KıbrısManşet

Erdem: “İklimsel Olaylara Bağlı Olarak Gelişen Afetler (Sıcaklık Artışı, Kasırga, Sel Gibi) Son 60 Yılda Giderek Artıyor”

GAÜ Akademisyeni Prof. Dr. Günhan Erdem'den 13 Ekim Dünya Afet Risklerini Azaltma Günü farkındalık mesajı

“İklimsel Olaylara Bağlı Olarak Gelişen Afetler (Sıcaklık Artışı, Kasırga, Sel Gibi) Son 60 Yılda Giderek Artıyor”

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Günhan Erdem, 13 Ekim Dünya Afet Risklerini Azaltma Günü dolayısıyla bir farkındalık mesajı yayımladı.

Prof. Dr. Günhan Erdem’in 13 Ekim Dünya Afet Risklerini Azaltma Günü sebebi ile yayımladığı mesajda; dünya genelinde az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin %90’ının afetler karşısında savunmasız olduğu ifade edildi.

Prof. Dr. Erdem “Toplumsal gelişmişliğin en önemli göstergesi, toplumun yaşadığı coğrafyaya ve içinde bulunduğu şartlara bağlı olarak her an karşı karşıya kalma olasılığı bulunan bir afet durumuna karşı ne derecede hazır ve dirençli olduğudur. Dünya geneline bakıldığında az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin %90’ı afetler karşısında savunmasızdır. Örneğin iklimsel olaylara bağlı olarak gelişen afetler (sıcaklık artışı, kasırga, sel gibi) son 60 yılda giderek artıyor ve son on yılda bu afetler nedeniyle 410 binden fazla insan hayatını kaybetti. Ve bu insanların büyük bir çoğunluğu düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşıyordu. Alt ve üst yapıları itibariyle deprem, kasırga, sel gibi afetlere karşı dirençli özelliklere sahip ülkeler ise bu tip afetlerden en az düzeyde etkilenen ülkeleri oluşturmaktadır ve bu ülkeler ele alındığında tamamının gelişmiş ülkeler olduğu görülmektedir. Burada doğal olarak şöyle bir soru akıllara gelebilir: “Afete dirençli olmak için bir ülkenin gelişmiş olması mı gerekir?” Şayet duruma şu açıdan bakabilirsek bu sorunun cevabını da kolaylıkla verebiliriz” dedi.

“Gelişmiş bir toplum ve ülke konumuna erişebilmek için afetlere dirençli olmak gerekir”

Erdem, afete bağlı olarak hasara uğrayan ülkelerin söz konusu zararı telafi etmek adına büyük bir mali kaynak yaratmak zorunda olduğunu belirterek, “Örneğin 1999 Marmara depreminin neden olduğu zarar o günün şartlarında yaklaşık 13 milyar Amerikan Doları düzeyindedir. Kaldı ki yetişmiş insan gücünde meydana gelen kayıpları düşünecek olursak değeri parayla ölçülemeyecek düzeyde bir kayıp ortaya çıkmıştır. Şayet bu depremin hasara uğrattığı yapılar depreme dayanıklı olsaydı bu kayıplar oluşmayacak ve ortaya çıkan zararı gidermek adına sarf edilen maddi kaynaklar toplumun daha ileri seviyede kalkınması ve gelişmesi için harcanabilecekti. Şimdi bu perspektiften yukarıdaki soruya tekrar baktığımızda eminim ki birçoğumuz “Gelişmiş bir toplum ve ülke konumuna erişebilmek için afetlere dirençli olmak gerekir” noktasında hemfikir olabiliriz. 2015 yılında Birleşmiş Milletlerin Japonya-Sendai’de gerçekleştirdiği “Afet Risklerinin Azaltımı” toplantısında 2015-2030 yıllarını kapsayan 15 yıllık bir çerçeve programı hazırlanmıştır. Bu programa göre Dünya’da en yaygın olarak görülen ve insan hayatına mal olan afetlerden kaynaklanan zararları azaltmak için yapılması gereken çalışmalar ortaya konmuştur. Bu çerçevede, özellikle afetlerden en çok etkilenen az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere, afet risklerini belirlemek, bu riskleri azaltmak ve afetlerden en fazla etkilenen hassas grupları oluşturan kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve dezavantajlı bireyleri daha güvenli yaşam koşullarına ulaştırmak adına yapılması gerekenler konusunda gelişmiş ülkelerin yardımda bulunmasına dönük tavsiye kararları alınmıştır. Birleşmiş Milletlerin 1989 yılında almış olduğu karar doğrultusunda o tarihten bu yana düzenlenmekte olan 13 Ekim Dünya Afet Risklerinin Azaltılması günü çerçevesinde yapabileceğimiz en doğru bireysel çalışmalar, çevremizde var olan afet ve acil durum risklerini belirlemek ve alabileceğimiz basit önlemlerle bu riskleri ortadan kaldırmak veya en azından en az düzeye indirmek üzere neler yapabileceğimizi planlamak ve uygulamak; bizi aşan konularda ise yetkilileri bu riskler hakkında uyarmak ve her an karşılaşabileceğimiz bir acil duruma karşı hazırlıklı olmak olmalıdır. Herkese afetsiz günler diliyorum” şeklinde belirtti.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu