düşünülmeden yapılan açıklamalar bizi içinden çıkılmaz bir sürece doğru sürükleyecek..

Bu konjonktürde iyice yalnızlaşarak bütünüyle uluslararası toplumdan uzaklaşacağız.

Oysa böyle bir durumda ihtiyacımız dünya ile çatışmak değildir.

Nitekim konuyla ilgili olarak BM Güvenlik Konseyi’nin kapalı Maraş’la ilgili yapmış olduğu açıklama malumun ilanından başka bir şey değildir… Ortada kapalı Maraş’a ilişkin alınmış BMGK kararları varken ve bu kararlardaki çağrılar (Maraş’a sakinlerinin dışında başkalarının yerleştirilmemesi ve bölgenin BM idaresine devredilmesi) açık bir şekilde ortadayken, ‘ben yaparım, olur’ siyaseti ile ancak uluslararası hukuk ihlaline imza atarsınız ve Kıbrıslı Türkleri yine dünya ile karşı karşıya getirirsiniz. Kaldı ki Maraş’ta atılan adımların, doğru olmadığını bile bile ve ısrarla, uluslararası hukuka uygun olduğunu iddia ederek gaf üstüne gaf yaptınız ve bizi yine dünyadan kopuk bir siyasetin içine hapsettiniz.

Günlerdir dünya ülkelerinden Maraş açılımı için kınama açıklamaları peş peşe geliyor. Üstüne üstlük siyasette bu tavrı koyacak hiçbir hukuki karşılık da yok.

Hukuki dayanaktan yoksun, sürdürülebilir olmayan, uluslararası hukukla örtüşmeyen ve dünyayı karşımıza aldığımız  bu tek taraflı siyaset sürdürülürse bunun toplum olarak üzerimize yıkacağı ağır yükün altından kimse kalkamayacak.

Nitekim bu anlayışla Rum Lider Nikos Anastasiadis’in uzlaşmaz gömleğini sırtından aldık ve çözüm isteyen taraf yaptık.

Geldiğimiz günde ise uluslararası hukuku takmıyorlar, evrensel değerleri benimsemiyorlar, BM kararlarını önemsemiyorlar. Demokrasi, insan hakları ve özgürlükler umurlarında değil.

Peki geriye ne kalıyor?

Uluslararası toplumdan soyutlanmış illegal bir düzen. Bütün  uğraşları da zaten  bu külhanbeyi yapıyı korumak değil midir?

Diğer Haberler

Başa dön tuşu