KıbrısManşetSiyaset

Eğer istersek doğru yolu yürürüz

Madem ki kapalı Maraş’ı sürece dahil ettik, o zaman bunu doğru olan şekilde sürdürmeliyiz. Doğru olanın da uluslararası hukukun dışına çıkmadan ilerlemek olduğu konusunda sanırım büyük oranda hemfikiriz. Eğer çözümden önce bunu başarabilirsek hem siyasi, olarak, hem de ekonomik olarak olumlu yönde çok ciddi bir ivme yakalamış oluruz

Kıbrıslı Rum Maliye Bakanı Konstantinos Petridis 2021’de Kıbrıs’ın kuzeyinden güneye Yeşil Hat Tüzüğü aracılığıyla 6,1 milyon Euro değerinde ticaret yapıldığını açıkladı. Bu elbette olumlu bir durum.

Dolayısıyla çözüm gerçekleşene dek uygulamada olan Yeşil Hat Tüzüğü Kıbrıslı Türkler için çok önemli bir ticaret yolu.

Bunu çeşitlendirmek suretiyle çoğaltmak da mümkün. Önceki gün Sevgili Mete Hatay’ın sosyal medyadan yaptığı bir paylaşımı dikkatimi çekti. Sevgili Mete aynen şunları yazmıştı: “Maraş’ın yönetimi için Uluslararası toplumu tatmin edecek, geri dönecek sakinlerine güven sağlayacak birçok örnek vardır. Berlin’in eski statüsünden tutun, Hollanda’daki Belçika enklavları gibi Avrupa’daki farklı otonom enklavları da incelenebilir. İstersek çözüm var”  Sevgili Mete Hatay’ın bu paylaşımının altına tereddütsüz imzamı atarım.

Zira ta başından beri “Maraş” konusunda uluslararası toplumu ikna edecek hukuki yöntemi bularak uygulamaya geçirmeliyiz düşüncesini destekledim. Nitekim doğru yöntemin de bu olduğuna inanıyorum.

Hoş madem ki kapalı Maraş’ı sürece dahil ettik, o zaman bunu doğru olan şekilde sürdürmeliyiz. Doğru olanın da uluslararası hukukun dışına çıkmadan ilerlemek olduğu konusunda sanırım büyük oranda hemfikiriz. Eğer çözümden önce bunu başarabilirsek hem siyasi, olarak, hem de ekonomik olarak olumlu yönde çok ciddi bir ivme yakalamış oluruz.

Ha hangi çözümden bahsediyorsun  diyebilirsiniz ki çok haklısınız.

Bu konuda öne sürebileceğim somut bir ilerlemenin olmadığının farkındayım.

Lakin bir şeyin daha farkındayım ki, Kıbrıs sorunu bugün taşındığı nokta da sürdürülebilir değil. Bugün henüz adı konmamış bir çözümün adayı bir şekilde bir arada tutabileceğini öngörmek de zor değil.

Dolayısıyla o gün gelene dek, elimizde var olan enstrümanları doğru kullanabilirsek bu bizim lehimize işleyen bir süreci de beraberinde getirecek. Yeter ki dünyadan kopmadan, uluslararası hukuku yönetim anlayışımız içine yerleştirerek ve onu kılavuz  alarak yolumuza devam edelim.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu