EkonomiKıbrısManşetSiyasetTürkiye

Elinizi çabuk tutun

Türkiye’de 1 TL’nin TL karşılığı yine 1 TL olurken. Kuzey Kıbrıs’ta 1 TL’nin karşılığı yaklaşık 1.30 TL’dir. Maliyeti bize daha fazladır

Türkiye’nin yönetildiği ekonomik aklın düşük faiz ısrarı ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının yüzde yirmiye yaklaşan enflasyona rağmen son 3 ayda 400 baz puan faiz indirimi sonrası TL’sinde tarihi değer kaybı artarak devam ediyor.

Haliyle kullanılan para birimi TL olunca bu Kuzey Kıbrıs’ta da olumsuz etki yaratıyor.

Bu etki her geçen gün kapsama alanını da genişleterek büyüyor. Buna karşın ise çaresiz bekleyiş devam ediyor. Yükselen döviz, ödenmez hale gelen kredi taksitleri, döviz endeksli kiralar halkın belini bükerken

Devletin kredi taksitlerini faizsiz dondurmaması, kira bedellerini yetkisi olduğu halde denetlememesi yaşadığımız geçim sıkıntıları yanında yurttaşa ağır bir yük bindiriyor. Yoksullaşıyoruz, geçim sıkıntısı nedeniyle aileler dağılıyor.

İnsanca yaşayabilmek için temel tüketim maddelerine ulaşamamak, temel sağlık, eğitim, barınma, ulaşım ve sosyal hizmetlerden faydalanamamak bir toplumu çöküşe götürür.

Maalesef her geçen gün fakirleşirken

İstikrarlı veya politikasını yönettiğimiz  bir para birimi de söz konusu olmayınca bu olumsuzluğun korkunç etkisi daha çok hissedilir hale geliyor. Hatta bu durumdan Türkiye’den çok daha fazla etkilenen bir KKTC var.

Türkiye’yi yöneten  ekonomik aklın para politikasında iddialar şu ki;  yerli paranın değerini magmaya kadar çekerek yerel ne varsa değersizleştirip yabancı şirketlere yok pahasına ucuz işçilik ve yatırım fırsatı oluşturmayı hedefliyorlar.

Bunun takdiri elbette Türkiye’yi yöneten iradeye ve Türk Halkına kalmıştır.

Ve fakat konunun mağdurlar tarafında Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan bizler de varız.

Türkiye’de 1 TL’nin TL karşılığı yine 1 TL olurken. Kuzey Kıbrıs’ta 1 TL’nin karşılığı yaklaşık 1.30 TL’dir.

Maliyeti bize daha fazladır.

Bu da normal şartlarda tabi.

Peki TL’nin değer kaybını önlemek için seçenekler yok mu?

Elbette vardır.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ile anlaşma yapma gibi bir olasılık var.

Faiz artışına gidilmesi ve belirli bir süre indirilmeyeceğine dair piyasaya güven verilmesi başka bir yol.

Netice itibariyle söz konusu bu para politikası Türkiye’yi yöneten ekonomik akıl tarafından ısrarla devam edilecekse ve bu bağlamda acil ve ivedi şekilde  müdahale yapılmayacaksa  TL’deki değer kayıpları hızlanarak devam edecektir.

Zira bunun kaçınılmaz akıbeti budur.

Peki Kuzey Kıbrıs’ta ne yapılabilir.

Öyle ya para politikasını yöneten pozisyonunda değiliz.

Fakat bu elimizi kolumuzu bağlayacak bir neden olmamalıdır.

Alınabilecek önlemler vardır.

Dövizin sabitlenmesi, ülkeye sıcak paranın girişinin teşviki, dar gelirli insanların nefes almasını sağlayacak önlemler alınabilir.  Kısa vadede bunlar mümkün..

Orta ve uzun vadede kaçak ekonominin önüne geçecek köklü çözümler üretilebilir.

Ülkede gelir adaleti daha makul bir düzeye getirilebilir.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu