KıbrısManşetSpor

Egemenlik taraftarındır

Bu belirtilen zât-ı şahanelerin ortak paydasında ne vardı? Tabiî ki de liderlik vardı. Lider ile yönetici arasındaki fark ne? Lider grubun önünde yer alır ve bilgeliği, adaleti ve sevgisiyle de grubunu etkiler ve de sürükler bildik

Futbolda ilk kez Arjantin 1978’de ve de TRT 1’de Hollanda – Arjantin maçının canlı yayınıyla başladı bu canlı maç yayın işleri. O maçı biz de o an’da izlemiştik ailecek. El Matador’un (Mario Kempes) elinde yükselen bir kupa hâlâ daha hafızamızda. Tabiî 74 finalinde de yine Hollanda vardı ama (Batı) Almanların küçük dev adamı Gerd Müller sahnedeydi ve bu efsâne o gün yine portakalları eve boş gönderdi.

Neyse, yakın geçmişte ise 82’de Rossi mucizesi, 86’da Maradona Ekselansları, 90’da Franz Beckenbauer ve teşkilatı, 94’te Dunga, 98’de Zidane Hazretleri, 2002’de yine Sambacı Ronaldo, 2006’da İtalyan Cannavaro ve ekibi ve 2010’da Torres, Xavi ve Iniesta rüzgârı esti bildik. Sonrasında 2014’te Mario Götze’nin 113. dakikada attığı golle Thomas Müller’li Almanya Mucizesi ve 2018’de de Griezmann, Pogba ve Mbappe’li Fransız Horozları Kupa 1’i havaya kaldırdı.

Bu belirtilen zât-ı şahanelerin ortak paydasında ne vardı? Tabiî ki de liderlik vardı. Lider ile yönetici arasındaki fark ne? Lider grubun önünde yer alır ve bilgeliği, adaleti ve sevgisiyle de grubunu etkiler ve de sürükler bildik. Yönetici ise grubunun arkasında yer alır. Uzman olma şartı aranmaz. Onları sürükleme yetisi de yoktur. Onları sadece arkadan sevk ve idare etmeye çalışır. E spordaki liderler ne halt? Onlara da lider yönetici demekte fayda var. Neden mi? E bazen grubun arkasında, bazen grubun önünde ama çokça da grubun üzerinde yer alırlar.

Spordaki lider yöneticilik diğer sektörlere göre çok daha meşakkatlidir. Sebebi ise bu işin toplum önünde tesis edilmesi ve sürer durumunun da toplum önünde yer almasıdır. Herhangi bir uluslarüstü futbolcu veya teknik adamın gizli bir konuşması, ya da bir demeci küresel anlamda manşet oluyor. Örneğin Sir. Fergie’nin Beckham’a ayakkabı fırlatması, İngilizlerin millî kahramanı Steven Gerrard’ın Galler’de bir taraftara attığı yumruk Rio’da manşet olabiliyor. Sir. Alex Ferguson’un Managing My Life adlı kitabında; “David’i kadroya almamamın nedeni, isminin performansının önüne geçmesidir” demişti.

İşte, kamuya malolmuş bir meslek grubu bu performans sporculuğu. Diğer bir uluslarüstü şampiyon Ancelotti; “Menajerle başkanın arasının iyi olmadığını oyuncu hemen anlar ve ilk çatışmada da bu kartı size atar” demişti bir konuşmasında. Özetle teknik adam ile sporcu arasındaki çatışmalar her daim kamu önünde yaşanır. E hâl böyle olunca da ‘egemenlik; kayıtsız şartsız taraftarındır’ ilkesi aktifleşir.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu